23. Hukuk Dairesi 2015/7434 E. , 2016/1216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı borçlu ... adına kayıtlı taşınmazın satışı ile elde edilen satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaması nedeniyle sıra cetveli tanzim edildiğini, 31.05.2012 tarihli cetvel kapsamında bakiye satış bedelinin davalı ... dairesine ödenmesine karar verildiğini, davalı ... haczine ilişkin 100. madde bilgilerinin hatalı olduğunu, hacizden sonra tahakkuk eden alacağın da haciz miktarına dahil edildiğini, tapu kaydındaki haciz miktarının 2.000,00 TL olduğunu ve davalı alacağının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, 31.05.2012 tarihli sıra cetvelinin iptali ile ihale bedelinin davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ... dairesinin bedeli paylaşıma konu taşınmaz maliki Celal Tok hakkında bir icra takibi olmadığı ve geçerli bir haciz işleminin de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı tarafça; davalı ... dairesinin alacak miktarına, 100. madde bilgileri tespit edilirken, hacizden sonra tahakkuk eden vergi borcunun da eklendiği, tapu kaydında haciz miktarının 2.000,00 TL olarak belirtildiği ve davalı alacağının zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi istenmiştir.
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da hem sıraya hem alacağın esasına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK"nın m. 142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK"nın m. 142/son) ileri sürülmelidir.
Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekir.
Haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İİK"nın 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer"ileriyle takip masraflarını tazmin eder. Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer"iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılmalı, şikayet olunanın satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra
cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz.
Mahkemece de isabetli olarak belirtildiği üzere, davalı alacağının zamanaşımına uğradığı yönündeki iddiayı, sadece borçlu ileri sürülebilir ve icra mahkemesi, bu ilkeyi nazara alarak bu yöndeki şikayeti reddedebilir. Yine davalı ..."nin alacağı yönünden, 6183 sayılı Yasa"nın 10, 35 ve mükerrer 35. maddeleri ile Vergi Usul Kanunu"nun 10. maddesinin nazara alınmadığı, 100. madde bilgilerinin doğru olmadığı iddiaları da hesaplamaya ilişkin, yani İİK"nın 138. maddesi uyarınca hesaplamanın yanlış yapıldığına, dolayısıyla takip hukukunun yanlış uygulandığına ilişkin olup, davalı alacağının hiç yada gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik değildir.
Öte yandan, sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne (İİK"nın 17. madde hükmüne kıyasen) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.
Bu durumda mahkemece, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır.
Diğer yandan, 14.06.2012 olan şikayet tarihinin, gerekçeli karar başlığında 21.06.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.