Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/2033 Esas 2019/6980 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2033
Karar No: 2019/6980
Karar Tarihi: 04.11.2019

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/2033 Esas 2019/6980 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına uymaması sonucu mahkumiyet kararı verdi. Sanığın yükümlülüklerini ihlal ettiği ve \"ısrar koşulu\"nun gerçekleştiği anlaşıldığından, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44/3. maddesi uyarınca sanık hakkında karar verildi. Sanığın hakkında daha önce aynı suçtan kesinleşmiş bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri bulunmadığı anlaşıldığından, TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmadığı için doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan sanık hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm kuruldu. Ancak Anayasa Mahkemesinin 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, infaz aşamasında TCK'nın 53. maddesinin bazı fıkraları dikkate alındı. Yargılama sürecindeki işlemler kanuna uygun olarak yapılmış ve iddia ve savunmalar tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışılmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri: TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası, TCK'nın 53. maddesi.
10. Ceza Dairesi         2019/2033 E.  ,  2019/6980 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : İSTANBUL ANADOLU 41. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    İstanbul 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 24/09/2013 tarihli 2012/801 esas ve 2013/690 sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı üzerine sanığın, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısına icabet ederek 09.12.2013 tarihinde infaza başladığı, aynı tarihte kendisine bilgilendirme formu bizzat tebliğ edilerek yükümlülükleri anlatılıp uyarıldığı, 20.01.2014 tarihli vaka sorumlusu ile görüşmeye mazeretsiz katılmadığı için 04.02.2014 tarihli uyarı kararının 27.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gelmediği için Komisyonca 18.03.2014 tarihinde infaz dosyasının kapatılmasına karar verilerek, kararın 02.04.2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın itirazda bulunmaması üzerine 24.04.2014 tarihinde infaz dosyasının, yargılamaya devam edilmesi amacı ile Mahkemeye gönderilmek üzere iade edildiği, bu şekilde sanığın uyarılara rağmen iki kez yükümlülüklerini ihlal ettiğinden, yapılan işlem Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44/3. maddesine uygun olup olayda ""ısrar koşulu"" nun gerçekleştiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olmasının, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğu hususu dikkate alınarak yapılan incelemede;
    24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.