20. Hukuk Dairesi 2015/11076 E. , 2017/935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili 09/12/2013 havale tarihli dilekçesinde özetle, ... Merkez ... köyünde 6831 sayılı Kanun gereği orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışması yapıldığını, çalışmanın süresinde itiraz edilmediğinden kesinleştiğini, ... Merkez ... köyü ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., .., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu orman tahdit hattı içinde kalan orman olarak sınırlandırılan tapulu, tapusuz tüm taşınmazların devletin mülkü olduğunu ve bu şekilde alınan tapuların hukuki geçerliliğinin olmadığını, bu yerlerin zilyetlik ve zamanaşımıyla kazanılamayacağını, Anayasa gereğince özel mülkiyete konu olamayacaklarını, dava konusu taşınmazların orman tahdit hattı içinde kaldığını ve orman sayılan yerlerden olduğunu beyanla, dava konusu taşınmazların orman tahdit sınırları içinde kalan kısmının tespit edilerek tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile, ... İli, Merkez ... köyü ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 2006 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Yörede 1974 yılında yapılıp ilân edilerek kesinleşen tapulama çalışmaları bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; taraf teşkili, dava şartlarından olup, mahkemece, yargılamanın her aşamasında re"sen gözönünde tutulmalıdır. Dava konusu taşınmazlara ait tapuların beyanlar hanesinde "Şekerbank T.A.Ş." lehine ipotek şerhi bulunmaktadır. Davada, davalı sıfatının tapu maliki ile ipotek sahibi olarak adı yazılan Şekerbank T.A.Ş."ye ait olması gerekmektedir. Ancak davacı, dava dilekçesinde davalı olarak sadece tapu malikine husumet yönelterek dava açmıştır. Bu nedenle, ipotek sahibi olan Şekerbank T.A.Ş."nin davaya dahil edilerek, taraf oluşturulup savunma ve delilleri de sorulduktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usûlüne uygun taraf teşkili
sağlanmaksızın işin esası incelenip yazılı olduğu gibi karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/02/2017 gününde oy çokluğuyla karar verildi.