
Esas No: 2019/2510
Karar No: 2020/1470
Karar Tarihi: 04.02.2020
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/2510 Esas 2020/1470 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 12/11/2018 gün ve 2017/16553 Esas - 2018/20233 Karar sayılı ilama karşı davalı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
-K A R A R-
4650 sayılı kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemli davada davanın kabulüne ilişkin hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu ilama karşı davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında sair karar düzeltme nedenleri HUMK"un 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Ancak,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği,
Bu kez yapılan incelemede anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 12/11/2018 gün ve 2017/16553 Esas - 2018/20233 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede,
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkidir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki ... Mahallesi 396 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1- Dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2016 yılı verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden 2015 yılı resmi verilerine göre tespit edilen metrakare birim fiyatına endeks uygulanmak suretiyle değer biçen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
2-Taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği , konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitilizasyon faiz oranının %5 uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 kabulü ile eksik bedel tespiti,
3-Dava konusu taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında %100 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
4-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
5- 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması,
Gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının ise hazineye irad kaydedilmesine, 04/02/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.