
Esas No: 2019/5491
Karar No: 2020/2730
Karar Tarihi: 10.06.2020
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/5491 Esas 2020/2730 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL 7. Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması
üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tebligat memuru, tebliğ yapılacak kişinin veya onun adına tebligatı almaya ehil kişilerin adreste bulunmamaları halinde, bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini araştırmalı, komşu, yönetici, kapıcı vb. kişileri sorarak onların beyanlarını ve imzalarını almalı ya da imzadan imtina etmeleri halinde bu durumu tebliğ mazbatasına şerh etmelidir. Bu husulara uyulmadan Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapılan tebligat geçersizdir. Dosya içerisindeki gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasında ise; haber verilen komşunun ismi ve imzasının bulunmadığı, dolayısıyla yapılan bu tebligatın usulsüz olduğunun ve kararın kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın 06/03/2015 havale tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-) TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-) Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 10.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.