Esas No: 2019/3650
Karar No: 2022/3327
Karar Tarihi: 18.05.2022
Danıştay 8. Daire 2019/3650 Esas 2022/3327 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/3650 E. , 2022/3327 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3650
Karar No : 2022/3327
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
(… Kurumu)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU:
1. Davacının bilgisi ve onayı dışında davalı idare tarafından res'en lisans eğitim bursunun öğrenim kredisine çevrilmesi ve davacıya borç çıkarılması üzerine, bu işlemin geri alınarak borçluluk bilgilerinin güncellenmesi talebiyle yapılan 23/01/2019 tarihli başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi ile;
2. Bu işlemin dayanağı olan18/01/1997 tarih ve 22881 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliği'nin 16. maddesinin 3. fıkrasının (Kurumdan burs almakta iken, Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenen başarı kıstasına göre başarısızlığı tespit edilen ve bursu kesilen öğrencilere bursun kesildiği ve eğitimlerinin geri kalan kısmında öğrenim kredisi bağlanmasını isteyip istemediklerine ilişkin tebligat yapılmasına ilişkin herhangi bir hükme yer vermemesine ilişkin eksik düzenleme sebebiyle) iptali istemidir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, bursunun bilgisi dışında öğrenim kredisine dönüştüğü kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığı, dava konusu Yönetmeliğin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu, Yönetmeliğin Anayasa'da yer alan hukuki öngörülebilirlik prensibine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Davacıya başvurusu üzerine burs bağlandığı, burs almadan önce noterde imzaladığı senette "Ögretim kurumunda başarısız olmam durumunda bursumun kesileceğini, bursumun kesileceği tarihten itibaren tarafıma kurumca Öğrenim Kredisi Yönetmeliği esaslarına göre öğrenim kredisi verileceğini ve bu krediden doğacak borcumu uygulanacak TEFE ile birlikte geri ödeyeceğimi, öğrenim kredisini almak istemediğim takdirde ise bu durumu yazılı olarak kuruma bildireceğim" ifadesinin yer aldığı, davacıya ayrıca bir bildirime gerek olmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının bilgisi ve onayı dışında davalı idare tarafından res'en lisans eğitim bursunun öğrenim kredisine çevrilmesi ve davacıya borç çıkarılması üzerine, bu işlemin geri alınarak borçluluk bilgilerinin güncellenmesi talebiyle yapılan 23/01/2019 tarihli başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan; Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliği'nin 16.maddesinin 3. Fıkrasının (Kurumdan burs almakta iken, Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenen başarı kıstasına göre başarısızlığı tespit edilen ve bursu kesilen öğrencilere bursun kesildiği ve eğitimlerinin geri kalan kısmında öğrenim kredisi bağlanmasını isteyip istemediklerine ilişkin tebligat yapılmasına ilişkin herhangi bir hükme yer vermemesine ilişkin eksik düzenleme sebebiyle) iptali istemiyle açılmıştır.
5102 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun'un 2. Maddesinde - Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu; yurt içinde yüksek öğrenim gören ve bu Kanuna göre çıkarılacak yönetmeliklerle belirtilen usul ve esaslar dahilinde yeterlikleri ve ihtiyaçları tespit edilen öğrencilere burs-kredi verebilebileceği 6. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Yüksek Öğrenim Kredi Ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi Yönetmeliği'nin Başarısızlık Sebebiyle Bursun Kesilmesi başlıklı 20. maddesinde, Kurumdan burs alan öğrencilerin başarı durumlarının her yıl Eylül ayı sonuna kadar öğretim kurumlarından isteneceği, öğretim kurumları yetkili kurullarının belirleyecekleri esaslara göre başarısız olarak tespit ettikleri öğrencileri her yıl en geç Ekim ayı sonuna kadar Kuruma bildirileceği, 24. maddesinde öğretim kurumunca başarısız olduğu bildirilen öğrencilerin bursunun kesileceği, bursu kesilen öğrencilere, burslarının kesildiği tarihten itibaren Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliğinde belirlenecek esaslara göre kredi verilebileceği kurala bağlanmıştır.
