Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3287
Karar No: 2010/4553
Karar Tarihi: 05.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3287 Esas 2010/4553 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3287 E.  ,  2010/4553 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı


    ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair .... Aile Mahkemesinden verilen 29.03.2010 gün ve 391/270 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.10.2010 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı ... vekili; tarafların 1982 yılında evlendikten sonra ...’ya yerleşip birlikte çalışmaya başladıklarını, tarafların çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelirlerle ve evlilik birliği içinde davalı eş adına kayıtlı bulunan ... İli, Taflan Köyü dahilindeki 171 ada 7 parsel sayılı taşınmazı ve üzerindeki triplex yazlık evi edindiklerini, ancak davalının dava konusu taşınmaz ve üzerindeki evi 175.000 TL"ye 3. bir kişiye sattığını, 175.000 TL"nin 89743 Euroya karşılık geldiğini; taraflar arasında görülen boşanma davasına bakan Alman Mahkemesince vekil edeni yararına, 4650 Euro tazminata hükmedildiğini, bu tazminat miktarının düşülmesi ile kalan 85093 Euro kazançta vekil edeninin katkı payı alacağı hakkı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili ise; davacının, taraflar arasında görülen boşanma davası sırasında da benzer iddialarda bulunduğunu ve tazminat talep ettiğini, boşanma davasına bakan Alman Mahkemesince, tazminata ilişkin istek bakımından verilen kısmi kabul kararı uyarınca vekil edeninin davacıya 4650 Euro tazminat ödemesi gerektiğinin hüküm altına aldığını, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verildiğini, dolayısıyle kesinleşmiş yabancı mahkeme ilamının dava konusu istek bakımından kesin hüküm oluştuğunu; kaldı ki davacının, tarafların evli oldukları dönemde hiç çalışmadığını ve gelir elde etmediğini, bu nedenle dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmesinde davacının katkısının bulunduğu hususunun kanıtlanamadığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
    . Taraflar 11.6.1982 tarihinde evlenmiş ve Almanya’da görülen boşanma davası sonucunda verilen ve 31.7.2007 tarihinde kesinleşen yabancı mahkeme ilamı ile boşanmışlardır. Bu boşanma ilamının ... Aile Mahkemesinin 2007/905 Esas ve 2008/816 Karar sayılı kesinleşmiş hükmü uyarınca tenfizine karar verilmesi üzerine de durum tarafların nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Boşanmaya ilişkin Darmstadt Aile Mahkemesinin 14.12.2007 tarih 53 F 1275/04 sayılı hükmündeki açıklama ve değerlendirmelere göre; davacı taraf lehine verilen 4650 Euro tazminatın, TMK.nun 174. maddesi hükümlerine dayanılarak verilen maddi tazminata ilişkin bulunduğu ve kazanımların dengelenmesine ilişkin olarak da herhangi bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki ve özellikle davacı vekilinin 26.11.2008 günlü yargılama oturumdaki açıklamaları dikkate alındığında, görülmekte olan davanın; evlilik birliği içinde edinilen taşınmaza yönelik katkı payı alacağı isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; yabancı mahkeme ilamı ile hüküm altına alınan tazminata ilişkin kararın taraflar arasında görülen eldeki dava açısından kesin hüküm oluşturmayacağı açıktır.
    Dosya arasında bulunan tapu kayıt örneklerine göre; dava konusu taşınmazın 379/2400 payının 18.5.1992 tarihinde imar uygulaması sonucunda davalı adına paylı mülkiyet hükümleri uyarınca tapuya tescil edildiği ve 13.7.1992 tarihinde davalı ...’in payının satış ve tevhitle 882/2400 paya ulaştığı ve 15.8.1996 tarihinde yapılan taksim sonucunda da tamamının davalı ... adına kaydedildiği, taşınmazın daha sonra davalı ... tarafından 15.3.2004 tarihinde dava dışı Kamile Öztürk’e satılarak devredildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından edinildiği 1992-1996 yılları arasındaki dönem 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu durumda davacı evlilik birliğinin başladığı 11.6.1982 tarihinden taşınmazın ve üzerindeki evin edinildiği tarihe kadar geçen dönem içinde, davalı adına tapuda kayıtlı bulunan uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmesinde doğrudan maddi bir katkısı olduğunu kanıtlayabildiği takdirde katkı payı alacağı hakkına sahip olabilir.
    Mahkemece dava konusu taşınmazın edinilmesinde davacının katkı sağladığının kanıtlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Tarafların Almanya’da oldukları dönemde nerede ve ne süre ile çalıştıkları, ne iş yaptıkları, aylık–yıllık olarak ne ücret aldıklarının belirlenmesi amacıyla istinabe yolu ile Alman makamlarından bilgi alınma yoluna gidilmiş ve Alman makamlarınca davacı ...’in çalışmalarını gösterir her hangi bir belge ve bilgi gönderilmemiş ise de; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 22.10.2010 günlü dilekçe ekinde; davacı ...’in Almanya’daki çalışmalarına esas olduğunu ileri sürdüğü Almanca"dan Türkçe"ye 18.2.2010 tarihinde tercüme edilmiş sigorta hizmet belgesi bulunmaktadır. Bu belge ve dilekçe, davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğine ve karşı konulmadığına göre; mahkemece dikkate alınması gerektiği hususunda duraksamamak gerekir.
    Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak ve dosyada bulunan taraflara ait çalışmalara esas belgeler ışığında, tarafların her birinin toplam gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacağı hususunda bilirkişinin görüşünün de alınması suretiyle davalıya ait taşınmazın edinilmesine davacının sağlayabileceği katkı miktarının belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki tesbit edilecek değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tesbit edilmesi ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan yönler üzerinde durulmadan, davacı vekili tarafından sunulan ve davacıya ait olan sigorta hizmet cetveli dikkate alınıp değerlendirilmeden davanın kanıtlanamadığından söz edilemez.
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulüyle eksik araştırma ve incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi