Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9184
Karar No: 2017/959

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9184 Esas 2017/959 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/9184 E.  ,  2017/959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 26.04.2012 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin maliki olduğu ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii ... parsel sayılı taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 15.000.-TL maddi, 2.000.-TL manevi tazminatın Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 23.09.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup toplam 40.280,75.-TL tazminatın faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı Hazine; davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını, orman kadastrosuna itiraz edilmediğinden tapunun hukuki değerini kaybettiğini, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, 6292 sayılı Kanundaki haklar kullanılmadan tazminat davası açılamayacağını, Hazinenin kusursuz sorumluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davacının manevi tazminata ilişkin delil ve belge ibraz etmediğinden manevi tazminat isteminin reddine, tapu sicilinin doğru tutulmadığından TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle tazminat isteğinin kabulüne, 15.000.-TL tazminatın dava tarihinden, 25.290,75.-TL tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    1) Davacı vekilinin manevi tazminat istemine ilişkin temyiz itirazları yönünden; manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içinde gizleyenleri tazminat haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. 6098 sayılı TBK"nın 58/1. maddesinde "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir. Davacıya ait tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen 6098 sayılı TBK"nın 58. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 49.) maddesi uyarınca eşya zararı niteliğinde olması ve eşya zararının da kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak bir eylem olmaması nedeniyle manevi tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
    2) Davacı vekilinin diğer, davalı Hazine vekilinin ise tüm temyiz itirazları yönünden; Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1963 yılında yapılan kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyü ... parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtları uygulanarak ... ve müşterekleri adlarına tespit ve tescil edildiği, daha sonra ifrazlar ve tevhitler yoluyla ... ve dava dışı parsellerin oluştuğu, ... parselde 1989 yılında kat mülkiyetinin kurulduğu, ... blok ... kat ... nolu konut cinsli bağımsız bölümün 30.10.1996 tarihinde satış yoluyla davacıya geçtiği, Hazine ile Orman ve Çevre Bakanlığı tarafından açılan dava üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/52 E. - 2010/402 K. sayılı kararıyla çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 24.10.2011 tarihinde orman niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 26.04.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
    4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetinin yitirilmesine ilişkin iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerlerinin tespit edilmesi gerekmektedir.
    Zararın meydana geldiği tarihe göre de tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Değerlendirme tarihi itibariyle taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer tespit edilmelidir.
    Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazın geldisi olan kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, daha sonra ifraz , tevhit ve kat mülkiyeti yoluyla çekişmeli taşınmazın oluştuğu, satış yoluyla davacıya geçtiği, kat mülkiyeti kütüğününde tapu sicili işlemlerine dahil olduğu, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararın karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacının zararı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/52 E-2010/402K sayılı kararının kesinleştiği tarihte oluşmuş olup, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekmektedir.
    Nevar ki; hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda ise çekişmeli taşınmazın emsal kıyaslaması yöntemiyle dava tarihindeki değeri belirlenmiştir. Diğer taraftan tapu kaydının iptaline ilişkin dava dosyası getirtilip hangi tarihte kesinleştiği de tespit edilmemiştir.
    Bu durumda davaya konu taşınmazın değerinin yöntemine uygun şekilde belirlendiği söylenemez.
    O halde öncelikle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/52 E. - 2010/402 K. sayılı dava dosyası getirtilip hangi tarihte kesinleştiği belirlendikten sonra mahkemece mesken niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme
    tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan tapu iptali ve tescil davasının kesinleşme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı ve bayındırlık resmî birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülmek suretiyle değer biçilen rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu sicil müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, çekişmeli taşınmazın tapu iptali tescil davasının kesinleştiği tarihteki gerçek değeri tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) Yukarıda ikinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/02/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi