Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/55
Karar No: 2022/1801
Karar Tarihi: 18.05.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/55 Esas 2022/1801 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/55 E.  ,  2022/1801 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2022/55
    Karar No : 2022/1801

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ltd. Şti.

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Edirne ili, Merkez ilçesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının denetimini üstlenen davacı şirketin, denetim faaliyetlerini 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendinde öngörülen esaslara uygun yerine getirmediğinden bahisle, aynı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, denetim faaliyetlerinin 1 yıl süreyle durdurulmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
    4708 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 24/04/2015 tarihinde değiştirildiği, yeni oluşan duruma göre, 4708 sayılı Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendinin ihlali halinde, yapı denetim firmasına ancak idari para cezası verilebileceğinin belirtildiği, Mahkemelerince, idari para cezasının yapı denetim faaliyetinin yasaklanmasından daha lehe bir ceza olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, bu nedenle davacının Kanun'a aykırı fiili nedeni ile yasaklama cezası verilmesinin hukuka uygun olmadığı, davalı idarece davacı şirketin işlediği fiilin yeni Kanun'da belirtilen cezalara göre, yeniden değerlendirilmesi gerekeceğinden, her ne kadar dava konusu işlem 4708 sayılı Kanun'un 8. maddesinde yapılan değişiklikten önce tesis edilmiş ise de, cezai yaptırımlara ilişkin mevzuatta yapılan değişikliklerden öncekilere göre lehe olan hükümlerin ilgililer hakkında uygulanması gerektiği hususunun ceza hukukunun genel ilkelerinden olması nedeniyle, bu durumun hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu,
    Belirtilen gerekçelerle, davacının denetim faaliyetinin bir (1) yıl süre ile geçici olarak durdurulmasına ilişkin davaya konu işlemde, lehe kanun hükmünün uygulanması ilkesi kapsamında hukuka uyarlık görülmeyerek, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 03/05/2018 tarih ve E:2016/1221, K:2018/4171 sayılı kararıyla;
    23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte, Kanun maddelerini ihlal ettiği tespit edilen yapı denetim şirketlerinin cezalandırılmasının esas alındığı ve Kanun'un genel gerekçesinin de bu yönde olduğu, yapı denetim şirketine uygulanan yaptırımların yapı denetim şirketinde görev yapan denetçi mimar ve mühendislere uygulanmasının önüne geçildiği,
    Bu nedenle, İdare Mahkemesince, öncelikle davacının üzerine atılı suçlamanın sabit olup olmadığı hususu incelenerek, ulaşılan sonuca göre idari yaptırıma konu edilen eylemin gerçekleştiğinin sabit olması halinde, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri esas alınarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği,
    Belirtilen gerekçelerle, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: .. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda aynı gerekçelerle ısrar edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Mahkemece, hiçbir hukuki dayanağı olmadığı halde, Ceza Hukukuna ilişkin kuralların uygulandığı, dava konusu işlemin, Kanun değişikliğinden önce, Resmi Gazete'de yayımlanarak tesis edildiği, Ceza Hukuku bakımından uygulama alanı bulan "Lehe Olan Kanunun Geçmişe Yürümesi" ilkesinin İdare Hukuku bakımından uygulanmasını kabul etmenin mümkün olmadığı, cezayı veren mercilerin, ceza türlerinin ve sonuçlarının farklı olduğu, idari yaptırımların uygulandıktan sonra geri alınamayacağı, idari işlemlerin yargısal denetimlerinin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerektiği, bu nedenle ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.


