17. Hukuk Dairesi 2016/14045 E. , 2019/1884 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığını ve oğlu ...’ı kaybettiğini belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak, destekten yoksun kalma tazminatı olarak 500,00 TL, cenaze gideri 100,00 TL, kendi yaralanmasından dolayı geçici iş göremezlik zararı için 100,00 TL, kalıcı iş göremezlik zararı için 100,00 TL, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı 100,00 TL, tedavi masraflarından dolayı 100,00 TL talep etmiş, 09/12/2015 tarihli beyan dilekçesi ile sakatlanma sebebiyle olan taleplerinden vazgeçtiğini, 16/05/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile de cenaze masraflarına ilişkin talebinden vazgeçtiğini, destekten yoksun kalma tazminatını ise 30.353,95 TL’ye yükselttiğini belirtmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ..."ın vefat etmesi nedeniyle davacının uğradığı 30.353,95 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklanan tazminat talebi ile cenaze masraflarına ilişkin talebi hakkında vazgeçme nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"da ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"da davanın atiye bırakılması şeklinde bir kavram ve müessese bulunmamaktadır.
Davanın atiye terki (bırakılması) deyimi, davanın geri alınması anlamına gelir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 123.maddesi (eski 1086 sayılı HUMK"nın 185/1. maddesi) uyarınca davanın geri alınması ancak karşı tarafın açık kabulü ile mümkündür. Davacının atiye terk (davayı geri alma) isteğine, davalının karşı çıkmaması ve açıkça rıza göstermesi gereklidir. Zımni muvafakat davayı geri almak için yeterli değildir.
Somut uyuşmazlıkta; davacılar vekili 09.12.2015 tarihli dilekçesinde, davacının sadece sakatlanması sebebiyle olan taleplerinden vazgeçtiğini, 16.05.2016 tarihli ıslah dilekçesinde ise cenaze masraflarına ilişkin talebinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Mahkemece davalıya, davacı vekilinin atiye bırakma talebine muvafakat edip etmediği sorulmadan, mahkemece davacının geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklanan tazminat talebi ile cenaze masraflarına ilişkin talebi hakkında vazgeçme nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilerek, yargılama giderlerinden davalı sorumlu tutulmuş ve davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Buna göre, davalıya davacının atiye bırakma talebine muvafakat edip etmediği sorulmak kaydıyla karar verilmesi, buna göre vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken davalılar aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.