Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2-51
Karar No: 2013/1403
Karar Tarihi: 25.09.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2-51 Esas 2013/1403 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2-51 E.  ,  2013/1403 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 10. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 10/07/2012
    NUMARASI : 2012/411-2012/609

    Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10.Aile Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.11.2010 tarih, 656-995 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 29.12.2011 tarih, 1481 Esas, 24113 Karar sayılı ilamı ile;
    (...1-Mahkemece davalı kadının evlilik birliğini korumaya ve devamını sağlamaya yönelik beyanlarının davacı kocanın kusurlu davranışlarının af edildiği veya hoşgörü ile karşılandığının kabulünün mümkün bulunmamasına rağmen davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evlenmek boşanmak Allahın emri dediği, çocuk ve karısını baba evine gönderdiği, davalı kadının ise birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı kocanın ilk evliliğinden olan çocuğunu eve kabul etmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davacı koca daha ağır kusurludur. Hal böyle iken davalının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; davalının davacıdan daha az kusurlu olup, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleştiğine göre verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibariyle doğru olup, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesini değiştirmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
    3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
    4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma,velayet; karşı istek ise maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası isteklerine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalının evlilik birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmediğini ileri sürerek boşanma ve müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, iddiaların yerinde olmadığını öncelikle davanın reddi gerektiğini bildirerek, boşanmaya karar verilmesi halinde ise, çocukların velayeti, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat isteklerinde bulunmuştur.
    Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu, ancak dava sırasında cevap dilekçesinde ve 04.11.2010 tarihli dilekçesinde eşini sevdiğini ve evliliği devam ettirmek istediğini söyleyen davalı kadının davadan önceki olaylardan dolayı kocasını affettiği, en azından hoş gördüğü anlaşıldığından kocanın kusurlu davranışlarının dikkate alınmadığı, bu nedenle davalı kadının tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların boşanmalarına, velayetlerin davalı kadına verilmesine, çocuklar için nafaka takdirine hükmedilmiş; davalı yanın talep ettiği maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.
    Davalı yanın temyizi üzerine, Özel Dairece yukarda aynen alınan gerekçelerle hüküm bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını temyize davalı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı kadının davacı eşten daha az kusurlu olup olmadığı, sonucuna göre de davalı kadın lehine yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı kocanın davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, yeni doğan çocuğu istemediği, davalı ile çocuğunu babasının evine yolladığı; öte yandan davalı kadının da davacının ilk evliliğinden olan çocuğu evine almadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davalı eşin başlangıçtan beri evlilik birliğini ayakta tutmak istediği, boşanmak istemediğini bildirdiği, eşinin bazı koşulları yerine getirmesi halinde aralarında sorun kalmayacağını, eşini sevdiğini beyan ettiği açıktır. Ne var ki, eşin sevdiğinin söylenilmesi, açıkça beyan edilmediği sürece kusurlu davranışların affedildiği şeklinde yorumlanamaz. Bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında meydana gelen olaylarda davacı kocanın daha ağır kusurlu olduğu sonucuna varılmış olup, davalı kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata hükmedilmelidir.
    Açıklanan nedenlerle, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

     

     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi