Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/983
Karar No: 2022/5988
Karar Tarihi: 18.05.2022

Danıştay 6. Daire 2022/983 Esas 2022/5988 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/983 E.  ,  2022/5988 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/983
    Karar No : 2022/5988


    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI): … Valiliği
    VEKİLİ : Av. …
    2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): … İşletmeleri A.Ş.
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
    1- … Platformu
    4- … 20- …
    VEKİLİ : Av. …
    MÜDAHİL (DAVACILAR YANINDA) : … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İzmir İli, Dikili İlçesi, … Mahallesi Mevkiinde, davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Çukuralan Altın Madeni 360.000 ton/yıl Kapasiteli Kırma - Eleme Tesisi" projesi ile ilgili olarak İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, maden mühendisi, orman mühendisi, ziraat mühendisi, flora ve fauna uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; "(...) jeoloji mühendisliği yönünden, dava konusu etkinlikle ilgili olarak hazırlanan proje tanıtım dosyasında (PTD) söz konusu etkinlik ile olası çevresel etkilerin ve alınması gereken önlemlerin jeolojik ve hidrojeolojik açıdan yeterli düzeyde tanıtılmadığı, eksik ve yetersiz değerlendirme nedeniyle pasa alanındaki kaya birimlerinin özellikleri ve geçirgenlikleri, yörenin hidrojeolojik özellikleri, yeraltı suyu derinlikleri, kaynaklar, kuyular vb. birçok konu bilinmediğinden oluşturabileceği çevresel etkilerinin de yeterli düzeyde anlatılmadığı, içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Madra Barajı uzun mesafeli koruma alanında kalan madencilik faaliyetleri sonucu oluşan pasanın, Madra Çayını besleyen Koz Deresi üzerinde yer alması nedeniyle baraj rezervuarının ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyelinin bulunduğu, bu nedenle İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … gün ve … sayılı 'ÇED Gerekli Değildir' kararının jeoloji mühendisliği açısından uygun olmadığı kanaatine varıldığı, maden mühendisliği yönünden, dava konusu etkinlikle ilgili olarak kırma-eleme tesisinde açığa çıkacak olan killi malzemenin (28 ton/saat, 100.800ton/yıl) kullanımı ve stoklanması ile ilgili olarak PTD'de detay bilginin bulunmadığı, bu nedenle İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … günlü ve … sayılı 'ÇED Gerekli Değildir' kararının maden mühendisliği açısından uygun olmadığı kanaatine varıldığı, bitki (flora ve vejetasyon) yönünden, proje alanı ve çevresinin floristik çeşitlilik ve habitat çeşitlenişi bağlamında doğallığını koruyan ve önemli bir bölge olduğu, mevcut tesisin içerisine yapılacak olan dava konusu tesisin, tesis bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesinin daha doğru olacağı, bu nedenle 'ÇED Gerekli Değildir' kararının habitat ve floristik çeşitlilik bağlamında uygun olmadığı kanaatine varıldığı, fauna yönünden, proje alanı ve çevresinin iklim ve habitat çeşitliliği incelenemesine göre proje alanının, biyolojik açıdan çok sayıda fauna türünü barındıran, aralarında nesli tehlike altında olan türlerin de olduğu koruma değeri yüksek bir bölge içinde kaldığı, alanda görülen fauna türlerinin yüksek sayıda olmasının alandaki farklı iklim ve buna bağlı olarak gelişen farklı habitat-yaşam alanlarında bulunan doğal orman, akarsu ve maki doğal yaşam alanlarının gelişmiş olmasından kaynaklandığı, mevcut maden sahasının içerisine yapılacak olan dava konusu tesisin, maden sahasından bağımsız düşünülmesinin biyolojik açıdan doğru olmadığı, söz konusu önerilen yeni tesisin tüm maden çalışması içinde birlikte değerlendirilmesinin önerildiği, bu bağlamda yeni işletme sahasının uygulamaya geçmesi için 'ÇED Gerekli Değildir' kararının doğru olmadığı ve dolayısıyla alanın yeniden ÇED sürecinden geçirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, çevre mühendisliği yönünden, davaya konu 'Çukuralan Altın Madeni 360.000 Ton/Yıl Kapasiteli Kırma – Eleme Tesisi' projesi için verilen 'ÇED Gerekli Değildir' kararına dayanağı PTD'de toz hesapları yapılırken, 'Çukuralan Altın Madeni 3. Kapasite Artırımı Projesi … Nihai ÇED Raporu'nun esas alınmış olması nedeniyle, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği açısından eksiklik içerdiği sonucuna varıldığı, orman mühendisliği yönünden, İzmir İli, Dikili İlçesi, Çukuralan Mahallesi, Çukuralan mevkiindeki Koza altın İşletmesi sonrası toplanan agregat partikül şeklindeki atık malzemelerin giderilmesinin yerinde olduğu, sonuç olarak İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı 'ÇED Gerekli Değildir' kararının çevre ormanlarına, endemik bitki ve habitata, tarım alanlarına, dere yataklarına ve su toplama havzalarına ve barajlara olan tehlikesi olmadığından esasa uygun olduğu kanaatine varıldığı, tarımsal çevre yönünden, PTD'de yapılması planlanan 'Kırma Eleme Tesis' projesinin olası çevresel etkileri ve bölge tarımını besleyen su kaynaklarına etkisini önlemek açıdan yeterli düzeyde incelenmediği, içme ve sulama suyu olarak kullanılan Madra Barajı uzun mesafeli koruma alanında kalan, madencilik faaliyetleri sonucu oluşan pasanın, Madra Çayını besleyen Koz Deresi üzerinde yer alması nedeniyle baraj rezervuarının ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyelinin olması nedeniyle 'ÇED Gerekli Değildir' kararının uygun olmadığı kanaatine varıldığı, sonuç olarak; bilirkişi heyetinin uzmanlık alanlarına göre detaylı olarak yaptığı teknik değerlendirmeleri neticesinde yukarıda belirtilen gerekçelerden dolayı 'ÇED Gerekli Değildir' kararının uygun olmadığı, yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
    Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, bilirkişi raporuna karşı davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından PTD'de alınması planlanan önlemler aktarılmak suretiyle itirazlarda bulunulmuş ise de, bilirkişi raporunda söz konusu hususlara ilişkin olarak yeterli açıklamalarda bulunulduğu ve projeyi kusurlandıran etmenlerin açıkça gösterildiği anlaşılmakla, davalı idarece ileri sürülen itirazlar raporu kusurlandırıcı mahiyette görülmemiş ve rapor hükme esas alınabilecek yeterlilikte görülmüştür.
    Dosyada yer alan PTD ve eki belgeler ile bilirkişi raporunun bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu proje için su kaynakları ile drenaj durumunun, baraj rezervuarının ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyelinin, yörenin hidrojeolojik özellikleri, yeraltı suyu derinlikleri, kaynaklar, kuyular vb. oluşturabileceği çevresel etkilerin, toz-gürültünün çevredeki bitki örtüsü ve doğal yaşam açısından çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin projenin uygulanması, izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmadığı, projenin bu hali ile işletilmesi durumunda fiziksel ve biyolojik çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına ve yok olmasına neden olacağı, çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da zararın çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin proje özelinde uygun ve yeterli olmadığı, proje alanında yürütülecek faaliyetin işletme kapasitesi, kullanılacak teknik donanım ve yöntem gözetildiğinde, dava konusu işleme dayanak alınan PTD'de yer verilen bilgi ve tespitlerin yeterli olmadığı görülmüştür.
    Bu durumda, asgari gereklilikleri taşımadığı anlaşılan PTD esas alınmak suretiyle tesis edilen İzmir İli, Dikili İlçesi, Çukuralan Mahallesi Mevkiinde, davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Çukuralan Altın Madeni 360.000 ton/yıl Kapasiteli Kırma - Eleme Tesisi" projesi için verilen … gün ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından; çevresel etkilerle ilgili alınan önlemlerin yeterli görüldüğü, projenin kapasite itibarıyla ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesine dahil olduğu, PTD'de mevcut ocak faaliyetleri de dikkate alınarak kümülatif değerlendirmenin yapıldığı, kırma eleme tesisinin tamamen kapalı ortam içerisine alınarak gerekli tedbirlerin alındığı, bilirkişilerce kırma eleme tesisi projesinin, maden ocağı projesi gibi değerlendirildiği, eksik olduğu belirtilen tüm hususların PTD'de yer aldığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
    2- Davalı yanında müdahil tarafından; usule ilişkin olarak davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı, esasa ilişkin olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunun teknik ve hukuki olarak hatalı olduğu, dava konusu projenin olası etkilerinin toz ve gürültü olduğu ve bunlara yönelik önlemlerin alındığı, dava konusu projenin kırma eleme tesisi projesi olduğu halde bilirkişilerce maden ocağı faaliyetiymiş gibi değerlendirildiği, dolayısıyla eksik ve yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, ayrıca jeoloji mühendisinin tarafsız olmadığı, bu yönüyle de bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, dava açma ehliyeti ile ilgili olarak davacıların İzmir İlinin, Merkez, Dikili ve Bergama İlçelerinde ikametleri olduğu ve dava açma ehliyetlerinin bulunduğu, esasa ilişkin olarak bilirkişi raporunda yer alan tespitler dikkate alındığında, dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmakta iken, davacılar yanında müdahil tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının … , … ve … yönünden Mahkeme kararının bozularak, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi, diğer davacılar yönünden onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Davalı yanında müdahil tarafından, İzmir İli, Dikili İlçesi, … Mevkiinde, Çukuralan Maden İşletmesinde madencilik faaliyetleri sonucu oluşan pasanın, yeraltı madencilik faaliyetleri sırasında dolgu malzemesinde agrega olarak kullanılabilmesi için 360.000 ton/yıl kapasiteli kırma eleme tesisi kurulmasının planlanması üzerine, PTD hazırlanarak davalı idareye sunulmuştur.
    Davalı idare tarafından, PTD'de projenin muhtemel çevresel etkilerine yönelik alınacak önlemlerin yeterli bulunması neticesinde dava konusu projeyle ilgili … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
    Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar "iptal davası" olarak tanımlanmış, 14. maddesinde de; dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği ve 15/1-b maddesinde; bu hususta Kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    1- Temyize konu İdare Mahkemesi kararının davacılardan … , … , … Platformu… , … , … ve … yönünden dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
    2- Temyize konu İdare Mahkemesi kararının davacılardan Merih Yücel, Süleyman Eryılmaz ve Erhan İçöz'e ilişkin kısmına gelince;
    Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.
    İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.
    Çevreyi ilgilendiren projelerin yapımının planlandığı yörede ikamet etmeyen ya da o yörede taşınmazları bulunmayanların, bu projelere verilen ÇED kararlarının iptali istemiyle dava açma ehliyetlerinin varlığının kabulü, bu tür idari işlemlerin ve bu işlemler üzerine yatırım planlayanların sürekli olarak dava tehdidi ile karşı karşıya kalmaları sonucunu doğuracağı ve bu durumun da idari istikrar ilkesine aykırı olacağı açıktır.
    Uyuşmazlık konusu olayda da, anılan davacıların Ulusal Yargı Ağı portalı (UYAP) kayıtlarına göre, davanın açıldığı tarih itibarıyla dava konusu proje alanı veya proje etki alanında ikamet etmediği gibi, bu alanlarda taşınmazının da bulunmadığı anlaşıldığından, İzmir İli, Dikili İlçesi, … Mahallesi Mevkiinde, davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Çukuralan Altın Madeni 360.000 ton/yıl Kapasiteli Kırma - Eleme Tesisi" projesi ile ilgili olarak İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı ile kişisel, güncel ve meşru bir menfaatlerinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle, bakılan davayı açma ehliyetlerinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla, adı geçen davacılar yönünden davanın ehliyet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :

    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının davacılardan … , … ve … yönünden ONANMASINA; … , … ve … yönünden ise BOZULMASINA; anılan davacılar yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2(i) maddesi uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
    3. Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam … TL yargılama giderinin, haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen … TL'lik kısmının ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … -TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından, yerel mahkemede yapılan duruşma sırasında vekil ile temsil olunan haklarında dava konusu işlemin iptaline karar verilen davacılara verilmesine, söz konusu yargılama giderinin kalan kısmı olan … -TL'nin ise haklarında davanın ehliyet yönünden reddine karar verilen davacılar üzerinde bırakılmasına,
    4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL
    yargılama giderinin, davalı idareden alınarak davacılar yanında müdahile verilmesine,
    5. Davalı idarece temyiz aşamasında yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen … -TL yargılama giderinin, haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen … -TL'lik kısmının ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … -TL vekalet ücretinin haklarında davanın ehliyet yönünden reddine karar verilen davacılar tarafından, yerel mahkemede yapılan duruşma sırasında vekil ile temsil olunan davalı idareye verilmesine, bahse konu yargılama giderinin kalan kısmı olan … -TL'nin ise davalı idare üzerinde bırakılmasına,
    6. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen … -TL'lik kısmının, haklarında davanın ehliyet yönünden reddine karar verilen davacılar tarafından, davalı yanında müdahile verilmesine, söz konusu yargılama giderinin kalan kısmı olan … -TL'nin ise davalı yanında müdahil üzerinde bırakılmasına,
    7. Davacılar tarafından yatırılan keşif avansından artan … -TL'nin davacılara, davacılar yanında müdahil tarafından yatırılan keşif avansından artan … -TL'nin davacılar yanında müdahile iadesine,
    8. Davalı yanında müdahil tarafından sehven yatırılan … TL YD itiraz harcı ile temyiz aşamasında yatırılan ve kullanılmayan … -TL YD itiraz harcının istemi halinde davalı yanında müdahile verilmesine,
    9. Artan posta avanslarının ise istemleri halinde davacılara, davalı idareye ve davalı yanında müdahile verilmesine,
    10. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    11. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 18/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi