Danıştay 9. Daire 2019/5462 Esas 2022/2016 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5462
Karar No : 2022/2016


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, ikrazatçılık faaliyetinden doğan gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2013 yılı için re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının yüksek kar payı elde etmek amacıyla … yüksek meblağlarda para gönderdiği, bu şahsın davacıya gönderilen tutarlardan çok daha fazla tutarlarda ödemeler yaptığı, ödemelerin banka vasıtasıyla yapıldığı, ödeme dekontlarının açıklama kısımlarında "bireysel emeklilik için" yazıldığı, ödemeler için herhangi bir teminat alınmadığı ve ihbarcı … davacı hakkında yaptığı suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığı anlaşıldığından davacının gönderdiği tutarlar ile hesabına yatan tutarlar arasındaki farkın menkul sermaye iradı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, bu itibarla davacı hakkında 2013 yılında menkul sermaye iradı gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığının tespit edilmesi neticesinde, vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporu ile vergi tekniği raporununda; davacının menkul sermaye iradı elde ettiği hususunun her türlü şüpheden uzak somut verileri ile ortaya konulamadığı, teknik raporda tespit edilen hususlar nedeniyle, yapılan işlemin tefecilik kapsamına girmediği kanaatine varılıp, mükellefin, … vermiş olduğu paraların aslında yapılan bireysel emeklilik sözleşmesi için verilmiş olduğu kabul edilirken, bu paraların büyük çoğunluğunun bireysel emeklilik hesabına aktarılmadığı, … kendisi tarafından kullanıldığı ve alınan paradan daha fazlasının geri ödendiği, banka hesabındaki hareketlerden ve ihbarcının ifadesinden bu durumun net olarak anlaşıldığı, davacının … dan gelen paraları bankadan çekip elden iade ettiğini beyan ettiği; ancak, bu beyanını doğrulayabilecek herhangi bir belge sunamadığı, … 'ın da ifadesinde elden para verdiğini beyan ettiği; ancak ispat edici herhangi bir belge sunamadığı tespitleri ile davacının menkul sermaye iradı elde ettiği sonucuna varıldığı, menkul sermaye iradı elde edildiğine dayanak olarak alınan söz konusu tespitlerin ise olayın gerçek mahiyetini ortaya koymaktan uzak olduğu, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile yapılan tespitler, adli yargıda hükme bağlanan ve devam eden dosyalar, alınan ifadeler ve dava dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde; iddia edilen hususun açık ve net verileri, hukuki denetime elverişli bilgi ve belgeleri ile ortaya konulmasının dava konusu olayda zorunluluk olduğu, zira aksi kabul mevcut durum itibarıyla hukuki olmadığı gibi, gelirin nakit, ayın veya bir hak olarak kişinin malvarlığına katıldığının, başka bir deyişle menkul sermaye iradı elde edildiğinin, salt banka hesap hareketleri baz alınarak, başkaca hiç bir delile dayanmaksızın kabulünün, 213 sayılı Kanunun 3. maddesinde ifadesini bulan, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ilkesine uygun düşmediği, bu hukuki durum karşısında, vergilendirmeye esas alınabilecek bir menkul sermaye iradı elde edildiği hususu net ve kesin delilleri ile ortaya konulamayan, bu suretle vergiyi doğuran olayın davacı nezdinde gerçekleştiği somut delilleri ile belli olmayan olayda, hukuki kanaat oluşturmaya yeterli bir bilgi ve belge sunulmadan, eksik inceleme, araştırma ve değerlendirmeye dayalı olarak salınan tarhiyatta yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne ve dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının alacak faizinden dolayı elde ettiği gelirini beyan etmediğinin tespit edildiği, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulü yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.