16. Hukuk Dairesi 2020/1177 E. , 2021/3323 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 06.11.2019 gün ve saatte temyiz eden ... ve diğerleri vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen Hazine (Kayyum) vekili Avukat ... ve ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 66-67 ve 68 parsel sayılı 282.000.00, 89.000,00 ve 88,500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kayıtları ve ırsen intikal nedenine dayalı olarak ...; ... mirasçıları; ... ve ... oğlu ... adlarına tespit edilmiş; tespit gününden önce davacı ... tarafından Hazine ve tevzi tapu maliklerine karşı açılan tapu iptali ve tescil davası görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmış ve Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazların ... mirasçıları ve müşterekleri adlarına hükümde gösterilen paylarla hükmen tesciline karar verilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları; çekişmeli taşınmazlarla ilgili olarak kadastro mahkemesinde devam eden yargılama sırasında, çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıt maliklerinden hisse satın aldıklarını, ancak tapu müdürlüğünce kadastro mahkemesi kararının infazı aşamasında tüm çekişmeli parsellerde kendilerine eksik, davalılara ise fazla hisse yazıldığını, bundan ayrı olarak 67 ve 68 parsellerin tespitine esas tapu kayıtlarında davalıların hak ve hissesi olmadığı halde onlara hisse verilmesinin de hatalı olduğu iddiasına dayanarak, tapudaki hak sahiplikleri oranında davalılara ait hisselerin iptali ile kendileri adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın (kesin hüküm nedeniyle) reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından esasa, davalılardan ... oğlu ... vekili ve davalılardan ... ve müşterekleri vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak daha önce Kadastro Mahkemesinin 1999/7 Esas, 2001/38 Karar sayılı dosyasında hem tespitin hem de hisselendirmenin yapıldığı, dava konularının aynı olduğu, taraflarınsa bir kısmının aynı bir kısmının ise mevcut dosyamızın tarafları arasında halef-selef ilişkisi olduğu, bu durumda tarafların da aynı olduğu, yasanın bu durumda kesin hüküm için aramış olduğu şartların mevcut olduğu gerekçesiyle kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Mahkemece kesin hüküm olduğu gerekçe gösterilen Kadastro Mahkemesi dosyasının incelenmesinde; iş bu dosya davacıları olan ... ve müştereklerinin bayii olan ... tarafından, kadastro çalışmalarından önce, yörede yapılan toprak tevzi çalışmaları sonucu kendisinin de müştereken malik olduğu tapulu taşınmazların toprak tevzi çalışmalarına konu edilip tevzi komisyonu marifetiyle topraksız kimselere borçlanma yolu ile toprak vermek suretiyle müdahalede bulunduğu iddiasıyla davanın Hazine ve üçüncü kişiler aleyhine açıldığı, bu dava genel mahkemede devam ederken çekişmeli taşınmazlar hakkında 1960 tarihinde tutanak düzenlenmesi üzerine, davanın kadastro mahkemesine aktarıldığı, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin tapu kayıtları esas alınmak suretiyle yapıldığı, tespite esas alınan bu tapu kayıtlarından 04.05.1955 tarih 1 nolu tapuda hisseli olarak ... ve (aktarılan davanın davacısı) ...’in malik olarak yer aldığı, bunlardan ... hissesinin kadastro mahkemesinde devam eden yargılama sırasında ilk olarak 12.09.1979 tarih ve 30 sıra numarasına intikal edip sonrasında ise yine tedavül gördüğü ve ... mirasçılarının değişik tarih ve sıra numaralı tapu kayıtları ile taşınmazlardaki hak ve hisselerini satmak suretiyle tapuya dayalı haklarının sona erdiği, iş bu dosyamız davacılarının tapuya dayalı haklarının ise ... hissesinin Eylül 1979 ve sonrasında yapılan kayden tedavüllerine dayalı olup kendilerinin kayden malik oldukları/olması gereken hisselere nazaran kararın infazı aşamasında hisselendirme sırasında yanlışlık yapıldığı iddiasıyla tüm parseller yönünden eldeki davanın açıldığı; iddianın bu ileri sürülüş biçimine göre talebin kadastro sonrası nedene dayalı ve dava sebebinin kadastro mahkemesinde dayanılan sebepten farklı olmasına göre kesin hüküm şartlarının bu nedenle bulunmadığı; bundan ayrı olarak, 67 ve 68 parseller yönünden ise davacı tarafından, davalıların bu taşınmazlarda hak ve hisselerinin olmadığının da ayrıca ileri sürüldüğü göz önüne alınarak bir an için; iş bu dosya davacılarının bayii ... ile davalı hisselerinin malikleri ..., ..., ... ve ... oğlu ...’ın Kadastro Mahkemesinde görülen ve mahkemece kesin hüküm kabul edilen dosyada taraf oldukları, bu nedenle akdi halefiyet uyarınca (... hisselerini satın almalarına dayalı olarak oluşan akdi halefiyet) taraflar arasında kesin hüküm oluşacağı düşünülebilirse de, ... mirasçıları ile ..., ... ve ... oğlu ...’ın hep birlikte davalı olarak yer aldıkları; ...’in ise müdahil olmakla birlikte bu kişinin müdahil olma nedeninin, bir başka deyişle dava sebebinin; tespite esas 04.05.1955 tarih ve 1 nolu tapunun (... dışındaki) diğer hissedarı ...’a ait tapunun intikal tapusu olan 26.11.1990 tarih ve 2 nolu tapuda hissedar olarak yer alan ... ve ... hisselerinin satın alınmasına dayalı olup bu hisselerin kendi adına tescili isteminden ibaret olduğu; yani bir başka deyişle ...’den intikal eden hisselerle ilgili bir talebi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava şartları arasında sayılan "kesin hüküm" davanın taraf, sebep ve konusunun aynı olması halinde mümkündür. Somut olaydaki gibi sadece dava konusu taşınmazların aynı olması farklı iddialara dayanan farklı taraflar için kesin hüküm oluşturmayacağı gibi iş bu dosya davacıları olan ... ve arkadaşları kadastro mahkemesi dosyasında taraf da olmadığına göre Mahkemece, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile usulden karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.037,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunanlardan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.