10. Hukuk Dairesi 2018/4604 E. , 2019/1283 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, re"sen prim tahakkuku işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasa"nın 86’inci maddesi olup “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88"inci ve 89"uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; tespit edilen çalışmalara ilişkin işe giriş ve hizmet bildirgelerinin yasal süre içerisinde Kuruma verilmesinin işverenden talep edildiği,işveren tarafından talebin yerine getirilmemesi üzerine Kurum tarafından resen tescil ve prim tahakkukunun yapılarak işverene tebliğ edildiği, işveren tarafından resen yapılan prim tahakkukuna karşı yasal süre içerisinde Komisyona itiraz edildiği, Komisyon red kararının 26.04.2013 tarihinde işverene tebliğ edildiği, işveren tarafından yasal süre içerisinde 21.05.2013 tarihinde resen prim tahakkukunun iptali için idare mahkemesinde dava açıldığı,idare mahkemesi tarafından adli yargının görevli olduğuna dair karar verildiği, idare mahkemesi tarafından verilen onama kararının 25.03.2014 tarihinde işverene tebliğ edildiği, 04.04.2014 tarihinde işveren tarafından görevli İş Mahkemesinde dava açıldığı, 13.08.2013 tarihinde ihtirazi kayıt olmadan resen tahakkuk ettirilen prim miktarının ödendiği, mahkemece; dava tarihinden önce ihtirazi kayıt olmaksızın ödeme yapılması sebebiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İhtirazi kayıt; “muayyen haklarını kullanmak hususunda serbestisini muhafaza etmek isteyen tarafın bu husustaki vaki beyanı” olarak tanımlanabilir. İhtirazi kayıt ileri sürme hakkı, yenilik doğurucu nitelikte olup, bir hukuksal durumu ortaya çıkarmak, var olan hukuksal durumu değiştirmek veya ortadan kaldırmak için kullanılır. Bu haklar, nitelikleri gereği, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirirler.
İhtirazi kayıt ileri sürme hakkının kullanılmaması ile, alacaklının korunan bu haklarını talep etmesi engellenmiş olur. Bu engellenme itiraz niteliğinde bulunmaktadır. Alacaklının, bu hakkını kullanmakla korumak istediği hakları korunmuş olmakta, bu irade kullanılmaz ise, korunmak istenen (fer’i nitelikte) hak düşmektedir.
Bu önkoşul, ifanın kabulü sırasında, ya da, en geç ifanın ardından hemen kullanılmalıdır. İhtirazi kayıt hakkı ileri sürülmese bile, yaptığı eylem ve işlemlerden bu hakkını kullanmak istediği sonucu çıkarılabiliyorsa, bu hakkın kullanıldığının kabulü gerekecektir. “durum ve koşullar” kavramı değerlendirilirken kuşkusuz, somut olayın özellik ve gerekleri dikkate alınmalıdır.
Davacı tarafından, ödeme tarihi olan 13.08.2013 tarihi öncesinde, resen prim tahakkukuna ilişkin görevsiz idari yargı merciinde 21.05.2013 tarihinde dava açtığı, idare mahkemesi onama kararının tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde görevli iş mahkemesinde dava açtığı anlaşılmakla,ihtirazi kayıtla ödeme yaptığı kabul edilerek,esastan inceleme yapılmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmak suretiyle, davanın esas yönünden incelemesine geçilerek, tüm kanıtlar toplandıktan sonra yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.