11. Hukuk Dairesi 2019/1592 E. , 2019/8171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2016/288 E.- 2017/521 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/12/2018 tarih ve 2018/532 E.- 2018/1300 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının "NEXT" asıl unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin ise 2015/13877 sayılı “Next Level AVM” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa davacı markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, öte yandan davacı şirketin ticaret unvanının asli unsurunun da "NEXT" ibaresinin oluştuğunu, bu nedenle de başvurunun tescilinin mümkün olmadığını, 556 sayılı KHK"nın 8/3. maddesinin de başvurunun tesciline engel olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK"nin 2016-M-4817 sayılı kararının iptaline, markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markaların görünüm, fonetik, tasarım açısından incelendiğinde aralarında hiç bir benzerlik bulunmadığını, tüketici algısında karıştırılmalarının imkansız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin karar düzeltme incelemesinden de geçerek kesinleşen 16.09.2015 tarih, 2015/3353-9386 E.,K. sayılı ilamında da kabul edildiği üzere davacının "NEXT" ibareli markaları ile "NEXT LEVEL" ibaresi arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik olmadığı, başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği, mahkemece ön inceleme duruşmasının tamamlanarak tahkikat aşamasına geçildiği ve sonrasında da sözlü yargılama duruşmasının yapıldığı, mahkemece yapılan işlemlerde bir usule aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.