    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı yapı denetim firmasının sorumluluğunda bulunan, Edirne ili, Merkez ilçesi, … pafta (YDS kaydında … pafta), … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki … YİBF nolu yapıda yapılan denetimlerde; 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notlarının, 26.12.2.2. maddesinin "Yapılaşma şartları" başlıklı kısmındaki "Toplam inşaat alanı ve yükseklikler aşılmamak kaydıyla birden fazla bağımsız birim yapılabilir. Ancak yapılacak her bağımsız birimin toplam inşaat alanı 100 m2'yi yüksekliği 3.50 metreyi (tek kat) geçemez." ve "Yapılacak yapılar, mutlak suretle sökülüp taşınabilir malzemeden yapılacaktır." hükümlerine aykırı olarak; yapının, 25/06/2012 tarih ve 280 sayılı yapı ruhsatında betonarme çerçeve sistem ve 297 m2'lik tek yapı olarak ruhsatlandırıldığı, 26/11/2012 tarih ve ... sayılı tadilat yapı ruhsatıyla, yapının taşıyıcı sistemi, prefabrik olarak değiştirilse de, yapı alanının 297 m2'lik tek yapı olarak ruhsatlandırılmaya devam edildiği, dolayısıyla ruhsat ve projelerin uyuşmadığı, söz konusu yapının ruhsat eki statik projesinde, 3 ayrı bağımsız bölüm öngörülerek bu bölümlerin temellerinin birbirinden ayrı projelendirilmesine rağmen, yerinde yapılan temel imalatlarında 2-3 ve 4-5 akslar arasında bağ kirişi yapılmak suretiyle birleştirildiği ve toplamda yaklaşık 351 m2'lik tek yapı şeklinde inşaatın devam ettiği, 21/03/2013 tarihinde kalıp donatı kontrol tutanağı ve beton döküm tutanağı düzenlenmesine rağmen, 22/01/2014 tarihinde %10 gerçekleşme oranında davacı yapı denetim kuruluşu, yapı müteahhidi ve yapı sahibi tarafından düzenlenen ve aynı tarihte ilgili idaresi tarafından onaylanan fesih seviye tespit tutanağı düzenlendiği, mahallinde yapılan incelemede ise temel betonun dökülmüş olduğu dolayısıyla fiziki gerçekleşme oranının %15 dolaylarında olduğu tespit edilmiştir.
    Yapılan tespitler doğrultusunda, davacı yapı denetim şirketine, 4708 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, aynı Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendinin ihlali nedeniyle 26/02/2015 tarih ve 5554 sayılı Bakanlık Oluru ile denetim faaliyetinin bir (1) yıl süre ile geçici olarak durdurulması cezası verilmiştir.
    Bu kararın 11/03/2015 tarih ve 29292 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması üzerine 03/04/2015 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.
    23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 32. maddesi ile davaya konu işlemin dayanağı olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesinde değişiklik yapılmış, ısrar kararının verildiği tarihten sonra, 14/02/2020 tarihinde kabul edilen 7221 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile de maddenin son halinde değişiklikler yapılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT :
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış, "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38. maddesinde ise, kimsenin, işlediği zaman yürürlükte bulunan Kanun'un suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suç işlediği zaman Kanun'da o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği, ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da bu kuralın uygulanacağı düzenlemesine yer vermiştir.
    Anılan Anayasal düzenlemelere paralel olarak 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinde; "(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
    (2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
    (3) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
    (4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir." hükümleri yer almıştır.
    13/07/2001 tarih ve 24461 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un "Yapı denetim kuruluşları ve görevleri" başlıklı 2. maddesinin 4. fıkranın (c) bendinde; "Yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek" yapı denetim kuruluşlarının görevleri arasında sayılmıştır.
    Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 4708 Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un "Denetim faaliyetinin durdurulması ve izin belgesinin iptali" başlıklı 8. maddesinde; "Yapı denetim kuruluşlarından, bu Kanunda öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri anlaşılanların veya son üç yıl içerisinde üç defa olumsuz sicil alanların veyahut 3 üncü maddenin son fıkrası ile 6 ncı maddenin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket ettiği belirlenenlerin denetim faaliyeti, yapı denetim komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıla kadar durdurulur ve belgesi geçici olarak geri alınır. Durdurma kararı, Resmî Gazetede ilan edilir ve sicillerine işlenir. Denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına neden olan yapı denetim kuruluşunun mimar ve mühendisleri, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamaz. Geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendisler Bakanlıkça ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odaları, bu kişiler hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar.
