Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/12442 Esas 2017/6480 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12442
Karar No: 2017/6480
Karar Tarihi: 02.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/12442 Esas 2017/6480 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı taraf ipotek yoluyla takip başlatmıştır. Davacı sadece 49.455 TL cari hesaptan bakiye borcu olduğunu belirtmiştir. Mahkeme toplanan deliller ve bilirkişi raporu sonucunda davacının cari hesap nedeniyle davalıya 52.819 TL borçlu olduğunu belirterek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Daire, sulh anlaşması belgesinin yanlış değerlendirildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri: Ticaret Kanunu madde 125-127.
19. Hukuk Dairesi         2016/12442 E.  ,  2017/6480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma sonrası ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemece verilen direnme kararının davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi sonucu hükmün direnme hükmü olmadığı yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan bahisle Hukuk Genel Kurulu"nun işin esası yönünden bir inceleme yapılmak üzere dosyayı Dairemize göndermesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R -
    Davacı vekili, taraflar arasında cari hesaba dayalı olarak devam eden ticari ilişki bulunduğunu, davalının 125.000 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilinin sadece 49.455 TL cari hesaptan bakiye borcu bulunduğunu belirterek müvekkilinin takibin 75.545 TL"sinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının cari hesap nedeniyle davalıya 52.819 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takibin 72.181 TL"lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dairemizin 28/03/2013 tarihli 2013/287 E-2013/5447 K . sayılı ilamında: “Davalı vekili, temyiz dilekçesi ekinde “sulh anlaşması” başlıklı belge sunmuş, anılan belgede, “... taraflar 2009 yılı sonunda borç asıl alacak bakiyesinin 74.252 TL olduğu konusunda mutabakata varmışlardır. Bu rakamın 2009 yılı sonrası yapılan satışlar haricinde 05.01.2012 tarihinden başlamak üzere 36 eşit taksitle ödenmesi konusunda anlaşmışlardır. ... borcun taksitlendirmesine karşılık ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009 /489 E. 2011/102 K. sayılı davasından feragat etmiş ve bu dosyadaki talep ile dava ve mahkeme masraf ve vekalet ücreti haklarından vazgeçmiştir. Borç taksitleri zamanında ödenmediği takdirde... 1. İcra Müdürlüğü 2009/14924 sayılı dosyası işlemleri ..."in yeni borçlarını da kapsayacak şekilde icra dosyası üzerinden işlem yapılmasını kabul etmiştir.” denildiği ve tarafların adına imzalı olduğu görülmüştür. Anılan bu belge üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.Dairemizin önceki bozma kararında taraflar arasındaki 20.01.2012 tarihli sulh anlaşması başlıklı belge üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiş ve mahkemece sözü edilen sulh anlaşması yönünden değerlendirmeyi de içeren direnme kararı verilmiş Yüksek HGK’unca mahkemenin kararının yeni hüküm niteliğinde olup direnme kararı olmadığı gerekçesiyle dosya dairemize gönderilmiş ve dairemizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde;Her ne kadar yerel mahkemece kararın gerekçe bölümünün son paragrafında anılan belgenin davayı sonuçlandıracak nitelikte bir sulh olmadığı ve şartlı feragat olamayacağı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 20.01.2012 tarihli sulh anlaşması başlıklı belge tamamen bu davanın konusunu oluşturan borcun taksitlere bağlanması ve bu şekilde tasfiyesi sonucunu doğurmakta olup, belge içeriğinden davacının iş bu davadan feragat ettiği ve ayrıca mahkeme masraf ve vekalet ücreti haklarından da vazgeçtiği açıkça belirtilmiştir.Bu durumda mahkemece sunulan belgenin tipik bir sulh anlaşması olduğu ve davayı sonuçlandırmak amacıyla düzenlenmiş olduğunun kabulü gerekirken nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.