18. Ceza Dairesi 2019/7599 E. , 2019/14759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma ilamı üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve Yargıtay CGK"nın 31/10/2017 tarih, 2017/1-290 esas, 2017/443 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Yerel Mahkemenin son uygulamasının, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle verilmiş olması karşısında, direnme kararı niteliğinde olmayıp eylemli direnme (uyma) ve dolayısıyla "yeni hüküm" niteliğinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Bu şekilde kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre sanık ...’ın müştekilere söylediği anlaşılan “ İçişleri bakanını mı arayalım, başka birini mi” şeklindeki sözünün, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
2- CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan ve yargılama sürecindeki gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşması sebebiyle cezası ertelenen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ertelemeden önce değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, "; mahkememizce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın hukuki bir sonuç doğurmaması ve caydırıcı olmayacağı kanaatine varıldığından her iki sanık hakkında CMK" un 231 maddesi tatbik edilmemiştir. Yasa koyucu önce suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesini yasal düzenleme ile kabul etmiş daha sonra CMK"nın 231. maddesinde değişiklik yapılarak büyük failler hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kabul edilmiş bilindiği gibi önceleri bir yıl hapis cezası veya daha az hapis cezası verilmesi durumunda CMK"nın 231. maddesi uygulanmaktaydı. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ülkemizde yer bulan uygulamanın tarihi seyri ve yasa koyucunun amacı gözetildiğinde erteleme kararı genel ise de; hükmün açıklanmasının geri bırakılması özel bir düzenleme olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Aslında hasbelkader suç işleyenler hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanması yasa koyucunun amacına uygun olacak. Oysa uygulamada sonuç ceza iki yıl ve daha az ise, suçun işlenmesi nedeniyle bir zarar meydana gelmemişse veya zarar karşılanmış ise erteleme şartları olduğundan önce CMK"nın 231. maddesi uygulanmaktadır. Bu durum demokratik toplum gereklerine uygun düzenlemeye aykırı olduğu gibi yasanın özüne ve ruhuna da aykırıdır. Keza uygulama da sonuç ceza iki yıl ve daha az olduğunda adli para cezası ile birlikte ceza verilmesi durumunda dahi CMK"nın 231 maddesi tatbik edilmektedir. CMK"nın 231. maddesini yeniden göz önüne aldığımızda; hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte adli para cezası verilen suçlarda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği sonucu açıkca anlaşılmaktadır. " şeklindeki gerekçeyle, anılan Kanun maddesinin sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.