Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/15063 Esas 2017/2050 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15063
Karar No: 2017/2050
Karar Tarihi: 20.02.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/15063 Esas 2017/2050 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/15063 E.  ,  2017/2050 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı kurum ile aralarındaki sağlık hizmeti satın alma sözleşmenin 3.1.14. maddesinin ihlali nedeniyle, davalı kurumun 10.000,00 TL cezai işlem tesis edip hakedişlerinden mahsup edileceğini bildirdiğini, kurum işleminin sözleşme ve mevzuaata aykırı olduğunu ileri sürerek, işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, işlemin mevzuat ve sözleşmeye uygun olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 20.06.2011 tarihli Teftiş Kurulu raporu kapsamında ... ... ve Araştırma Hastenesi Doktoru ... ..."ın ifadesinden hareketle, cezai işlemin yerindeliğine karar verilip dava reddedilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, taraflar arasında mevcut sağlık hizmeti satın alma sözleşmenin 3.1.14. maddesinin ihlalinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin ihlaline neden olan eylemin, şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti gerekmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3.1.14. maddesi "Sağlık hizmet sunucusu, kendilerine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurumu ve kuruluşları ve üçüncü şahıslarla açık veya gizli işbirliği, ilgili mevzuata aykırı yersiz talep oluşturacak reklam ve tanıtım yapamaz, simsar ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, kamu kurum kuruluşları da dahil olmak üzere hangi maksatla olursa olsun hiç bir şekilde kampanya şeklinde uygulamalara katılamaz, bu durumların varlığında (5.1.10) maddesine göre işlem yapılır." düzenlemesini içermekte olup, Teftiş Kurulu raporunda yer alan ifade tutanağına göre Dr.... ..."ın " ... Hastanemizde anjiyo yapma imkanı olmadığından anjio gerektiren ve beni tercih eden hastalarımı, part – time çalıştığım süre içerisinde ..."da anjiyo hizmeti veren değişik hastanelerde anijiyolarını bizzat yapıyordum. Bu arada... .... Hastanesinde anjiolarımı yaptığım hastalar olmuştur. ... Hastalarımı ... ... Hastanesine veya başka bir hastaneye taşıdığım iddiasına katılmıyorum. Hastanamizde anjiyo yapma imkanı olmadığı için mesleğimin tam olarak icra edememekteydim. 01.01.2011 tarihinde full- time çalışmaya başladıktan sonra da acil olan ve özel hastalarımı ... ... Hastanesinde bulunan staff hekimlerle birlikte anjiyo yaptığımız olmuştur. ..." şeklinde ifade verdiği görülmektedir. Buradan hareketle, Mahkemece, yapılacak iş, öncelikle ihlali davranışın tespiti; sonra da bu davranışın, sözleşmenin ilgili maddesinin ihlali kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususudur. Davacı taraf delil olarak kendi kayıtlarına da dayanmıştır. O halde, davacının hastane kayıt ve defterleri, hasta dosyaları incelenmeli, bu inceleme sonucunda bir sonuca ulaşılamazsa, bu sefer dava dışı Dr. .... .... tanık olarak çağrılıp, dinlenmeli, teftiş raporundaki ifadesi açıklatılmalıdır. Hal böyle olunca, davacı delil olarak kendi kayıtlarına da dayandığı halde bir inceleme yapılmaksızın, teftiş raporundaki ilgili doktorun ifadesi dikkate alınarak, sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.