Esas No: 2020/1131
Karar No: 2022/603
Karar Tarihi: 18.05.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1131 Esas 2022/603 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1131 E. , 2022/603 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1131
Karar No : 2022/603
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … - …
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri …
2- … Bakanlığı - …
VEKİLİ: Av. …
3- … Bakanlığı - …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Yedinci Dairesinin 26/11/2019 tarih ve E:2019/4688, K:2019/6187 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bakanlar Kurulunun 16/10/2014 tarih ve 29147 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 30/09/2014 tarih ve 2014/6852 sayılı “Vadeli İthalatta Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintilerinin Takip ve Tahsili Hakkında Karar"ının iptali istenilmektedir.
Danıştay Yedinci Dairesinin 26/11/2019 tarih ve E:2019/4688, K:2019/6187 sayılı kararı:
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 3. maddesinin 11. ve 17. bentleri ile 5, 181 ve 192. maddelerinde yer alan düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde olayda, davacının ithalatçı şirketlere müşavirlik hizmeti faaliyetlerinde bulunması ve gerçekleştirilen ithalat işlemleri nedeniyle gümrük yükümlülüğü doğması halinde yükümlü olarak ödenmesi gereken ithalat vergilerinden de müştereken ve müteselsilen sorumlu olması karşısında davalılar tarafından ileri sürülen davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği yönündeki iddiaları yerinde bulunmamıştır.
Merkez Bankasınca ihdas edildiği tarihten günümüze kadar para politikası aracı olarak değerlendirilen ve uygulanan kaynak kullanımını destekleme fonu payı, kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalat işlemlerinde, ithal tarihinde belirlenen 0 ila % 15 arasında oranlarda kesintiye tabi tutularak tahsil edilmekte, peşin ödeme ile yapılan ithalat işlemleri üzerinden ise fon kesintisi yapılmamaktadır. Fon payına ilişkin tahakkuklarda ise yükümlülerin 4458 sayılı Kanun'da öngörülen idari itiraz yollarını tüketerek idari dava açması mümkün olmakta dolayısıyla fon payının ithalat sırasında alınan bir mali yük olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Yatırımların yönlendirilmesi amacıyla kurulmuş bir fon olan ve özel tüketim vergisi alınan bazı malların vergi tutar ve oranları ile kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre belirlenen ithalatlarda yapılan kaynak kullanımını destekleme fonu payı kesintilerinin gümrük vergisi ile birlikte tek elden, hızlı ve sorunsuz bir şekilde tahsilatının sağlanması amaçlanarak bu konuda yetkili olan Bakanlar Kurulu tarafından 4458 sayılı Kanun'daki kurallara göre takip ve tahsilata yönelik esaslarının belirlendiği anlaşılmıştır.
Bakanlar Kurulu Kararı'nın yasal dayanağı olan 4684 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un Geçici 3. maddesi ile “Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintilerinin yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam edileceği, bu kesintilerin vergi kanunlarındaki tahakkuk ve tahsilat hükümlerine göre takip edileceği” şeklindeki hüküm uyarınca Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun genel bütçe geliri olarak tahsil edilmeye devam edileceği düzenlenmiştir.
İptali istenen Karar'ın 2. maddesi ile kaynak kullanımını destekleme fonu payı kesintilerine ilişkin cezai işlemlerin Gümrük Kanunu'ndaki mevcut düzenlemeler uyarınca yapılacağı, halihazırda uygulanan cezai işlemlerin devam edeceği belirtilmiş olup yeni bir ceza da ihdas edilmemiştir.
Bu nedenle 4458 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine göre tesis edildiği sonucuna varılan davaya konu 30/09/2014 gün ve 2014/6852 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Daire bu hukuksal nedenler ve gerekçeyle davayı reddetmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davaya konu Bakanlar Kurulu Kararı'nın yasal dayanağının bulunmadığı, kaynak kullanımını destekleme fonunun gümrük mevzuatı içerisinde değerlendirilmemesi gerektiği ve düzenleyici işlem ile yeni bir ceza ihdas edildiği belirtilerek davanın reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Ticaret Bakanlığı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, Cumhurbaşkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca cevap verilmemiştir
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Davacının temyiz isteminin reddi ile Daire kararının vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının "davalı idareler için 2.475 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I- Davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin incelenmesi:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Daire kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
II- Kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin incelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda, Danıştayın kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un 31. maddesi ile yargılama giderleri yönünden atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 447. maddesinde, mevzuatta, 1086 sayılı Kanun'a yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun bu hükümlerinin karşılığını oluşturan maddelerine yönelik sayılacağı hükme bağlanmıştır. Belirtilen Kanun'un 59. maddesinde bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığının bulunduğu belirtilmiş, müteakip 323. maddede de vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.
Öte yandan, 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 14. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, "Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir." hükmü yer almıştır.
02/01/2019 tarih ve 30643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren karar tarihindeki 2019 yılına ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti" başlıklı 3. maddesinin ikinci fıkrasında müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek avukatlık ücretine hükmedileceği belirtilmiş olup tarifeye ekli cetvelin ikinci kısmının ikinci bölümününde yer alan 20 nolu sütunda ise Danıştay'da ilk derecede duruşmasız görülen davalar için 2.475 TL vekalet ücreti öngörülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bir davanın birden fazla kişi tarafından veya birden fazla kişi aleyhine açılabilmesi için aynı tarafta yer alanlar arasında hukuksal bir bağlantının bulunması gerekir. Medeni hukuk yargılamasında bu bağlantı karşılığını “dava arkadaşlığı” kurumunda bulmaktadır. Buna göre dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde dava arkadaşlığının maddi bakımdan zorunlu olduğunun kabulü gerekir.
İdari yargılama hukuku açısından ise aynı idari işlemin iptalini istemekte birden fazla kişinin menfaati bulunduğunda davacı taraf yönünden; bir idari işlemin hukuka uygun olduğunun savunulmasının birden fazla idarenin davaya katılımını gerektirmesi halinde ise husumetin yöneltildiği davalı taraf yönünden benzer bir bağlantının varlığından bahsedilebilir.
30/09/2014 tarih ve 2014/6852 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın iptali istemiyle açılan davada husumetin yöneltildiği idareler işlemin hukuka uygunluğu yönünde savunmada bulunmuş, idari yargıda taraf değil işlem yargılandığından Daire ise yargılama sonucunda işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşarak davanın reddi yolunda karar vermiştir. Uyuşmazlıkta aynı idari işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşıldığından yargılama giderleri arasında bulunan ve davacı aleyhine hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti de tektir.
Bu durumda kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesi ve ekli tarife cetveli uyarınca davalı idareler lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu husus yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmayan düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden kararın vekalet ücretine ilişkin (3) numaralı hüküm fıkrasının... "davalı idareler için … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, Daire kararı doğrultusunda davacıdan her idare için ayrı vekalet ücreti tahsil edilmiş ise yukarıda anılan tutarı aşan vekalet ücretinin de davacıya iadesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2- Danıştay Yedinci Dairesinin 26/11/2019 tarih ve E:2019/4688, K:2019/6187 sayılı kararının düzeltilerek ONANMASINA,
18/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.