8. Hukuk Dairesi 2010/907 E. , 2010/4733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine ve Karayokuş Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bolvadin Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 05.11.2009 gün ve 507/496 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, harici satış ve eklemeli zilyetliğe dayanarak 109 ada 116 parselin mera olarak yapılan sınırlandırmasının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur. Davalı köy temsilcisi ise davanın köy muhtarlığı ile bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davacının köy muhtarlığına karşı açmış olduğu davanın husumet nedeniyle reddine, Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, dava konusu 109 ada 116 nolu parselin mera kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca sınırlandırmanın iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
109 ada 116 parsel, yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 7100 m2 miktarındaki taşınmaz 109 ada 120 ve 121 parsellere uygulanan 1938 tarih 124 nolu vergi kaydının doğusu “taşlık” okuduğundan miktar fazlası orta malı mera olarak 01.08.1997 tarihinde sınırlandırılmış ve tutanak itirazsız 20.03.1998 tarihinde kesinleşmiştir.
Yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu ve öncesinde de davacının satıcısı tarafından ekilip biçildiğini beyan etmiş, ziraatçi bilirkişi taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunu açıklamış iseler de, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemece varılan sonuç doğru olmamıştır.
Şöyle ki; davacının üç tarafı mer’a ile çevrili dava konusu yer üzerinde zilyetlik iddiasında bulunarak taşınmazı iktisap etmek istediği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın etrafı mer"a ile çevrili olduğu gibi davacının satıcısına ait olduğu anlaşılan 1938 tarih 124 nolu vergi kaydı dava konusu taşınmaz yönünü “taşlık” okumuştur. Bu taşlığın ise kadimden beri mer"a olarak kullanıldığı mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarınca açıkca ifade edilmiştir. Dava dışı parsele uygulanan davacının satıcısına ait vergi kaydında dava konusu taşınmaz yönünün taşlık olarak yazılı olması ve o sınırda açıklandığı gibi eylemli mer"a bulunması karşısında bu sınırdaki taşınmazın dahi mera olduğunun kabulü gerekir. Bir başka anlatımla bu konumdaki yerlerin mer’anın bütünlüğünü bozarak mer’adan açıldığının, mer’anın devamı ve parçası olduğunun ve öncesinin mer’a niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Mer"a sınırı değişebilir ve genişletilmeye elverişlidir. Bu nitelikte sınırları olan kayıtlar 3402 sayılı Kanunun 20. maddesine göre miktarı ile geçerlidir. Kadastro sırasında vergi kayıt miktarı kadar taşınmaz verilmiştir. Miktar fazlası olan dava konusu taşınmazın mera"adan açılmak suretiyle genişletildiğinin kabulü gerekir. 4342 sayılı Mer’a Kanununun 4.maddesine göre; mer’alar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdendir. Özel mülkiyete geçirilemez ve kazandırıcı zamanaşımı suretiyle iktisap edilemezler. Davanın bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabul şekline göre de; dava, sınırlandırmanın iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğundan; TMK nun 713/3. fıkrasına göre, Hazine ve köy tüzel kişiliği yasal hasımdır. Köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddi doğru olmadığı gibi yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı Hazineden tahsilinde isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.