6. Ceza Dairesi 2013/34442 E. , 2017/141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
2-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı şekilde sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasa"nın 53. maddesinin uygulanmasına ve yargılama giderleri ile ilgili bölümden ""Zorunlu savunman ücretinin alınmasına"" ilişkin kısımlar çıkarılarak, yerine "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanun"un 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" tümcesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.01.2017 tarihinde Üye ..."in muhalefetine karşın oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Sanığın arkadaşlık ilişkisi kurmak için bir süredir rahatsız ettiği mağdur ile aralarında sorun yaşandığı, aynı gün içinde olay saatinden önce benzer sorunun yeniden ortaya çıktığı,
Mağdur ..."ın arkadaşları ile sanık ..."ya bir ders ve/veya zarar vermeye karar verdiği, bu karar gereği sanığın kullanımında bulunan cep telefonu numarasını ortak arkadaşları ..."e sorup öğrendiği, kişisel ilişki kurma bağlamında hastane bahçesine gelmesi için sanığı telefon mesajı atarak çağırdığı, sanığın da belirtilen yere gelip mağdur ... ile buluştuğu, hemen onun yanına oturup yakınlaşma için harekete geçtiği, mağdurun elindeki telefon ile bir başkasına “başıma ne geldi bilemezsin” şeklinde mesaj yazdığını görüp, birilerinin kendisini dövmeye gelebileceklerini düşünüp, cep telefonundaki diğer mesajların ne olduğunu anlamak için hızla çekip aldığı, bir süre telefondaki mesajları inceleyip, mağdurun farklı planlarla buluşmak istediği endişesine kapılıp kendi ile ilgili tüm bilgileri ortadan kaldırmak için önce telefonun sim kırtını çıkarıp kırıp attığı, ancak mağdurun yine de farklı bir hat takarak cep telefonunu aynı amaçla hareketlerini sürdürebileceğini olanaklı görüp muhtemel zarar olgusundan korunma duygusu ile mağdurun talebine karşı cep telefonunu geri vermediği, bunun üzerine aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, mağdurun koluna vurup “kes sesini, yumruğu yersen oturursun yerine, ağzını burnunu dağıtacağım, döveceğim yaklaşma” şeklinde sözler sarf edip telefonu pantolonun cebine koyduğu, mağdurun, telefonunu almak için hamle yapınca sanık ..."in belinden gazeteye sarılı bir bıçağın yere düştüğü, sanığın bunu alıp, mağdura gösterip olay yerinden ayrıldığı, mağdur ..."ın şikayeti üzerine olaydan üç gün sonra sanığın ablası tarafından suça konu cep telefonunun hiçbir şekilde kullanılmadan mağdura iade olduğu oluş ve dosya kapsamından anlaşılan olayda; sanığın yağma kastı ile hareket etmediği bu bağlamda sanığın eyleminin bir bütün halinde silahlı tehdit suçunu oluşturduğu, hal böyle olunca da sanık hakkında yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün suçun hukuki nitelendirmesi yönünden de bozulması gerektiği inancı ile sayın çoğunluğun aksi yönde oluşan düşüncesine iştirak olunmamıştır.