Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/26569 Esas 2017/4256 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/26569
Karar No: 2017/4256

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/26569 Esas 2017/4256 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2015/26569 E.  ,  2017/4256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır (Teb. K.m.10/1). Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır (Tebligat Kanunu Uygulama Yönetmeliği m.16/1). Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıl sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat buraya tapılır. Başkaca adres araştırması yapılmaz ( Teb. K m.10/2, Yönetmelik m. I02/2).
    Bu bükümlere göre, dava dilekçesi, davalının dava dilekçesinde gösterilen adresine tebliğ için gönderilmeli, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine çıkarılmalıdır. Bilinen son adresle tebligatın yapılamadığı veya bu adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan doğrudan muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebligat yapılamaz. Davacı, dava dilekçesinde davalının adresini göstermiştir. Tebliğ isteyenin dilekçesinde gösterdiği bu adres, muhatabın bilinen en son adresi sayılır (Yönetmelik m.16/1). Dava dilekçesi tebliğ için bu adrese gönderilmeden, diğer bir ifade ile bu adresin tebliğe elverişli olup olmadığı anlaşılmadan, tebligat zarfında adresin "adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu" belirtilmek sureliyle Tebligat Kanununun 21. maddesinin (2.) fıkrası uygulanarak evrakın muhtara teslim edilmesi suretiyle tebliğ edildiği görülmektedir. Bu haliyle dava dilekçesinin davalıya tebliği usulsüzdür. Ön inceleme duruşmasına çağrılmasına ilişkin davetiye, davalı vekilinin istifasına ilişkin dilekçesi tahkikat duruşmasına çağrı davetiyesi de aynı şekilde dava dilekçesinin tebliğ edildiği adreste Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre muhtara tebliğ edilmiştir. Bu durumda davalıya dava dilekçesinin, ön inceleme, tahkikat duruşma gününün tebliği ve vekilin istifa dilekçesinin tebliği usule aykırıdır. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmadan, açıklamada bulunma, bu çerçevede savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkı tanınmadan yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması davalının hukuki dinlenilme hakkını (HMK m.27) ihlal etmiştir. Hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.04.2017 (Pzt.)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.