    Faaliyeti üç defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine son verilir ve izin belgesi Bakanlıkça iptal edilir.

    İzin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşunun, kusurları mahkeme kararı ile kesinleşen mimar ve mühendisleri başka bir yapı denetim kuruluşunda görev almaları halinde, görev aldıkları bu kuruluşa izin belgesi verilmez, verilmişse iptal edilir.
    Denetim faaliyeti geçici olarak durdurulan veya izin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşu hakkındaki bu karar ilgili idareye bildirilir ve denetimini üstlendiği yapıların devamına izin verilmez. Bu durumda, yapım faaliyetine devam edilebilmesi için yapı sahibince başka bir yapı denetim kuruluşunun görevlendirilmesi zorunludur." hükümlerine yer verilmiştir.
    23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürülüğe giren 6645 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 32. maddesi ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesinde değişiklik yapılmış, madde başlığı "İdari müeyyideler ve teminat" olarak değiştirilirken madde metni ise; "Yapı denetim kuruluşlarından bu Kanunda ve ilgili mevzuatta öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri tespit edilenlere, tespit edilen fiil ve hâllerin durumuna göre, aşağıdaki idari yaptırımlar uygulanır.
    ...
    ç) Hataların yapının taşıyıcı sistemini etkilememesi kaydı ile, 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) veya (c) ile (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, tespite konu olan yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %20’si kadar idari para cezası verilir.
    ...
    g) Aşağıda belirtilen;
    1) Hataların yapının taşıyıcı sistemini etkilemesi hâlinde 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) veya (c) ile (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmemesi,
    2) 3 üncü maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesi hükmüne aykırı hareket edilmesi,
    3) Yapı denetim kuruluşuna son bir yıl içinde üç defa idari para cezası uygulanması,
    hâllerinde, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilip öğrenilmesinden veya son idari para cezasının tebliğinden itibaren İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıl yeni iş almaktan men cezası verilir.
    ...
    İdari para cezası, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilmesini müteakip yapı denetim kuruluşunun ve ilgililerin savunmaları alınarak verilir ve yazılı olarak tebliğ edilir.
    İdari para cezasına karşı on beş gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. Bu süre içinde itiraz yoluna başvurulmaması hâlinde idari para cezası kesinleşir. İtirazlar, zaruret olmayan hâllerde evrak üzerinde incelenerek en kısa süre içinde karara bağlanır. İtiraz üzerine verilen mahkeme kararları kesindir.
    Yeni iş almaktan men ve faaliyetine son verme cezalarına dair işlemler, Resmî Gazete’de ilan edilir.
    Yeni iş almaktan men cezası, yapı denetim kuruluşunun denetimindeki diğer işlerin devamına mani değildir. Ancak, yapı denetim kuruluşuna yeni iş almaktan men cezası verilmesine esas olan yapım işinin devam edebilmesi için, yapı sahibi tarafından başka bir yapı denetim kuruluşu görevlendirilmedikçe, ilgili idare tarafından işin devamına izin verilmez. Faaliyete son verme cezası verilen hâllerde de, yapı denetim kuruluşunun denetimini üstlendiği yapıların devamına, yeni yapı denetim kuruluşu görevlendirilmedikçe ilgili idare tarafından izin verilmez.
    ... " şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
    20/02/2020 tarih ve 31045 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Kanun'un 25. maddesi uyarınca, 4708 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, "Aşağıda belirtilen;
    1) 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, bu hataların yapının ruhsat eki onaylı statik projesinin ve hesaplarının, zemin etüd raporuna veya standartlara veya ilgili mevzuata aykırı olmaması,
    2) 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, bu hataların yapım aşamasında ruhsat eki onaylı statik projesine aykırı olmaması,
    hallerinde tespite konu olan yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %20’si kadar idari para cezası verilir.”, (g) bendinin (2) numaralı alt bendinde; "Aşağıda belirtilen;
    ...
