3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11776 Karar No: 2019/18907 Karar Tarihi: 17.10.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/11776 Esas 2019/18907 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle hüküm açıklanarak mahkumiyetine karar verilen bir davada, temyiz istemine yapılan incelemede, yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedildi. Ancak kararın dayandığı tüm kanıtların açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği ve cezanın şahsileştirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca hüküm gerekçesinde adli rapora atıfta bulunarak yazılı şekilde hüküm kurulması Anayasa ve CMK maddelerine aykırı davranıldığı, sanığın haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadığı için kararın bozulduğu ifade edildi. Kanun maddeleri olarak 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gösterildi.
3. Ceza Dairesi 2019/11776 E. , 2019/18907 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle hüküm açıklanırken, temyiz süresi ve mercii gösterilmeyerek kesin olarak karar verildiği belirtilmiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2015 gün, 2015/11-120 Esas, 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi, Anayasa Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli (Başvuru numarası:2014/4987) ve 22.09.2016 tarihli (Başvuru numarası:2014/1382) kararlarına göre bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeni ile temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan ve mağdur hakkında düzenlenmiş adli rapor olmadığı halde, hükmün gerekçe kısmında adli rapora atıfta bulunarak yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK"nin 34. ve 223., 230. maddelerine aykırı davranılması, 2) Sanığın aşamalarda, ailevi nedenlerden dolayı tartıştığı eşinin hakaret ederek bıçak çektiğini, evden kaçıp aşağıya indiğinde tanımadığı kişilerce darp edildiğini ifade etmesine, adli muayene raporundaki yaralanma bulguların da savunmasını doğrulamış olması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.