16 maddesinde ise, ilk defa kredi almak için müracaatta bulunan öğrencilerin durumları değerlendirileceği, değerlendirme sonucunda kredi tahsis edilenlerin listelerinin öğrenim gördükleri öğretim kurumlarında ilan edileceği, öğrencinin listelerde miktarı belirtilen taahhütname ile istenen diğer belgeleri, süresi içerisinde Kuruma verdiği taktirde kredi almaya hak kazanacağı, kurumdan burs almakta iken; öğretim kurumunca başarısızlığı bildirilen ve bursu kesilen öğrencilere bursun kesildiği tarihten itibaren bu Yönetmelik hükümlerine göre öğrenim kredisi verileceği, ancak öğrencinin öğrenim kredisini almak istememesi halinde bu durumunu bir dilekçe ile Kuruma bildireceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 2012-2013 akademik yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünü kazanan davacının burs almaya hak kazanması nedeniyle … Noterliğinin … tarrih ve … yevmiye numaralı işlemi ile Burs Tahahhüt senedi imzaladığı ve bursun ödenmeye başladığı, 2012-2013 öğretim yılı sonunda başarısız olması nedeniyle bursunun kesildiği ilgili hesaba öğrenim kredisinin yatırılmaya başlandığı, Eylül 2016 tarihine kadar da bu ödemenin devam ettiği, toplam 12.000 TL nin öğrenim kredisi olarak ödendiği, davacı tarafından bursun kesildiği ve öğrenim kredisi verildiği bilgisinin tarafına verilmediği, bu durumu 2019 yılında öğrendiği belirtilerek dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından, bursun kesildiğinin ve verilen paranın kredi olduğu bilgisinin tarafına bildirilmediği, kredi isteyip istemediğinin sorulmamasının eksik düzenleme olduğu öne sürülerek dava açılmış ise de, olayda davacı tarafından burs alınabilmesi için taahhütname verildiği, bu taahhütnamede başarısızlık nedeniyle bursun kesileceği ve öğrenim kredisi verileceği, öğrenci tarafından kredi istenilmemesi halinde dilekçe verilmesi gerektiği belirtilmiş, ve bu husus öğrenci tarafından kabul edilerek taahhüt edilmiştir.
Bu durumda, davacı tarafından imzalanan taahhüt senedi hükümlerine göre davacının bu durumu bildiği ve kabul ettiği açık olduğundan aksine iddialarının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 18/05/2022 tarihinde, davacı ve davacı vekilinin gelmediği davalı idare vekili Av. … 'ün geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Davalı idare vekiline usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra davalı idare vekiline son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Dava konusu Yönetmelik, 16/8/1961 tarih ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 14. ve 1/8/1996 gün ve 4160 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 16. maddesi, 19/11/1992 tarih ve 3843 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun Uygulanmasına Ait Yönetmeliğin 12. maddesi hükümlerine istinaden hazırlanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
2012-2013 akademik yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nü kazanan davacının burs almaya hak kazanması nedeniyle …Noterliğinin … tarrih ve … yevmiye numaralı işlemi ile burs tahahhüt senedi imzaladığı ve bursun ödenmeye başladığı, 2012-2013 öğretim yılı sonunda başarısız olduğunun öğretim gördüğü kurum tarafından davalı idareye bildirilmesi üzerine bursunun kesildiği ilgili hesaba öğrenim kredisinin yatırılmaya başlandığı, Eylül 2016 tarihine kadar da bu ödemenin devam ettiği, toplam 12.000 TL nin öğrenim kredisi olarak ödendiği , davacı tarafından bursun kesildiği ve öğrenim kredisi verildiği bilgisinin tarafına verilmediği, bu durumu 2019 yılında öğrendiği belirtilerek işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkartabileceği hüküm altına alınmıştır.