    2) 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, bu hataların yapım aşamasında yapının ruhsat eki onaylı statik projesine aykırı olması,
    ...
    hallerinde, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilip öğrenilmesinden itibaren İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıl yeni iş almaktan men cezası verilir.” şeklinde değiştirilmiş, 7221 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile de, 4708 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
    “İdari müeyyidelere ilişkin geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 5. madde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce;
    a) Bu Kanuna aykırı olarak işlenmiş fiiller nedeniyle uygulanması gereken ancak henüz tesis edilmemiş idari müeyyidelerde lehe olan hükümler uygulanır..." hükmüne yer verilmiştir.


    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlıkta, ilk olarak, idari yaptırımlar açısından, lehe olan hükmün uygulanması ilkesinin geçerli olup olmayacağının ortaya konulması gerekmektedir.
    Kaynağını Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesinden alan ve aslında Ceza Hukuku kökenli bir ilke olan, lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiil sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunuyorsa veya sonradan yürürlüğe giren düzenleme suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine ise, sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
    Suçta ve cezada kanunilik ilkelerinin değerlendirildiği Anayasa Mahkemesi'nin 20/10/2011 tarih ve E:2010/28, K:2011/139 sayılı kararında, Anayasa'nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığı vurgulanmıştır.
    Kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. Bu anlamda idari işlem niteliğindeki idari yaptırımların da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmektedir.
    Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin anılan değerlendirmesi de göz önünde bulundurulduğunda, ilke olarak suç ve cezada lehe olan normun uygulanması kuralının, henüz kesinleşmemiş ve infazı devam eden idari yaptırımlar yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise idari yaptırım uygulanacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerekmektedir. Ancak lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, davacının eylemine uyan başka bir idari yaptırımın uygulanmasına engel olmayacağı da açıktır.
    İdari yaptırımlarda lehe hükmün uygulanması gerektiği sonucuna varıldığından, uyuşmazlığa konu denetim faaliyetinin bir (1) yıl süreyle durdurulması yaptırımının dayanağı olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesinde, 23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürülüğe giren 6645 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile yapılan değişikliklerin, davacı yapı denetim şirketi açısından, lehe olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
    4708 Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte olan 8. maddesindeki düzenleme çerçevesinde; bu Kanun'da öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmediği anlaşılan, son üç yıl içerisinde olumsuz sicil alan, denetim faaliyeti dışında başka ticari faaliyette bulunduğu anlaşılan veya Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen yapı denetim kuruluşunun, denetim faaliyetinin, yapı denetim komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir (1) yıla kadar durdurulup, belgesi geçici olarak geri alınmakta ve bu süre içerisinde yapı denetim kuruluşu ve bu duruma sebep olan mimar ve mühendisleri, başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamamakta ve faaliyeti üç (3) defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine ise son verilip ve izin belgesi Bakanlıkça iptal edilmekte idi.
    23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürülüğe giren 6645 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesi madde başlığı da dahil olmak üzere tamamen değiştirilmiştir.
    "İdari müeyyideler ve teminat" başlığını taşıyan yeni 8. maddede; yeni idari yaptırım türleri getirilerek kademeli bir sistem öngörülmüştür.
    Üç kademeden oluşan yeni idari yaptırım sisteminin ilk kademesinde, aynı Kanun maddesinde belirtilen fiilleri işleyen yapı denetim kuruluşlarının öncelikle idari para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür.
    Bu kapsamda uyuşmazlıkta, davacı yapı denetim kuruluşunun da cezalandırılmasına neden olan Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendine aykırılık hali, yapının taşıyıcı sistemini etkilemediği takdirde, idari para cezası ile cezalandırılmayı gerektiren bir fiil olarak düzenlenmiştir.
