20. Hukuk Dairesi 2015/3142 E. , 2017/962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 20.10.2008 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin maliki olduğu ... mahallesi ... parsel sayılı taşınmazın kıyıda kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 100.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 10.06.2009 havale tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 211.728,75.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Son alarak 03.12.2012 havale tarihli ıslah dilekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı Hazine;davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 160.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.06.2011 gün ve 2011/3646 E. - 2011/7440 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle "...Çekişmeli taşınmazın arsa veya arazi olup olmadığının, üzerindeki evin tapunun iptalinden önce bulunup bulunmadığının araştırılıp, sonucuna göre tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibariyle davacının gerçek zararın belirlenmesi, ıslah edilen miktara da ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi..." gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin son içtihatlarına göre tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki gerçek değerine hükmedilmesi gerektiğinden taşınmazın dava tarihindeki gerçek değerinin 211.728,75.-TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 100.000.-TL"nin dava tarihinden, 111.728,75.-TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki, hükmüne uyulan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma kararında çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihteki değerine hükmedilmesi gerektiği belirtildiği halde mahkemece taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedilmiştir.
Bilindiği üzere mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usuli kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (9.5.1960 Gün.21/9 sayılı YİBK).
Diğer taraftan bozma kararı öncesinde mahkemece 160.000.-TL tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Hazine yararına araştırmaya yönelik bozulmuştur. Davacılar ilk kararı temyiz etmediklerinden Hazine yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Artık bu aşamadan sonra Hazinenin temyizi üzerine Hazine lehine olan bozma sonrası yapılan bilirkişi incelemesiyle belirlenen 211.728,75.-TL tazminata karar verilemez.
Bu durumda mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma kararı uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/272 E. - 1999/157 K. sayılı kararının kesinleştiği 10.06.1999 tarihindeki değerine hükmedilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.