17. Hukuk Dairesi 2018/4289 E. , 2019/1866 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekilli ..."in okuldan çıkıp eve gittiği bir zamanda davalılardan ..."un kullandığı davalı ...’e ait diğer davalıya trafik sigortalı 34 TDK 39 plakalı aracın çarpması sonucu hem ruhsal hem de bedenen zarar gördüğünü, mağdurun ailesinin de bu olay sonucu aynı acıları yaşadığını belirterek mağdurun babası için 5.000,00 TL, annesi için 5.000,00 TL ve mağdurun kendisi için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminat ile 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan alınıp davacılara ödenmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, sorumluluğun azami poliçe taminatı ile sınırlı tutulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 9.573,20 TL maluliyet oranına göre yoksun kalınan kazanç ve 687,40 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 10.260,60 TL"nin tahsiline, davacı ... için 4.000,00 TL, davacı ... için 4.000,00 TL, diğer davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa"nın 3. maddesinde, “işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması şarttır.
Somut olayda, davalı 34 TDK 39 plakalı aracın maliki ... vekili tarafından aracın uzun süreye kiraya verildiği, işletenlik sıfatının kalktığı savunmasında bulunulmuş ise de karar yerinde bu husus tartışılmamıştır. Davalı ... vekili tarafından dosyaya kira sözleşmeleri ve dekontlar ibraz edilmiştir.
Mahkemece, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kaza tarihinde kazaya karışan aracın kiralayanların fiili tasarufunda bulunup bulunmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği, gerektiğinde davalı malik, kiraya veren ve kiracının varsa ticari defter ve vergi kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ...’ün işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları araştırılıp tartışılarak duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve varılacak uygun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yeterli araştırma yapılmadan eksik araştırma ile karar verilerek davalı ...’ün zarardan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 21/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.