8. Hukuk Dairesi 2018/14036 E. , 2021/1676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, 5 ve 12 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkillerinin paydaş olduğunu, davalı belediyece taşınmazlara tecavüzde bulunulduğunu ileri sürerek, taraflar arasında görülen ve kabul edilen davadaki talebi takip eden dönem olan 23.01.2012 tarihi ile dava tarihi arası dönem için, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ecrimisile hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına , dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına , mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek davada karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 5 ve 12 parsel sayılı, arsa nitelikli taşınmazlarda tarafların paydaş olduğu, taraflar arasında görülen Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/40 Esas sayılı dosyasında bir önceki dönem olan 23.01.2007-23.01.2012 (dava tarihi) arası dönem için ecrimisil talep edildiği ve davanın kabul edilerek kararın 27.05.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada Mahkemece bahsi geçen davadaki tespitler baz alınarak hesaplanan ecrimisil miktarına hükmedildiği sabittir .
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Bunun yanı sıra, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber, ecrimisil bedelinin en az kira bedeli olması ve kira sözleşmelerinde TBK"nin 344. maddesine göre 5 yıl geçtikten sonra rayice göre kira tespitinin istenebilmesi nedeniyle daha önce rayice göre belirlenen dönem ile dava konusu edilen ilk dönem arasında 5 yıllık sürenin geçmesi veya taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir.
Somut olaya gelince, eldeki temyize konu davadan önce, dava konusu taşınmaz hakkında daha önceki dosyada Yargıtay incelemesinden geçen son dönem ecrimisil bedelinin, eldeki temyize konu davada da hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2012 yılı için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunan miktarın Mahkemece hüküm altına alındığı alınmıştır .
Hal böyle olunca, Mahkemece ilk defa yöredeki rayice göre belirlenen kira bedelinin 2007 yılına ilişkin olduğu, sonraki dönem ecrimisil bedellleri belirlenirken önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunan miktarın esas alındığı , bu şekilde geriye yönelik olarak uzun süre ÜFE uygulaması yapıldığı ve rayice göre belirlenen ilk yıldan itibaren beş yıllık sürenin geçtiği nazara alınarak, açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden yeniden taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre tespiti, sonraki dönemler için ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması sureti ile hesaplama yapılması hususunda rapor alınarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.