    Yeni sistemin ikinci kademesinde, 8. maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen, son bir (1) yıl içinde üç (3) defa idari para cezası uygulanması hali, denetim faaliyeti dışında başka ticari faaliyetle uğraşılması hali ve yapının taşıyıcı sistemini etkileyen Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (c) ve (g) bentlerindeki görevlere aykırılık hallerinin gerçekleşmesi durumunda, bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasının verileceği hüküm altına alınmıştır.
    Yeni sistemin son kademesinde ise, üçüncü defa yeni iş almaktan men cezasının idari anlamda kesinleşmesi halinde, yapı denetim kuruluşunun izin belgesi iptal edilerek faaliyetine son verileceği ve teminatının irat kaydolunacağı düzenlenmiştir.
    Kanun'un öngördüğü yeni yaptırım düzeninde, yapı denetim kuruluşunun, gerçekleştirdiği aykırılığın büyüklüğüne göre cezalandırılması sisteminin benimsendiği anlaşılmaktadır.
    Kanun'un düzenleniş tarzı itibarıyla; idari para cezasının, bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasından, bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasının ise izin belgesinin iptal edilerek faaliyete son verme cezasından daha hafif yaptırımlar olarak öngörüldüğü görülmektedir.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan Kanun'un ilk halinde, idari para cezası yaptırımına yer verilmeyerek, Kanun'da öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmediği anlaşılan yapı denetim kuruşulunun denetim faaliyetinin bir (1) yıla kadar durdurulması esası benimsenmiştir. Ayrıca, Kanun'un yeni halindeki gibi, tespit edilen aykırılıkların yapının taşıyıcı sistemi üzerinde etkisi olup olmadığı yönünden bir ayrımın da yapılmadığı anlaşılmaktadır.

    Denetim faaliyetinin bir (1) yıla kadar durdurulması yaptırımının, yapı denetim kuruluşunun, bu süre içerisinde elinde mevcut denetim işleri de dahil olmak üzere, yapı denetimiyle ilgili hiçbir iş ve işlem yapamaması sonucunu doğurduğu açıktır.
    Kanun'un öngördüğü yeni yaptırım düzeninin ikinci kademesinde yer alan bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezası ise, yaptırımın uygulanmasına neden olan yapıdaki yapı denetim işiyle ilişik kesilmesine neden olan ve yeni iş alınmasını engelleyen bir yaptırım türüdür.
    Bu yaptırımın uygulandığı durumlarda, yapı denetim kuruluşu, yaptırımın uygulanmasına neden olan yapı dışındaki mevcut işlerine devam etme hak ve yetkisine sahip olmakta, ancak yeni iş alamamaktadır.
    Dolayısıyla, mülga düzenlemeye göre üst sınır olan bir (1) yıl süreyle faaliyetin durdurulması yaptırımının, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasına nazaran, neticesi itibarıyla daha ağır olduğu tartışmasızdır.
    2020 yılında yapılan değişiklikler ile de, Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, bu hataların yapım aşamasında ruhsat eki onaylı statik projesine aykırı olmaması halinde para cezası, aykırı olması halinde ise yeni iş almaktan men cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
    Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında dosyanın incelenmesinden; davaya konu işlemle davacı yapı denetim kuruluşuna, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendine aykırılık hali nedeniyle, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması cezası verilmiş, bu işleme dayanak oluşturan 31/10/2014 tarihli teknik inceleme raporunda, usulsüzlüğün yapı ruhsatı düzenlenmesi ve yapının 21/02/2013 tarihli kalıp donatı kontrol ve beton döküm kontrolü ile fesih seviye tespit tutanağı hazırlanması aşamasında gerçekleştiği belirtilmiştir.