351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunun 14. maddesinde; "Yüksek öğrenim gören ve bu kanuna göre yapılacak yönetmeliklerle belirtilen esas ve şartlar içinde yeterlikleri ve ihtiyaçları tesbit edilen öğrencilere öğrenim kredisi verilir." hükmü 16. maddesinde; "Öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcu, öğrenim kredilerinin verildiği tarihten öğrenim süresi bitimine kadar geçen sürede veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlara, Devlet İstatistik Enstitüsünün toptan eşya fiyat endeksindeki artışlar uygulanarak hesaplanacak miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir." hükmü yer almaktadır.
351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunun Uygulanmasına Ait Yönetmeliğin 12. maddesinde; "Öğrenim kredisinin verilmesine ve geri dönüşümüne ilişkin usul ve esaslar ile benzeri diğer hususlar Kurum tarafından ayrıca çıkarılacak yönetmelik ile tespit edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliği'nin 8. maddesinde; "Kredi almaya hak kazanan öğrenci, metni Genel Müdürlükçe hazırlanan taahhütnameyi Kuruma vermekle yükümlüdür. Öğrencinin tabi olacağı mükellefiyetler, öğrencilerden alınacak taahhütnamede ayrıca belirtilir. Düzenlenen taahhütnamede; kredi alacak öğrencinin, öğrencinin reşit olmaması halinde ise öğrenci ile birlikte veli veya vasisinin, borçlu sıfatıyla alınacak imzaları yeterlidir." hükmü yer almaktadır.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliği'nin 16. maddesinde ise; İlk defa kredi almak için müracaatta bulunan öğrencilerin durumları değerlendirilir. Değerlendirme sonucunda kredi tahsis edilenlerin listeleri Kurum sisteminde ilan edilir. Öğrenci, listelerde miktarı belirtilen taahhütname ile istenen diğer belgeleri, süresi içerisinde Kuruma verdiği takdirde kredi almaya hak kazanır. Kurumdan burs almakta iken, Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenen başarı kıstasına göre başarısızlığı tespit edilen ve bursu kesilen öğrencilere bursun kesildiği tarihten itibaren bu Yönetmelik hükümlerine göre öğrenim kredisi verilir. Ancak, öğrenci öğrenim kredisini almak istememesi halinde bu durumu bir dilekçe ile Kuruma bildirir. " hükmüne yer verilmiştir.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi Yönetmeliği'nin Başarısızlık Sebebiyle Bursun Kesilmesi başlıklı 20. maddesinde, Kurumdan burs alan öğrencilerin başarı durumlarının her yıl Eylül ayı sonuna kadar öğretim kurumlarından isteneceği, öğretim kurumları yetkili kurullarının belirleyecekleri esaslara göre başarısız olarak tespit ettikleri öğrencileri her yıl en geç Ekim ayı sonuna kadar Kuruma bildirileceği, 24. maddesinde öğretim kurumunca başarısız olduğu bildirilen öğrencilerin bursunun kesileceği, bursu kesilen öğrencilere, burslarının kesildiği tarihten itibaren Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliğinde belirlenecek esaslara göre kredi verilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 124. maddesi, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturmaktadır.
Anayasa'da düzenleyici işlem olarak sadece yönetmelikler belirtilmiş ise de idarenin düzenleme yetkisi bununla sınırlı olmayıp, idareler, değişik adlar altında da (genelge, tamim, sirküler vb.) düzenleyici işlemler yapmaktadırlar.
İdarenin düzenleme yetkisinin aslında ikincil, türev nitelikte olduğu hususunda bugün için bir duraksama bulunmamaktadır. Anayasa'ya göre, idarenin, düzenleme yetkisini kanunlar çerçevesinde ve kanunlara uygun olarak kullanması gereklidir. Kanunun öngördüğü düzenleme yetkisinin yine kanunda belirtildiği gibi kullanılması zorunludur.
Ayrıca, normlar hiyerarşisi olarak bilinen temel hukuk ilkesine göre, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır.
Başka bir anlatımla normlar hiyerarşisi, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması ve birbirine bağlı olması anlamına gelmekte olup; bunun doğal sonucu olarak, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan normun, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler içeremeyeceği, bir başka deyişle alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı; dolayısıyla, düzenleyici bir işlemin kendinden önce gelen kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlemeler getiremeyeceği kabul edilmektedir.
Genelge, tebliğ ve yönerge gibi düzenleyici işlemler ise; bir yönetmeliğin veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla yönetmeliklerde veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde gösterilen usul ve yöntemleri "açıklayıcı" hükümler taşıyan, yeni bir yöntem ve usul getirmeyen; dayanağı olan mevzuatta yer alan hükümler dışında yeni bir düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlığa bakıldığında, davalı idarenin dava konusu alandaki düzenleme yetkisinin ve bu yetkinin hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunun 14. maddesinde, Yüksek öğrenim gören ve bu kanuna göre yapılacak yönetmeliklerle belirtilen esas ve şartlar içinde yeterlikleri ve ihtiyaçları tesbit edilen öğrencilere öğrenim kredisi verileceği, 351 sayılı Kanun'un Uygulanmasına Ait Yönetmeliğin 12. maddesinde, Öğrenim kredisinin verilmesine ve geri dönüşümüne ilişkin usul ve esaslar ile benzeri diğer hususlar Kurum tarafından ayrıca çıkarılacak yönetmelik ile tespit edileceği kuralına yer verilmiştir.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliği'nin 16. maddesinin 3. fıkrasında; "Kurumdan burs almakta iken, Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenen başarı kıstasına göre başarısızlığı tespit edilen ve bursu kesilen öğrencilere bursun kesildiği tarihten itibaren bu Yönetmelik hükümlerine göre öğrenim kredisi verilir. Ancak, öğrenci öğrenim kredisini almak istememesi halinde bu durumu bir dilekçe ile Kuruma bildirir. " hükmüne yer verildiği bu hükmün yukarıda belirtilen dava konusu düzenleyeceği işlemin dayanağı mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, her ne kadar davacı tarafından, bursunun kesilmesi ve öğrenim kredisine çevrilerek ödenmesi durumunda bir tebligat ile bunun tarafına bildirilmesi gerektiği bu hususun dava konusu düzenlemede bulunmamasının eksik düzenleme teşkil ettiği ileri sürülmüş ise de, dava konusu Yönetmelik de burs almaya hak kazanan öğrencilerden taahhüt senedi isteneceği belirtilmiş olup davacı tarafından da burs almadan önce imzalanan taahhütnamede başarısızlık durumunda bursun kesileceği ve öğrenim kredisine çevrileceği, öğrenci tarafından kredi istenilmemesi halinde dilekçe verilmesi gerektiği belirtilmiş, ve bu hususlar davacı tarafından kabul edilerek taahhüt edilmiştir.
Bu durumda, davacı tarafından imzalanan taahhüt senedi hükümlerine göre davacının başarısızlık durumunda bursunun öğrenim kredisine dönüştürüleceği hususunu bildiği ve kabul ettiği açık olduğundan dava konusu Yönetmeliğin ilgili maddesinde ve dava konusu Yönetmelik hükmüne dayanılarak tesis edilen bireysel işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı tarafından savcı düşüncesine cevap dilekçesinde başarısızlık kriterlerinin neler olduğunun belirsiz olduğu bu durumun subjektif değerlendirmelere yol açtığı ileri sürülmüş ise de, dava dosyasında yer alan dava konusu işlemde davacının başarısızlığına ilişkin durumun eğitim aldığı öğretim kurumu tarafından davalı idareye bildirildiği yani davacının eğitim aldığı kurumca davacının başarısızlık durumunun tespit edilerek davalı idareye bildirildiği görülmüştür.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 18/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.