Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2797
Karar No: 2010/4547
Karar Tarihi: 05.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2797 Esas 2010/4547 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/2797 E.  ,  2010/4547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    Elektrik Üretim A.Ş ile Tapu Sicil Müdürlüğü, dahili davalılar ..., Asım Türlü ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.07.2008 gün ve 14/115 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden gelmedi. Karşı taraftan davalı ... vekili Avukat Hatice Göktepe geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü (EÜAŞ) vekili dava dilekçesinde, ...İlçesi Hudutları dahilinde yer alan kuruluşlarına ait ...Hidroelektrik Santralı ve Donanımları için su temin eden yerler ile su kanallarının 2705 sayılı Kanun hükümlerine göre, tüm hak ve borçlarıyla birlikte mülga TEK Genel Müdürlüğüne devredildiğini, bu yolla kuruluşlarının tasarrufuna geçtiğini, yalnızca 32 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında kurumları adına tesbit ve tescil edildiğini, santral, su ve çıkış kanalları yerinde yapılan tesbitte adlarına tescil yapılmadığı için kanal boyu, gerek üzerine inşa edilen yapılar gerekse kanal boyu, dikilen ağaçlara müdahaleye yasal olarak yetkilerinin olmadığını, her ne kadar belediye tarafından bir protokol ile tesisler tahsis edilmiş ise de, taşınmazların adlarına tescili yapılmadığı için yasal çerçevede malik gibi kullanmadıklarını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların bir kısmının tescil harici bırakıldıklarını, bir kısmının ise tapulu yerler olduğunu, bu nedenle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını açıklayarak tapusuz taşınmazlar ile tapulu taşınmazların, dilekçede belirtilen tapu kayıtları esas alınarak tapu tashihi kararıyla davacı Genel Müdürlük adına tapu kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Yargılama sırasında kayıt maliki bulunan gerçek kişiler ile ... davaya dahil edilmiş olup, davanın Hazineye yöneltilmediği belirlenmiştir.
    Davalı ... Müdürlüğünü temsilen davaya katılan Hazine vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davaya katılması sağlanan kayıt maliki gerçek kişiler ile dahili davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro sırasında revizyon görmeyen tapu kayıtlarına dayalı olarak davacı İdareye devredilen tapulu taşınmazların tashihen ve tapusuz taşınmazların ise kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak İdare adına tapuya kayıt ve tescillerine ilişkindir.
    Davacı idare vekili, 2705 sayılı Kanun hükümleri gereğince belediyelerde ve diğer kurumlarda bulunan elektrik işlerine ait tapulu ve tapusuz taşınmazların elektrik idaresine devredildiğini, bu konuda tutanak tutulduğunu, ...belediyesince tüm taşınmazların 1987 yılında kurumlarına devredildiğini, ancak tapuda resmi işlemin yapılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında devredilen taşınmazlara ait tapuların revizyon görmemesi nedeniyle kadastro tapularının oluşmadığını, bir kısım taşınmazların ise, tapusuz olduğunu, kadastroda tespit dışı bırakıldığını belirterek tapulu taşınmazların tashihen, tapusuz taşınmazların ise, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak kurum adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. İdarenin dava dilekçesi ile diğer dilekçelerinde de açıkladığı biçimde tapulu taşınmazların şahıslar adına tapuda kayıtlı oldukları, kadastroda gerçek şahıslar adına tespit ve tescil gördükleri anlaşılmıştır. Gerçek şahıslar yargılama sırasında davaya dahil edilmişlerdir. Dava başlangıçta sadece yerel Tapu Sicil Müdürlüğüne karşı açılmış olup, davada Hazine de taraf gösterilmemiştir. Dava dilekçesi esasen iyi kaleme alınmamış olup, idarenin tam ne istediği de anlaşılamamaktadır. Bir dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar HUMK. nun 179. maddesinde açık bir biçimde bentler halinde belirtilmiştir. Buna uyulmayarak dava dilekçesinin hazırlandığı görülmüştür.
    Tapulu taşınmazlara ilişkin davalarda, kural olarak; dava kayıt malikine yöneltilerek açılır. Kayıt maliki ölmüş ise, kayıt malikinin mirasçılarına karşı dava açılır. Tapu Sicil Müdürlüğünün kayıt maliki olmadığı davacı tarafça da kabul edilmektedir. Kayıt maliklerinin yapılan yargılama sırasında davaya dahil edilmesi yoluyla taraf teşkilinin sağlanması mümkün değildir. Yüksek Yargıtay uygulanması bu yöndedir. O halde kayıt maliklerine karşı harç yatırmak suretiyle yöntemine uygun bir biçimde açılmış bir dava ve istekten söz edilemez. Öte yandan tapusuz taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak edinilmesi için taşınmaz; köy sınırları içinde ise, Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliği, belediye sınırlarında ise, ilgili belediye ve Hazine hasım gösterilerek dava açılır. Devredildiği iddia edilen taşınmazlar birden fazla köy sınırları içinde bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı halde taşınmazların sınırları içinde bulunduğu köyler ile Hazineye karşı yöntemine uygun biçimde açılmış zilyetliğe dayalı bir tescil davasından da söz edilemez.
    Bundan ayrı, davacı idarenin zilyetlikten taşınmaz edinebilmesi için, kendilerine ait kanunlarda veya ana sözleşmelerinde bu konuda özel bir hükmün bulunması gerekir. Uygulamada sadece köy tüzel kişiliği kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinebilir. 9.9.1982 tarih 2705 sayılı (yürürlük tarihi 11 Eylül 1982) 1312 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi İki Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması, Bazı Madde, Bent ve Fıkra Eklenmesi Hakkındaki Kanun üzerinde yapılan incelemede; sözü edilen kanunun 6. maddesi ile 1312 sayılı kanuna eklenen ek madde 1 ile irtifak ve intifa hakkının nasıl kurulacağının açıklandığı, geçici madde 1 ve 2 ile devrin ne şekilde yapılacağına ilişkin yöntemin belirlendiği saptanmış olup, zilyetlikle taşınmaz edinme konusunda bir bilgiye rastlanılmamıştır. 3.3.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanununun geçici madde 14/b bendinde ise, “…herhangi bir dağıtım merkezine bağlanmadan doğrudan iletim tesisi şalt sahalarının dağıtım gerilimi seviyesindeki fiderlerine doğrudan bağlanması kurul tarafından uygun görülen ve sadece ilgili üretim tesisinin şebekeye bağlanması amacıyla tesis edilecek olan bağlantı hatları, üretim faaliyeti gösteren ilgili tüzel kişiler tarafından tesis edilir ve bu tesisler münhasıran söz konusu üretim tesisinin üretiminin nakli için kullanıldığı sürece bu tüzel kişiler tarafından işletilir. Bu konuya ilişkin bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi ile yapılır. Bu tesisler için kamulaştırılan taşınmazlar Hazine adına tescil edilir…” denilmektedir. Görüldüğü gibi idare ve benzeri diğer elektrikle ilgili kuruluşlar tarafından yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırılan taşınmazların Hazine adına tescili öngörülmüştür. Bu kanun üzerinde de yapılan incelemede kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak davacı kurumun taşınmaz edineceğine ilişkin bir hükmüne rastlanılmamıştır. Şu halde, davacı idarenin tapusuz taşınmazlar için açtığı tescil davası taşınmazların bulunduğu köy, belediye ve Hazine hasım gösterilerek açılmadığına göre yöntemine uygun bir biçimde açılmış bir davadan söz edilemez. Bu tür taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz. Mahkemenin bu yönlere ilişkin gerekçesi bu bakımdan yerinde değildir.
    Bundan ayrı, kayıt maliklerine yönelik olarak açılmış bir dava ve istekte söz konusu değildir. Dava başlangıçta Tapu Sicil Müdürlüğü gösterilerek açılmıştır. Kayıt maliklerine karşı yöntemine uygun bir biçimde açılan bir dava olmadığına göre aynı şekilde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinin uygulanma olanağı söz konusu olamaz. Dahili dava yolu ile taraf teşkili de az öncede açıklandığı şekilde olanaklı değildir.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular gerekçe gösterilerek tapulu ve taşınmazlar için açılan davaların husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi gerekçe gösterilerek davaların reddine karar verilmiş olması yerin de değil ise de, davalar redle sonuçlanmış olup, hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
    Davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru bulunan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 14,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi