Esas No: 2022/352
Karar No: 2022/2125
Karar Tarihi: 18.05.2022
Danıştay 13. Daire 2022/352 Esas 2022/2125 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/352 E. , 2022/2125 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/352
Karar No:2022/2125
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1. … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
2. … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı -...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı odalar tarafından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Fen İşleri Daire Başkanlığı'nca gerçekleştirilen ...ihale kayıt numaralı "TRT Genel Müdürlüğü Önü Kavşağı Katlı Kavşak Yapım İşi" ihalesinin ve ihaleye çıkma kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu ihale ile yapılacak projenin; trafik problemine geçici bir çözüm olduğu ve uzun vadede herhangi bir fayda sağlamayacağı, söz konusu projenin yakın çevresine etkilerine ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılmadığı, nazım imar planları veya ulaşım ana planı olmadan yapılan her parçacıl müdahalenin kamu yararına aykırı neticeler doğuracağı, söz konusu ihale ile gerçekleştirilecek olan kavşak projesinin dayanağı olan herhangi bir imar planı bulunmadığı, davaya konu ihalenin üst ölçekli plan kararlarıyla çeliştiği, ulaşım politikalarına, planlama bilimi ve kent merkezi düzenleme ilkelerine aykırı olduğu iddialarıyla bakılan davanın açıldığı, ileri sürülen iddiaların imar planına ve yapılacak olan projenin bizatihi kendisine yönelik olduğu, ihale dokümanında veya söz konusu ihalede hukuka aykırılık bulunduğu iddiasına dayanmadığı, davacıların söz konusu projeye ilişkin vaki itirazlarının sonraki aşama olan ihale işlemine karşı açılan işbu davada dinlenebilir olmadığı, ayrıca dava konusu ihale işleminin mimarlık ve şehir plancılığı mesleği mensuplarının ne tür bir menfaatini ihlâl ettiği hususunun ise açık ve anlaşılır biçimde ortaya konulamadığı görülmekte olup, dava konusu ihale ile Odalar arasında somut, güncel ve meşru bir menfaat alakasının bulunmadığı, ihale konusu işin davacı Odaların kuruluş amaçları, mimarlık ve şehir planlaması ile doğrudan bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından, bu hâliyle uyuşmazlığın esasının incelenemeyeceği ve davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDELERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, ehliyet kavramının dar yorumlanmaması gerektiği, ihale konusu taşınmazı kapsayan imar planı hakkında İdare Mahkemesi tarafından iptal kararı verilmesi nedeniyle mezkûr taşınmazın plansız kaldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından, ...tarihinde gerçekleştirilen ...ihale kayıt numaralı "TRT Genel Müdürlüğü Önü Kavşağı Katlı Kavşak Yapım İşi" için ihaleye çıkılmış, davacı Odalar tarafından, anılan ihalenin ve ihaleye çıkma kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 135. maddesinde, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir. (...)" kuralına yer verilmiştir.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu 2. maddesinde, “Birliğin kuruluş amacı ile yapamayacağı faaliyetler ve işler aşağıda gösterilmiştir. Birliğin kuruluş amacı: a) Bütün mühendis ve mimarları ihtisas kollarına ayırmak ve her kol için bir oda kurulmasına karar vermek; Bu suretle aynı ihtisasa mensup meslek mensuplarını bir Odanın bünyesinde toplamak; merkezde idare heyeti, haysiyet divanı ve murakıplar gibi görevlilere yetecek kadar üyesi bulunmayan Odanın merkezini, Umumi Heyetin belirleyeceği yerde açmak; b) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak; c) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir. (...)" kuralı yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davaları, idarî işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tamyargı davaları da idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı Odalar, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca kurulmuş olan kamu tüzel kişilikleridir. Odaların görev ve yetkileri Anayasa'nın 135. maddesi ile 6235 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, "meslek mensuplarının ortak ihtiyaçlarını karşılamak ve bu kişilerin menfaatlerini korumak, meslek mensuplarının faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak ve meslek disiplinini ve ahlakını korumak" olarak belirtilmiştir.
Dava ehliyeti, 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesinde ilk inceleme aşamasında göz önüne alınacak hususlar arasında sayılmış ve davacının dava açma ehliyeti bulunmaması hâlinde anılan Kanun'un 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın reddine karar verileceği düzenlenmiştir. İdari yargılamada ehliyet, öğretide subjektif ehliyet ve objektif ehliyet olarak ikiye ayrılmaktadır. Objektif ehliyet taraf ehliyeti ve dava ehliyeti olarak medeni kanundaki hak ehliyeti ile fiil ehliyetine tekabül etmektedir. 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlâli" kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince ihtilâfın niteliğine göre belirlenmektedir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının subjektif ehliyetinin varlığı, idari işlemin doğrudan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşuna yönelik tesisine veya mensuplarının hak ve menfaatlerini ilgilendirmesine bağlıdır.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca ...tarihinde açık ihale usûlüyle ...ihale kayıt numaralı "TRT Genel Müdürlüğü Önü Kavşağı Katlı Kavşak Yapım İşi" ihalesinin gerçekleştirildiği, davacı Odalar tarafından özetle, "Söz konusu projenin, hangi imar planına dayandığı ve proje alanına ilişkin nasıl bir değerlendirme, analiz ve plan değişikliğinin yapıldığının bilinmediği, yayaların ihtiyaçlarını dikkate almadan, taşıtlara öncelik veren çağdışı bir yaklaşımın sonucu olduğu, hukuka aykırı olan bir uygulamanın hayata geçirileceği, ihale konusu projeyi içine alan imar planının İdare Mahkemesi'nce iptal edildiği, bu nedenle referans alınacak üst ölçekli 2023 Ankara Nazım İmar Planı'nda da proje ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı" iddialarıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Aktarılan mevzuat kurallarının ve dosyadaki bilgilerin birlikte incelenmesinden, planlama tekniğine ve şehircilik ilkelerine aykırılık iddialarıyla dava konusu ihalenin iptali talebinin, davacı Odaların kuruluş amaçları ve faaliyet sahası ile ilgili olması nedeniyle meşru ve kişisel olduğu, kamu yararı doğrultusunda mesleği ile ilgili alanlarda doğal ve kamusal varlıkların korunması ve geliştirilmesinin mevzuat tarafından kendilerine verilen görevler olduğu, bu itibarla, davacı Odaların mühendislik ve mimarlık mesleğinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak amaçlarıyla faaliyetlerde bulunabileceği dikkate alındığında menfaatlerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 13/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyize konu Mahkeme kararının, davacılardan TMMOB Mimar Odaları bakımından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan temyiz nedenleri bulunmadığından, TMMOB Mimarlar Odası'nın temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının bu kısım bakımından onanması gerektiği oyuyla bozmaya ilişkin kararın bu kısmına katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.