2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/25951 Karar No: 2017/4210
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/25951 Esas 2017/4210 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/25951 E. , 2017/4210 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat talepleri hakkında verilen karar ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine yöneliktir. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı erkek tarafından 01.07.1996 tarihinde Türk Medeni Kanununun 134/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılmış ve feragat nedeniyle reddedilmiş, karar 27.06.1997 tarihinde kesinleşmiştir. İkinci dava ise 11.10.2000 tarihinde yine davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunu"nun 134/ son maddesi uyarınca açılmış ancak üç yıllık yasal sürenin dolmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Söz konusu karar 14.11.2001 tarihinde kesinleşmiştir. İlk dava ve ikinci davanın reddi nedeniyle, davaların açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı kadına bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştı. Öyleyse davalı kadına bir kusur yüklenemez. Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş ise de; davacı erkeğin ayrılık süresi içerisinde sadakatsiz olduğu da toplanan delillerle kanıtlanmıştır. Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Bu durumda; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda davacı erkek tamamen kusurludur. Davalı kadın süresinde cevap dilekçesi vererek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu durumda boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı kadın yararına, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları ile kusur dereceleri dikkate alınarak uygun miktarda maddi (TMK m.174/1) ve manevi (TMK m.174/2) tazminat takdiri gerekirken davalı kadının bu isteklerinin "mahkeme huzurunda usulüne uygun şekilde maddi ve manevi tazminat istenmediği" gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.04.2017 (Prş.)