Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/3498 Esas 2017/950 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3498
Karar No: 2017/950
Karar Tarihi: 09.02.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/3498 Esas 2017/950 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, tapu kayıtlarının kadastro işlemi sırasında uygulanmaması nedeniyle tespit ve tescil edilen yerlerin hukuka aykırı şekilde üçüncü kişilere geçtiğini ve bu nedenle tazminat talebinde bulundular. Davalı ise çekişmeli yerlerin orman olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını savundu. Mahkeme, tapu kayıtlarının hukuki değerlerini yitirdiğini ve zararın davacıların kusuru nedeniyle oluştuğunu belirterek davanın reddine karar verdi. Karar davacılar tarafından temyiz edildi ancak temyiz itirazları reddedildi ve yerinde görülen hükmün onanmasına karar verildi. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/2 maddesi
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi
20. Hukuk Dairesi         2015/3498 E.  ,  2017/950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar ... ve arkadaşları 11.02.2011 tarihli dava dilekçesinde tarih ve sıra numaralarını bildirdikleri 29 adet tapu kaydının ... köyünde yapılan kadastro sırasında uygulanmadığını, tapu kayıtlarının kapsamında bulunan yerlerin hukuka aykırı şekilde üçüncü kişiler adlarına tespit ve tescil edildiklerini, kadastro personelinin hukuka aykırı işlemlerinden ...nin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL tazminatın faiziyle birlikte ...den tahsili istemiyle dava açmışlardır.
    Davalı ...; çekişmeli yerlerin orman olduklarını, özel mülkiyete konu olamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davacıların dava ettikleri taşınmazları zemine gösteremedikleri, taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerinde ..., ... ve ... parsellere uyan tapular dışındaki tapu kayıtlarında okunan mevkiileri ve sınırları bilemedikleri, tapu kayıtlarının 3402 sayılı Kanunun 12/2 maddesi uyarınca hukuki değerlerini yitirdikleri, ... ve ... parsellerin ... köyünde yapılan kadastro sırasında davacıların miras bırakanı adına tespit edildikleri ve mirasçıları tarafından üçüncü kişilere satıldığı, ... parselinde kadastro sırasında davacıların miras bırakanları adına tespit edildiği, açılan dava sonucu hükmen üçüncü kişiler adlarına tescil edildiği, ..., ... ve ... parsellere ait tapular yönünden davacıların zararlarının oluşmadığı, diğer tapu kayıtları yönünden ise davacıların 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açmayarak zarara kendi kusurlarıyla sebebiyet verdikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılardan ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kayıtlarının kadastro sırasında uygulanmaması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 09/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.