11. Ceza Dairesi 2017/2494 E. , 2018/991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gerekçeli karar başlığında 2007 olarak eksik gösterilen suç tarihinin 2006 ve 2007 olarak, ...’nün “suçtan zarar gören” olarak yanlış gösterilen sıfatının da “ katılan” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
1- Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi ve sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, 2006-2007 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; 2006 ve 2007 takvim yıllarına ait fatura asıl ya da örneklerinden de kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, suça konu faturaları kullandığı belirlenen şirket ya da şahıslar hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması ile düzenlendiğinin tespiti halinde haklarında dava açılmış ise bu dava dosyalarının getirtilip incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sanığın 30.09.2014 havale tarihli temyiz dilekçesinde ismi geçen kişilerin kimlik bilgilerinin tespit edilmesi ile tanık olarak beyanlarına başvurulması, gerektiğinde faturalardaki imza ve yazıların sanığa ait olmadığı hususunda da bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Sanık hakkında “213 sayılı vergi usul kanununa muhalefet” suçundan açılan kamu davasında, hükmün gerekçe kısmında başka bir olaya ilişkin iddia ve delillere de yer verilmek suretiyle hükmün karıştırılması,
b- Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı aylarda/zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı cihetle; somut olayda sanık hakkında, “2006-2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, tek bir zincirleme şekilde sahte fatura düzenlemek suçundan hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
c- Suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeden “ sanığın aynı suçtan daha önce de ceza almış olduğu anlaşılmakla” denilerek yanlış ve yetersiz gerekçe ile CMK"nın 231. ve TCK"nın 51. madde hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
d- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.