1. Hukuk Dairesi 2016/8856 E. , 2019/2613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu daireyi davalıdan satın aldığını, ancak davalının hileli hareketler ile daireye isabet etmesi gereken arsa payının tamamını devretmesi gerekirken 9/200 payı devredip 1/20 payı üzerinde bıraktığını ileri sürerek, dairenin arsa üzerindeki payının tespiti ile davalı adına kayıtlı 1/20 payın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunup davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının resmi akit ile taşınmazda kaç m2 yer satın aldığını bildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, aldatma (hile) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, ... ada ... parsel sayılı taşınmazda emlakçı aracılığı ile satın aldığı daireye karşılık gelen payın, davalının hileli davranışları ile eksik devredildiği iddiasıyla davalı üzerinde kalan 1/20 payın iptali ile adına tescilini istemiş, davalı husumet itirazı ve zamanaşımı definde bulunmuş, mahkemece ön inceleme duruşmasında, ara kararla tahkikata geçilmek ve esasa hakkında beyanlar alınmak suretiyle başka bir işlem yapılmadan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından usul hükümlerine aykırılık ve maddi hukuk yönünden temyiz edilen hüküm sayın çoğunluk tarafından onanmıştır.
6100 sayılı HMK"nın "Ön inceleme duruşması" başlıklı 140. madde hükmünde;
(1) Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.
(2) Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder.
(3) Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
(4) Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir.
(5) Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.
Aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, aldatma da ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, aldatma her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olayda, mahkemece taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmiş, belirlenen tarihteki duruşmada hazır olan tarafların ilk beyanı alındıktan sonra, bu konuda onayları alınmadan ara kararı ile tahkikata geçildiği belirtilmiş ve esas hakkındaki beyanları alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin uyguladığı duruşma usulü, HMK"nın 140. maddesine açık aykırılık oluşturmaktadır. Tarafların anlaşmazlık konuları belirlendikten sonra, tahkikat aşamasına geçilerek aldatma (hile) iddiasıyla ilgili delilleri toplanarak, yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde araştırma yapılması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde yalnızca akitte satın alınan miktarın davacı tarafından bilindiği gerekçe gösterilerek davanın reddi kanuna aykırıdır. Ayrıca, usul kurallarına uyulmadan ve maddi gerçekliğe ulaşmak konusunda gerekli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesinin hukuki dinlenilme hakkını zedeleyeceği tartışmasızdır.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum.