21. Hukuk Dairesi 2016/2959 E. , 2017/4618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılar vekillerinin ise aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.05.1993- 18.09.2003 tarihleri arası davalı işverenler nezdinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen sürelerin gerçekücreti üzerinden tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01/05/1993-18/09/2003 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde hizmet akdi ile çalıştığının ve 1157 gün eksik bildirim olduğunun ve 3.570,263-TL eksik prim ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
506 sayılı Yasanın 77. maddesinde prime esas ücretler belirtilmiş, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 80.maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre prime esas kazanç olarak gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağı düşünülemez.
506 sayılı Yasanın 77. maddesinde prime esas ücretler belirtilmiş, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 80.maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre prime esas kazanç olarak gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağı düşünülemez.
Somut olayda, davacının çalışmalarına ilişkin 2003/1 ila 9. aylara ilişkin imzalı ücret bordroları bulunduğundan, yazılı belgelerin aksinin tanık beyanlarıyla ispat edilemeyeceği, ancak yazılı belgelerle ispat edilebileceği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının asgari ücretin 1.87 katı üzerinden çalıştığının kabulü gerektiği ve işverence kuruma bildirilen prime esas kazancın hükmün infazında dikkate alınması şeklinde hüküm kurulması gerekirken hükmün infazda tereddüt oluşturacak şekilde kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, imzalı ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olup olmadığını davacıya sormak, imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği belgelerindeki imzalar üzerinde uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucunda imzaların davacıya ait olduğunun saptandığı ücretsiz izin belgelerindeki sürelerle ilgili olarak istemi reddetmek, infazda tereddüt oluşturmayacak infaza elverişli şekilde karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...(...)"ya iadesine
30.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.