Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/12
Karar No: 2010/4551
Karar Tarihi: 05.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/12 Esas 2010/4551 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/12 E.  ,  2010/4551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


    ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri, dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.03.2009 gün ve 34/81 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ve müşterekleri vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... ve müşterekleri vekili Avukat ... ve Avukat ... Tekin, karşı taraftan ... ve müşterekleri vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, vekil edenlerinin miras bırakanı ile davalıların miras bırakanları adına tapuda kayıtlı bulunan 746 ada 12 parselin yalnızca vekil edenlerinin miras bırakanı ve onun ölümüyle de mirasçılarının zilyetliğinde olduğunu, davalıların miras bırakanları ..., ... ve ...adına olan tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiklerini, davalılara ait payların vekil edenlerinin murisi ... tarafından 1955 yılından beri tasarruf edildiğini, ...’nın 1985 yılında öldüğünü, bu tarihten itibaren de mirasçıların paylar üzerindeki zilyetliklerini sürdürdüğünü, pay sahibi ...’nin 1929, ...’in 1941 ve ...’nin ise 1958 yılında öldüğünü, TMK. nun 713/2. fıkrasında açıklanan ölüm nedeniyle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği konusunda koşulların vekil edenleri yararına gerçekleştiğini açıklayarak adı geçenlere ait tapudaki payların iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar vekilleri, davada belirtilen değerin gerçeği yansıtmadığını, dava değerinin tamamlanması gerektiğini, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleşmediğini, davacı tarafın taşınmaza kira ödediğini, icar suretiyle taşınmazı kullandıklarını, fer"i zilyet durumunda bulunduklarını, bu nedenle TMK. nun 713/2. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Bir kısım davalılar ise, yargılama sırasında davanın reddini istemişlerdir.
    Bir kısım dahili davalılara yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlar ve cevapta vermemişlerdir. Mahkemece, 746 ada 12 sayılı parselde ... kızı ..., ... ve ...adına bulunan toplam 22/60 pay bakımından tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle iptali ile Hasan oğlu ... hissesi de ilave edilmek suretiyle her bir mirasçı adına 17/120’şer pay oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar ... ve müşterekleri vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4721 sayılı TMK. nun 713/2. fıkrasında yer alan maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve bu nedenle tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu yapılan parselde 5/60 pay sahibi bulunan ...’in 21.4.1941, 12/60 pay sahibi ...’nin 2.3.1929 ve 5/60 pay sahibi ...’nin 24.3.1958 tarihinde öldükleri, dosya kapsamındaki veraset belgeleri ve diğer bilgi ve belgelerle sabit olup, bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu 746 ada 12 sayılı parsel; 3.9.1964 tarihinden beri tapu da kayıtlı bir yerdir. Aynı tapu kaydında davacıların miras bırakanı Hasan oğlu ... da 12/60 pay sahibidir. 6.10.2008 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar ... ve mirasçılarının zilyetlik sürelerinin 20 yılı aşkın olduğunu açıklamışlar ve dava konusu yapılan paylar üzerindeki zilyetliklerinin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyetlik olduğunu bildirmişlerdir. Talimat yoluyla dinlenen davalı taraf tanıkları ise, davalıların 10 – 15 tarlaları olduğunu, bunları kiraladıklarını, kira paralarını aldıklarını, kiraları toplayanın enişteleri ...olduğunu, ...’in 1995 yılında öldüğünü, 1969 yılından 1996 yılına kadar aralıklarla kiraları aldıklarını, kiraların 1996 yılından itibaren verilmemeye başlandığını bildirmişlerdir. Ne var ki, davalı tanıkları keşifte dinlenmediklerinden dava konusu yapılan 746 ada 12 sayılı parselin açıklanan ve kiraya verildiği bildirilen 10 – 15 taşınmaz içerisinde yer alıp almadığı ve bu taşınmazın da kiraya verilip verilmediği konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu bakımdan doğru ve sağlıklı bir sonuca ulaşmak açısından bu husus duraksama yaratmaktadır. Bu nedenle mahkemece, bu yönler üzerinde durularak gerçekten taşınmazın davalılar veya murisleri tarafından davacı tarafa icara verilip verilmediği buna bağlı olarak aralarında kira ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İcar ya da kiralama söz konusu ise, tapu kaydının TMK.nun 713/2. maddesi gereğince hukuki değerini yitirdiğinden söz edilemez. Bu bakımdan yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişiler ile tüm taraflara ait tanıkların HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, sözü edilen konuda detaylı bilgilerinin alınması, beyanlar arasında çelişki varsa HUMK.nun 265. maddesi gereğince çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. HUMK.nun 259. maddesi yerel bilirkişi ve tanıkların keşifte ve taşınmazın başında dinlenmelerini öngörmektedir. Şu halde gerçeğin ortaya çıkması için davalı taraf tanıklarının da keşifte dinlenmeleri gerekir. Davacı taraf tanıklarına da taşınmazın kiralama suretiyle kullanılıp kullanılmadığı konusunda sorular yöneltilerek olayın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    Öte yandan TMK.nun 713/2. fıkrası aynı maddenin 1. fıkrasına zilyetlik koşullarının oluşması yönünden atıfta bulunmaktadır. Tapu iptali ve tescil davaları mülkiyetin aktarılmasını sağlayan davalar olup bunlar açısından TMK.nun 713/4 ve 5. fıkralarında yer alan ilanların yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak dava, kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, mirasçılarına yöneltilerek açılır. Kayıt
    malikinin mirasçısının bulunmaması nedeniyle TMK.nun 501. maddesi gereğince son mirasçı Hazine olduğu taktirde dava Hazineye yöneltilir. Somut olayda kayıt maliklerinin mirasçıları bulunduğuna göre davanın Hazineye yöneltilmesine gerek yoktur. Eksik nisbi harç süresinde olmasa bile sonuçta yatırılmış ve eksiklik giderilmiştir. Bu nedenle bu konuda yapılacak bir işlem yoktur. Bundan ayrı TMK.nun 713/5. fıkrasında, “mülkiyet l. fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur” hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu yapılan payların davacıların murisi ve kendileri tarafından kullanılmaya başlandığı tarihten belediyenin Kör derenin doldurulması için moloz vs. döktüğü tarihe kadar davalıların paylar üzerindeki zilyetlik sürelerinin 20 yılı geçtiği dosyadaki bilgi ve belgelerle sabittir. Dolayısıyla mülkiyet hakları doğmuştur. Davalılar vekillerinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları ile aşağıda belirtilen husus dışında kalan esasa ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmemektedir.
    Kabul şekline göre de, kayıt maliki Hüsnü kızı Hidayet tapu kaydındaki payını davacıların murisine tapuda satıp devretmiş bulunduğundan Hidayet mirasçılarının davaya dahil edilmesi doğru bulunmamıştır. Kayıt maliki Sabriye’de aynı şekilde payını davacı tarafa satmıştır.
    Bundan ayrı mahkemenin yaptığı pay hesabına göre her bir davacı adına 23/120 şer payın tapuya kayıt ve tescili yerine 17/120"şer payın tesciline karar verilmesi maddi hataya dayalıdır. Bu nedenle dosya konunun uzmanı bir bilirkişiye verilerek pay hesabının yapılması daha uygun olacaktır.
    Şu halde mahkemece yapılacak iş; az yukarıda da açıklandığı gibi taraflar arasında bir kiralama (icar) işinin olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, ondan sonra toplanacak deliller bir bütün olarak değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılar ... ve müştereklerine verilmesine ve 1.295,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve müştereklerine iadesine 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi