6. Ceza Dairesi 2017/50 E. , 2017/175 K.
"İçtihat Metni" Mağdur ..."a yönelik yağma suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 149/1-a-d, 168/3, 31/3, 63, 54. maddeleri uyarınca hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... 2 Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.12.2010 gün, 2010/417 Esas ve 2010/435 sayılı kararının sanık ... ve savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 06.10.2015 gün 2013/6233 - 2015/43288 sayılı kararı ile;
"Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık ... hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası"nın 35.maddesinin 1.fıkrası uyarınca sosyal inceleme yaptırılıp rapor aldırılmaması ve aynı Yasa maddesinin 3.fıkrası gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda belirtilmemesi" gerekçesi ile "sair yönleri incelenmeksizin" bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2015 gün 2015/395- 2015/377 sayılı kararı ile;
“5237 sayılı TCK"nın 56.maddesinde çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne şekilde uygulanacağı şeklinde özel kanun niteliğindeki 5395 sayılı kanunun 5 ve 11. maddelerine atıfta bulunulmuştur, 5395 sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca söz konusu koruyucu ve destekleyici tedbirlerin danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında olacağı hüküm altına alınmıştır. ÇKK 7/5.maddesi uyarınca tedbirin uygulanması çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla kendiliğinden sona erecektir, TCK"ya göre 12 yaşını ikmal eden 15 yaşından gün almamış çocukların kusur yeteneğinin bulunmaması halinde TCK"nın 56.maddesindeki atıf nedeniyle 5395 sayılı Kanunun 7.maddesi uyarınca tedbir uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Bu yaş grubundaki kusur yeteneğinin tespiti için bir inceleme yapılması şarttır. Bu husus ÇKK 35.maddesinde düzenlenmiştir. TCK"nın 31/3. maddesi uyarınca 15-18 yaş grubunda yer alan çocuklar için kusur yeteneği bulunup bulunmadığının araştırılmasında zorunluluk bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle bu yaş grubu için kanun kusur yeteneğinin bulunduğunu kabul etmektedir. Ancak cezada indirim öngörmektedir. Kusur yeteneğinin varlığı ÇKK 35.maddesi uyarınca düzenlenecek sosyal inceleme raporu ile tespit edilecektir. ÇKK 33.maddesinde sosyal inceleme raporunu düzenleyecek olan sosyal çalışma uzmanının nitelikleri belirtilmiştir. Şayet 15-18 yaş grubunda yer alan çocukların kusur yeteneği ile ilgili bir tereddüt varsa durum TCK"nın 32.maddesi kapsamında tam veya kısmi akıl hastalığına ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu durumda alınacak olan rapor sosyal inceleme raporu olmayıp akıl hastalığına ilişkin rapor olacaktır. Yaş küçüklüğü ile akıl hastalığının birleşmesi durumu ÇKK 12.maddesinde düzenlenmiş olup 0-15 yaş grubunda yer alan çocukların aynı zamanda akıl hastası ise haklarında çocuklara özgü güvenlik tedbiri uygulanacak 15-18 yaş grubunda yer alan çocuklar haklarında akıl hastalığına ilişkin hükümler uygulanacaktır. ÇKK 35.maddesindeki düzenlemenin soyut ve kişilik dışı özellikleri dikkate alındığında yasa koyucunun düzenlemeyi yaparken TCK"nın 33.maddesindeki sağır ve dilsizlik halini gözönünde bulundurduğu anlaşılmaktadır. Çünkü TCK"nın 33.maddesindeki düzenlemeye göre 31.maddeye örtülü atıf yapılarak sağır ve dilsiz olan çocuklar yönünden de gruplandırma yapılmış, 0-15, 15-18,18-21 şeklinde üçlü gruplama yapılmıştır. 0-15 yaş grubundakilerin kusur yeteneğinin bulunmadığı kabul edilmiş, 15-18 yaş grubundakilerin ise kusur yeteneğinin bulunduğu sosyal inceleme raporu ile tespit edilirse 12-15 yaş grubundaki normal çocuklar gibi değerlendirme yapılması kusur yeteneğinin bulunmaması halinde ise; ÇKK 12.maddesi uyarınca değerlendirme yapılması, 18 yaşından büyük sağır ve dilsizler hakkında ise 15-18 yaş grubundaki çocuklar gibi değerlendirme yapılması yasal olarak düzenleme altına alınmıştır. İşte bu yasal düzenlemeler karşısında ÇKK 35.maddesindeki "Mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması hâlinde, gerekçesi kararda gösterilir." şeklinde hüküm bulunmasının amacı sağır ve dilsiz çocuklarda 15-18 yaş grubunda yer alanların statüsünün belirlenmesi bakımından yer aldığı anlaşılmaktadır. Zira 15-18 yaş grubunda yer alan sağır ve dilsiz olmayan bir çocuğun sosyal inceleme raporunun aldırılması ya da aldırılmamasının verilecek cezaya bir etkisi bulunmadığı yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılmaktadır. Bu grupta yer alan çocuklar hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirinin uygulanması, 5395 sayılı Yasa hükümleri uyarınca mümkün değildir. Sosyal İnceleme Raporu alınmayan çocukların raporlarının alınmaması nedeninin gerekçeli karara yazılmaması hiçbir şekilde sonuca etki eden bir durum değildir, tek başına bozma nedeni yapılmamalıdır. Sadece sağır ve dilsiz olup 15-18 yaş grubunda yer alan çocukların kusur yeteneğinin bulunmadığının anlaşılması halinde ÇKK 5.maddesi uyarınca çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilebilecek olması nedeniyle bu duruma özgü olarak sosyal inceleme raporunun aldırılmamasının nedeninin gerekçeli karara yazılmaması bozma nedeni yapılmalıdır. Esasen ÇKK 35/2.maddesinde de acele hallerde sosyal inceleme raporu alınmadan tedbir uygulanabileceği düzenlemesi de bu düşüncemizi desteklemektedir. Mahkememiz dosyasında yargılanan SSÇ"nin sosyal inceleme raporu alınmamış ve alınma nedeni gerekçeli karara yazılmamış ise de, karar tarihi itibariyle SSÇ"nin yaş ve sosyal durumu dikkate alındığında sosyal inceleme raporu aldırılmasının ya da aldırılmamasının verilecek hükmü etkilemeyeceği, gerekçeli kararın neden sosyal inceleme raporu alınmadığı hususunun yazılmamış olmasının da tek başına yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği düşüncesiyle mahkememizin önceki kararında direnilmiştir.” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün sanık ve savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istekli 13.01.2016 gün ve 2016/7563 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya;
5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10.maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07/12/2016 gün, 2016/50 Esas ve 2016/1085 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık ... hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası"nın 35. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sosyal inceleme yaptırılıp rapor aldırılmaması ve aynı Yasa maddesinin 3. fıkrası gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda belirtilmemesi gerekçesiyle "sair yönleri incelenmeksizin " bozulmasına dair,
Dairemizin 06.10.2015 gün 2013/6233 - 2015/43288 sayı sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 gün 2015/395 Esas ve 2015/377 Karar sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 01.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.