    Uyuşmazlıkta, anılan Kanun değişikliklerinden sonra, yapının taşıyıcı sistemini etkilemeyen/onaylı statik projeye aykırılık teşkil etmeyen Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendine aykırılık hallerinde, idari para cezası yaptırımının, taşıyıcı sistemi etkileyen/onaylı statik projeye aykırılık teşkil eden aykırılık hallerinde ise bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasının uygulanacağı öngörüldüğünden ve bu iki yeni yaptırım türünün de, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından, neticeleri itibarıyla lehe sonuçlar doğuracağından, İdarece, yeniden bir değerlendirme yapılması ve tespit edilen aykırılıkların yapının taşıyıcı sistemi üzerindeki etkisi/onaylı statik projeye aykırılık teşkil edip etmediği göz önünde bulundurularak, halihazırda yürürlükte bulunan hükümler çerçevesinde yeniden işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki ısrar kararında sonucu itibarıyla, hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
    3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/05/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    X- Dosyanın incelenmesinden, davacı yapı denetim firmasının sorumluluğunda bulunan, Edirne ili, Merkez ilçesi, … pafta (YDS kaydında … pafta), … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki … YİBF nolu yapıda yapılan denetimlerde; 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notlarının, 26.12.2.2. maddesinin "Yapılaşma şartları" başlıklı kısmındaki "Toplam inşaat alanı ve yükseklikler aşılmamak kaydıyla birden fazla bağımsız birim yapılabilir. Ancak yapılacak her bağımsız birimin toplam inşaat alanı 100 m2'yi yüksekliği 3.50 metreyi (tek kat) geçemez." ve "Yapılacak yapılar, mutlak suretle sökülüp taşınabilir malzemeden yapılacaktır." hükümlerine aykırı olarak; yapının, … tarih ve … sayılı yapı ruhsatında betonarme çerçeve sistem ve 297 m2'lik tek yapı olarak ruhsatlandırıldığı, … tarih ve … sayılı tadilat yapı ruhsatıyla, yapının taşıyıcı sistemi, prefabrik olarak değiştirilse de, yapı alanının 297 m2'lik tek yapı olarak ruhsatlandırılmaya devam edildiği, dolayısıyla ruhsat ve projelerin uyuşmadığı, söz konusu yapının ruhsat eki statik projesinde, 3 ayrı bağımsız bölüm öngörülerek bu bölümlerin temellerinin birbirinden ayrı projelendirilmesine rağmen, yerinde yapılan temel imalatlarında 2-3 ve 4-5 akslar arasında bağ kirişi yapılmak suretiyle birleştirildiği ve toplamda yaklaşık 351 m2'lik tek yapı şeklinde inşaatın devam ettiği, 21/03/2013 tarihinde kalıp donatı kontrol tutanağı ve beton döküm tutanağı düzenlenmesine rağmen, 22/01/2014 tarihinde %10 gerçekleşme oranında davacı yapı denetim kuruluşu, yapı müteahhidi ve yapı sahibi tarafından düzenlenen ve aynı tarihte ilgili idaresi tarafından onaylanan fesih seviye tespit tutanağı düzenlendiği, mahallinde yapılan incelemede ise temel betonun dökülmüş olduğu dolayısıyla fiziki gerçekleşme oranının %15 dolaylarında olduğunun tespit edildiği görülmektedir.
    Bu doğrultuda, 4708 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında, davacı tarafından yerine getirilmesi gereken; yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek görevinin ihlal edilip edilmediğinin, bir diğer deyişle, idari cezanın dayanağı olarak düzenlenen fiilin/suçun sübuta erip ermediğinin İdare Mahkemesince ortaya konulmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken, temyize konu kararda, yalnızca maddi olayın özetlendiği ve Kanun'da 2015 yılında yapılan değişiklikler ile davacıya verilen geçici men cezasından daha lehe hükümler getirildiği değerlendirilmesi yapılarak, dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının, yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.



    KARŞI OY
    XX- ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 03/05/2018 tarih ve E:2016/1221, K:2018/4171 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi