Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14491 Esas 2018/1722 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14491
Karar No: 2018/1722
Karar Tarihi: 07.03.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14491 Esas 2018/1722 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/14491 E.  ,  2018/1722 K.

    "İçtihat Metni"

    .....
    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.09.2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, TMK"nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 39 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait 39 ada 6 parsel sayılı taşınmaza taşan bölümünün, TMK 725. maddesi uyarınca tapusunun iptaliyle adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, yasal koşulları oluşmayan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 05.12.2012 tarih 2012/12730 E- 2012/14194 K sayılı ilamı ile, “Mahkemece, davacının temliken tescil isteminin çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden sübjektif şart gerçekleşmediğinden reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkeme, 12.03.2013 tarih ve 2013/9-51 E.K. sayılı kısa ve gerekçeli kararında, önceki kararda direnmiş ise de, bu karar Hukuk Genel Kurulu’nun 28.01.2015 tarih ve 2013/14-1519 E. 2015/809 K. sayılı Kararı ile “…Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü nitelikleri haiz bulunmayan kısa kararı usul ve yasaya uygun değildir. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu Kararına uyularak, direnme kararının kaldırılmasına ve bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bu kez Daire’nin bozma kararı çerçevesinde hüküm kurulmuştur.
    Direnmeye ilişkin olarak verilen karardan dönülerek uyma kararı verilmesi mümkün olmadığı gibi, mahkemece direnme kararı verilmekle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULU BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE, 07.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.