Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5901
Karar No: 2017/4699
Karar Tarihi: 01.06.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/5901 Esas 2017/4699 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/5901 E.  ,  2017/4699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesilen aylıkların faiziyle tahsiline, yeniden aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.



    K A R A R

    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilen davacının, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve kesilen ,ödenmeyen aylıkların geçmişe etkili olarak davacıya faiziyle ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ..."ün eşi ..."dan 2003 yılında boşandığı, 1996 yılında vefat eden babasından dolayı SSK yetim aylığı aldığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 06.09.2012 tarih 2012/78 sayılı rapora göre; davacının ... adresine 18/04/2012 tarihinde gidildiği, ..., köy bekçisi ..., aza ... ile görüşüldüğü, imzalı ifadelerinde ..."ın eşi ... ile birlikte ikamet ettiğini, arada ...’e çocuklarının yanına gittiklerini, evin ...’a ait olduğunu, boşandıkları konusunda bilgilerinin olmadığını, beyan ettikleri, aynı sokakta oturan... ve ...’ın akraba olduklarını, aralarının iyi olmadığını, yazılı ve imzalı beyan vermeyeceklerini, çiftin aynı evde birlikte yaşadıklarını, boşandıklarını duymadıklarını beyan ettikleri, davacının aynı adreste imzalı ifadesinin alındığı, eşinin bu evde kalmadığını, akrabalarının yanında kaldığını, kendisininde çoğu zaman ...’de kızında kaldığını, adresinin orada olduğunu, torununa baktığını, boşandığını köyde kimsenin bilmediğini beyan ettiği, raporun sonucunda davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşamaya devam ettiğinin tespit edildiği, tutanak tanıklarının Mahkemede tanık olarak dinlendikleri, ve ifade değiştirdikleri, bu rapora dayanılarak Kurumca 26.10.2008-25.01.2014 arası 41.433,76 TL yersiz aylık ödemesi ve 457,80 TL yersiz sağlık gideri ve faizinin borç çıkarıldığı, anlaşılmıştır.

    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Tüm bu hususlar ile Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 06.09.2012 tarih 2012/78 sayılı rapora ilişkin alınan tanık ifadeleri tanıkların denetmene verdikleri samimi, birbirleriyle tutarlı, yazılı ve imzalı ifadelerini, değiştirmesinin haklı gerekçesinin olmaması, davacının denetim esnasında eşinin mernis adresi olan ...adresinde bulunması ve denetmen tarafından imzalı ifadesinin alınması, ifadesinde eşinin bu adreste kalmadığını, akrabalarında kaldığını ifade etmesi, oysa değiştirilen tanık beyanlarında bile eşinin bu adreste yaşadığının ifade edilmesi, davacının ...’deki mernis adresinin kızının adresi olması birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eski eşinin aynı adreste birlikte yaşadıkları sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi