Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1-146
Karar No: 2013/1402
Karar Tarihi: 25.09.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1-146 Esas 2013/1402 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1-146 E.  ,  2013/1402 K.
  • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNE AYKIRILIK NEDENİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNDE, SÖZLEŞMENİN FESHİ
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 617
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 517

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sakarya Asliye 3.Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 28.07.2010 Tarih, 231-328 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili   tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 19.01.2012 Tarih, 14640 Esas, 337  Karar sayılı ilamı ile;

(...Dava, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesine aykırılık hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Davanın kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; davacının daha önce açmış olduğu davadan feragat etmesi nedeniyle reddine karar verildiği, anılan davadan sonra edimini yerine getirmemeye devam ettiğini ileri sürerek birinci davanın reddinden sonraki dönemdeki akde aykırılık sebeplerine dayandığı, öyleyse kesin hükümden söz edilemeyeceği, tarafların delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K."nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir.

Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.

Somut olaya gelince, davacının 12 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını önceden, eşi ve davalının annesi olan dava dışı Meliha’ya bağışladığı, kalan ½ payını da 11.04.2002 tarihinde ölünceye kadar bakım koşulu ile evlatlığı olan davalıya temlik ettiği, davada davacı henüz bakıma muhtaç olmadığını, ancak davalının özür dilemesi nedeniyle feragat ettiği davadan sonra davalının tutarsız ve saygısız davranışlarının artarak devam ettiğini, davalının bu tutum ve davranışları nedeniyle bakım sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmeyeceğini belirterek eldeki davayı açtığı, davacının Meliha aleyhine açtığı boşanma davasında ve bu davada dinlenen bir kısım tanıkların davacının bakılmadığını ifade ettiği anlaşılmaktadır.

Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri ivazlı ve karşılıklı hak bahşeden ve borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bu sözleşmelerin özelliği gereği bakım borçlusunun, bakım alacaklısına karşı olan yükümlülüklerinin iki yönü bulunmaktadır. Buna göre maddi yönden bakım alacaklısının ikametinin temini, beslemesi, giydirilmesi gibi maddi borçları yanında, manevi olarak da bakım alacaklısının kendisini güvende hissetmesini sağlama, hayatının geri kalanında ihtiyaçlarının karşılanacağı konusunda güven verme, gerekli saygı ve şefkati gösterme, diğer bir ifade ile bakım alacaklısının güven duygusunu zedeleyecek tutum ve davaranışlardan kaçınma gibi manevi yükümlülükleri vardır. Nitekim, bakım alacaklısını bu tür bir sözleşme yapmaya sevkeden esas düşüncede geleceğe ilişkin bu yöndeki kaygılarıdır. Bu kapsamda bakım borçlusunun bakım alacaklısına karşı olan tüm yükümlülüklerinin tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek hakkaniyete uygun olarak ve süreklilik arzedecek şekilde yerine getirilmesi gerektiği kabul edilmelidir.

Belirtilen somut olgular, anılan ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, davalının ölünceye kadar bakım aktinden doğan yükümlülüklerini, başka bir ifadeyle sözleşmeden doğan edimini yukarıda belirtilen ölçütlere göre yerine getirmediği ve taraflar arasında güvene dayanan bir ilişki kalmadığı ve bu haliyle davacı ile davalı arasındaki ilişkinin sürdürülmesinin olanaksız hale geldiği açıktır.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....) 

Gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.         

                                           HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine aykırılık hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

 Davacı vekili, müvekkilinin kayden maliki olduğu 12 nolu parselin ½ payını, ikinci eşinin kızı olan davalı evlatlığına ölünceye dek bakma akti ile temlik ettiğini, davalının tutarsız ve saygısız davranışlarının özellikle son dönemde artarak devam ettiğini, henüz bakıma muhtaç olmayan davacının  gelecekte kendisine karşı bu bakım sorumluluğunu davalının yerine getirmeyeceğine inandığını ileri sürerek, haklı sebeplere dayalı olarak sözleşmeyi feshettiğinin kabulü ile davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

Davalı vekili, davalının bakım borcunu yerine getirdiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının iddiasını kanıtlayamadığı ve davalının bakım borcunu yerine getirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; davacı yanın temyizi üzerine hüküm ,Özel Dairece yukarda aynen alınan gerekçelerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını temyize davacı vekili getirmiştir.

 Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalının bakım borcunu yerine getirip getirmediği, buna göre davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında  toplanmaktadır.

     Ölünceye kadar  bakma sözleşmelerinde, sözleşmenin feshi hususu mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 517.maddesi  ve yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 617.maddesinde düzenlenmiştir.Buna göre, sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hale gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkânsız hale getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi önel vermeksizin feshedebilir. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanılarak feshedildiği takdirde kusurlu taraf, aldığı şeyi geri verir.

                Somut olayda; davacının 12 nolu parseldeki ½ payını 1993 yılında , eşi ve davalının annesi olan dava dışı Meliha’ya bağışladığı, kalan ½ payını da 11.04.2002 tarihinde ölünceye kadar bakma koşulu ile evlatlığı olan davalıya temlik ettiği, davacının, davalıya karşı, daha evvel 30.10.2007 tarihinde kendisine bakılmadığı iddiası ile tapu iptali ve tescil davası açtığı, ancak yargılama sırasında feragat etmesi nedeniyle davanın reddine  karar verildiği ve kararın 25.04.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davayı ise davacının, davalının  gelecekte kendisine karşı bakım sorumluluğunu yerine getirmeyeceğine inandığı iddiası ile  açtığı anlaşılmaktadır.

 Öte yandan, davacının, 20.04.2010  tarihinde, yani yargılama aşamasında, davalının annesi Meliha’ya karşı Sakarya 2.Aile Mahkemesi’nin 262 Esas, 645 Karar sayılı boşanma davası açtığı, ancak feragat etmesi nedeniyle davanın retle sonuçlandığı; getirtilen Sakarya 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.09.2011 Tarih,  2011/14-353  Sayılı dosyasında ise, davacı ile davalının annesi ve kız kardeşi arasında 27.09.2010 tarihinde çıkan arbede sonucu basit yaralamadan davacının ceza aldığı ve cezasının ertelendiği sabitti

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici  nedenlere göre ve özellikle taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği anlaşıldığından, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

 SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere  25.09.2013 gününde oyçokluğu  ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi