Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/6654
Karar No: 2022/5995
Karar Tarihi: 23.05.2022

Danıştay 6. Daire 2018/6654 Esas 2022/5995 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/6654 E.  ,  2022/5995 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2018/6654
    Karar No : 2022/5995

    DAVACI : ...Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALILAR : 1- ...
    2- ...İdaresi Başkanlığı
    VEKİLLERİ : Av. ...

    DAVANIN KONUSU : Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararı ile onaylanan, Muğla ili, Datça ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Datça'da Özelleştirme İdaresi Başkanlığının imar planı yapma ve onaylama yetkisinin bulunmadığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2016 yılında hazırladığı plan değişikliğinde Datça Belediyesinden görüş istenmesine rağmen, yeniden hazırlanan ve onaylanan plan değişikliğinde görüş istenmediğini, dava konusu plan değişikliğinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesinde belirtilen “zorunlu haller” kapsamında yer almadığını, aynı zamanda Yönetmelikteki “aynı bölgede eşdeğer alanın ayrılması” hususunun da göz ardı edildiğini, meri planlarda bölgenin içinden ana taşıyıcı olarak planlandığı görülen 12 metrelik yol geçmekte iken plan değişikliği kapsamında ...ada ...sayılı parselin içinde kalan bölümünün bir kısmının 10 metreye düşürüldüğü, anılan yolun, ...ada ...sayılı parselin dışına çıkıldığında ise yine 12 metre olarak devam ettiği, alt bölge içinde ana taşıyıcı-dağıtıcı fonksiyonu olan bu yolun, parsel bazında yapılan imar planı değişikliği kapsamında kısmen 10 metreye düşürülmesinin yolun devamlılığını bozmakta olduğu, bu nedenlerle 04.12.2017 tarihinde Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanan imar planı değişikliğinin, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğu anılan imar planı değişikliğinin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

    DAVALININ SAVUNMASI :Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 3194 sayılı Kanunun Ek. 3. maddesi gereğince özelleştirme kapsam ve programında yer alan taşınmazlara ilişkin imar planı ile değişiklik yapma yetkisinin bulunduğu, bu sebeple dava konusu taşınmaza ilişkin imar planı değişikliğinin Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından onaylanmasının mevzuata uygun olduğu, hukuka aykırılık bulunmadığı, 3194 sayılı Kanunun Ek 3.maddesi gereğince Özelleştirme idaresine verilen plan yapma yetkisinin sadece özelleştirme kapsam ve programındaki taşınmazlar ile sınırlı olduğu, Özelleştirme İdaresinin hazırladığı planlarda kaldırılan donatı alanlarının yerine başka bir
    parselde aynı kullanımın getirilmesi mümkün olmadığı, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının mevzuata, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararı ile onaylanan, Muğla ili, Datça ilçesi, ... Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
    Yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu plan değişiklikleri ile getirilen kararların çevre ve imar bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozucu nitelikte olduğu, şehircilik ilkeleri, planlama esasları , imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ : Dava, Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararı ile onaylanan, Muğla ili, Datça ilçesi, İskele Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
    Davalı idarenin usule yönelik iddialarına itibar edilmemiştir.
    3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
    3194 sayılı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanunun 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanunun imar planlarında Bakanlığın yetkisini düzenleyen 9. maddesinin 2. fıkrasında; "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak Çevre İmar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir. " hükmüne yer verilmiştir.
    3194 sayılı Kanunun Ek-3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.
    Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle dava konusu plan değişiklikleri ile getirilen kararların çevre ve imar bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozucu nitelikte olduğu, şehircilik ilkeleri, planlama esasları , imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olmadığı yolunda yolunda görüş bildirilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden , davaya konu edilen imar planı yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı, davalı idare Özelleştirme Yüksek Kurulunun 04.12.2017 tarihli, 2017/122 sayılı kararıyla kabul edilen davaya konu taşınmaza ilişkin olarak 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği ile anılan taşınmaza "kentsel yerleşik alan" ve "kentsel gelişme alanı" "kullanımı getirildiği, bakılan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları değişikliklerinin üst ölçekli planlara aykırılık oluşturmadığı , 3194 sayılı İmar Yasasının 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden özelleştirmenin amacına uygun olarak taşınmazın verimli olarak kullanımının sağlanması için parsel bazlı değişiklik yapıldığı, konut alanlarında geitirlen yapılaşma koşulunun alandaki mevcut yapılarla, bu alandaki imar düzeni ve dokuyla, alana ilişkin geçmiş planlarla uyumlu olduğu 2005 yılında yapılan imar planlarındaki kullanım şeklinin korunduğu, diğer taraftan dava konusu parselle sınırlı olarak yapılan bu değişikliğin sosyal ve teknik alt yapı dengesini etkileyecek nitelikte olmadığı, ayrıcalıklı haklar verilerek çevre ve imar bütünlüğünün bozulmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla dava konusu imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Daire since, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY: Muğla ili, Datça ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaz 22.07.2015 tarihinde özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır.
    - Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararıyla davaya konu parsele ilişkin olarak 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliği ile 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklikleri onaylanmıştır. Onaylanan planlar ...tarihli, ...sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği 29.12.2017 tarihinden itibaren 30 gün süreyle Datça Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce askıya çıkarılmış,1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği yine aynı tarihten itibaren 30 gün süreyle Muğla Büyükşehir Belediyesince askıya çıkarılmıştır.
    -Datça Belediye Başkanlığınca ...tarihli, ...sayılı yazı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine, ...tarihli, ...sayılı yazıyla da 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine itiraz edilmiştir.

    -Muğla ili, Datça ilçesi, ...Mahallesi, ...ada ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun 04/12/2017 tarihli, 2017/122 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin iptali istemiyle Datça Belediyesi tarafından 7.05.2018 tarihinde açılan davada, .... İdare Mahkemesinin ...tarihli E:...K:...sayılı kararı ile davacının iptalini talep ettiği 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin iptaline ilişkin istemin ayrı hukuki değerlendirmeye tabi olduğu, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği için ayrı, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları değişiklikleri için ayrı dava açılması gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    -Anılan dilekçe ret kararı üzerine, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istemiyle açılan davanın .... İdare Mahkemesinin ...tarihli, E: ...K:...sayılı kararı ile görev yönünden reddine dosyanın Danıştay Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir. Anılan dosya Danıştay Altıncı Dairesi E:2018/7110 esasına kayıt görmüştür.1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada, .... idare Mahkemesinin ...tarihli, E:...K:...sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine dosyanın Danıştay Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir. Anılan dosya Danıştay Altıncı Dairesi E: 2018/6654(bakılan dosya) esasına kayıt görmüştür.
    -Yukarıda anılan davaların devamı sırasında uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin hazırlanan 2017 tarihli çevre düzeni planı, nazım ve uygulama imar planına askı süresi içinde yapılan itirazlar kısmen kabul kısmen reddedilmiş buna ilişkin değişiklik 08.01.2019 tarihli ve 575 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile onaylanmış ve 09.01.2019 tarihli ve 30650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

    -Özelleştirme Yüksek Kurulunun Muğla ili, Datça ilçesi, ...Mahallesi, ...ada ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak 8.01.2019 tarihli 575 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı, 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinden, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği 22.01.2019 tarihinden itibaren 30 gün süreyle Datça Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce askıya çıkarılmıştır. 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği de yine aynı tarihten itibaren 30 gün süreyle Muğla Büyükşehir Belediyesince askıya çıkarılmış, 21.02.2019 tarihinde Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Datça Belediye Başkanlığı tarafından itiraz edilmiştir. Anılan itirazların reddine ilişkin 18.04.2019 tarihli ve 993 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı 19.04.2019 tarihli 30750 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
    - 8.01.2019 tarihli 575 sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı, 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerine karşı Datça Belediye Başkanlığı tarafından 19.03.2019 tarihinde Danıştay Altıncı Dairesinin E:2019/12359 sayılı dosyasında, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ise 29.04.2019 tarihinde Danıştay Altıncı Dairesinin E:2019/13847 sayılı dosyasında davalar açılmıştır.
    Yukarıda anılan dosyalar ( Danıştay Altıncı Dairesi E:2018/7110, E: 2018/6654 , E:2019/12359 E:2019/13847) birlikte incelenmiştir.

    Bakılan dava, Datça Belediye Başkanlığı tarafından Özelleştirme Yüksek Kurulunun 04/12/2017 tarihli, 2017/122 sayılı kararı ile onaylanan, Muğla İli, Datça İlçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemine yöneliktir.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 1. maddesinde: "Bu Kanunun amacı; "bu maddede belirtilen ve Kanunun uygulanmasında "kuruluş" adı ile anılacak olan;
    a) İktisadi devlet teşekküllerinin, bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ile varlıklarının ve iştiraklerindeki kamu paylarının,
    b) Kamu iktisadi teşebbüsleri statüsü dışında kalmakla beraber sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete ve/veya diğer kamu tüzelkişilerine ait olan ticari amaçlı kuruluşlardaki kamu payları ile bu kuruluşlara ait müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ve varlıklarının, iştiraklerindeki kamu paylarının,
    c) Devletin diğer iştiraklerindeki kamu payları ile Hazineye ait payların,
    d) Genel ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların ve kamu iktisadi teşebbüslerinden kamu iktisadi kuruluşlarının gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının ve iştiraklerindeki paylarının,
    e) Belediye ve il özel idarelerine ait ticari amaçlı kuruluşlar ile pay oranlarına bakılmaksızın her türlü iştiraklerindeki paylarının,
    f) Genel ve katma bütçeli idarelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, mal ve hizmet üretim birimleri ve varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları, limanlar ve benzeri diğer mal ve hizmet üretim birimleri) ile bu Kanunun 35 inci maddesinin (B) fıkrasında belirtilen kamu iktisadi kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak, Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek gerekçelerinden birisi ile özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir. " hükmüne yer verilmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
    3194 sayılı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanunun 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanunun imar planlarında Bakanlığın yetkisini düzenleyen 9. maddesinin 2. fıkrasında; "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak Çevre İmar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir. " hükmüne yer verilmiştir.
    3194 sayılı Kanunun Ek-3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Usül yönünden;
    Davalı idarenin süre itirazı yerinde görülmemiştir.
    Ehliyet itirazına ilişkin olarak, idarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal denetime açık olduğu hukuk devletinde idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan biri "iptal davaları"dır.
    İptal davalarındaki sübjektif ehliyet koşulu doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorundur. Dolayısıyla sübjektif ehliyet koşulunun, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.
    Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda sübjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
    Bu saptamalar çerçevesinde uyuşmazlığa bakıldığında, şehir imar planı ana kararlarını bozucu nitelikte ve kamu yararına aykırı olarak dava konusu plan değişikliği yapıldığı iddiasıyla anılan taşınmazın bulunduğu alanda idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi niteliğindeki ilçe belediyesince açılan davada kamu yararı doğrultusunda dava açan davacı belediyenin imar planına karşı iptal davası açması hususunda menfaati bulunduğu sonucuna ulaşıldığından davalı idarenin ehliyet itirazı yerinde görülmemiştir.
    Esas yönünden;
    Yerleşik İdare Hukuku ilkelerine göre; iptal davası açılabilmesi ve davanın görülebilmesi için davacının iptali istenilen işlem nedeniyle davanın açıldığı sırada menfaatinin ihlal edilmesi yeterli olup; alınacak yeni bir idari kararla, davacının iptali istenilen işlemle ilişkisini kesmek, dava konusu işlemle kısmi değişiklikler yapmak ya da yeni bir işlemle geriye dönük olarak işlemin hukuka uygunluğunu sağlamaya çalışmakla, hukuka aykırılığı ileri sürülen işlemin yargısal denetim dışında bırakılması sonucu doğacaktır. Kaldı ki, İdari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibariyle yargısal denetiminin yapılması gerekmektedir.
    Bu itibarla her ne kadar Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararına karşı yapılan itirazlar kısmen kabul edilerek 8.01.2019 tarihli 575 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla uyuşmazlık konusu taşınmaza yönelik kısmi değişiklikler yapılmış ise de, davacının dava açmaktaki amacı ile dava açmakla ulaşmak istediği sonuç göz önünde bulundurularak Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararına yönelik davanın konusunun kalmadığı sonucuna ulaşılmamış, uyuşmazlığın esası değerlendirilmiştir.
    Dava konusu taşınmaz açısından geçmişten itibaren belirlenen fonksiyonların değerlendirilmesi suretiyle, uyuşmazlık konusu edilen imar planı değişiklikleri ile getirilen kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının çevre ve imar bütünlüğünü ve sosyal donatı dengesini bozucu nitelikte olup olmadığının, bozuyor ise sosyal donatı dengesini hangi yönlerden bozduğunun, üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine uygun olup olmadığının, uyuşmazlığa konu taşınmaza verilen fonksiyonların yer seçiminin uygunluğunun, taşınmazın konumu dikkate alındığında, taşınmaza verilen fonksiyonların ulaşım bütünlüğüne olumsuz etkisinin olup olmadığının, yapılan değişikliğin trafik yoğunluğuna ek yük getirip getirmeyeceğinin tespiti amacıyla Naip üye ......tarafından resen seçilen bilirkişiler Prof. Dr. ..., Prof. Dr. ..., ve Prof Dr. ......'nin katılımıyla yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özet olarak;
    "Muğla ili, Datça ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsele ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarih ve ...sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Nazını İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği işlemlerine ilişkin olarak Bilirkişi Kurulunca aşağıdaki sonuçlara ulaşıldığı,
    - 2005 yılı onaylı planlar ile oluşturulmuş olan yeşil alan sisteminin ve sürekliliğinin davaya konu plan değişikliği ile ortadan kaldırılmış olması şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından son derece olumsuz, ciddi sakıncaları olan bir yaklaşım olduğu,
    - Sosyal donatı alanlarına yönelik inceleme kapsamında, park alanları, çocuk oyun alanları ve bunlarla içiçe olan yaya alan ve meydanları bir arada hesaplandığında bu alanlar davaya konu plan değişikliğinde azaltılmış olmaktadır. Sadece yaya alanı olarak bile bakılsa yeşil ve açık alan sisteminin, yaya olarak banklar veya benzeri sokak mobilyaları ile kentlilerin vakit geçirebileceği (yeşil veya sert zemin) alanlar davaya konu plan değişikliği ile azaltılmış olmaktadır. Bu durum sosyal donatı alanının azaltılması ve sosyal donatı dengesinin bozulması anlamına geldiği,
    - Ayrıca yollara ayrılan alanın azaltılması teknik altyapı olarak değerlendirilen yol altyapısının da azaltılması ve bu açıdan da teknik altyapı dengesinin bozulması sonucunu doğurmaktadır. Bu durum sosyal donatı alanları ve teknik altyapı alanlarının zorunluluk olmadıkça plan değişikliği ile küçültülemeyeceği ve kaldırılamayacağı; kaldırılması durumunda yakın çevrede eşdeğer bir alan ayrılmasının zorunlu olduğu yönündeki Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin ilgili maddesine aykırılık teşkil ettiği,
    - Davaya konu plan değişikliği ile konut alanlarına yönelik olarak belirlenen yapılaşma koşulu alandaki mevcut yapılarla, bu alandaki imar düzeni ve dokuyla, alana ilişkin geçmiş planlarla uyumlu olduğu,
    -14.02.2020 tarih ve 7221 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 6. Maddesinde “İmar
    planlarında bina yükseklikleri yençok: serbest olarak belirlenemez” ifadesi yer almakta olup, davaya konu plan değişikliğinde ibadet yeri için yençok—serbest biçimindeki plan kararı bu maddeye aykırı olduğu,
    -Davaya konu plan değişikliği işlemi ile 2005 yılı onaylı önceki planlarda yollara ayrılan alan azaltılmıştır. Bu durumun erişilebilirliğe olan etkilerinin plan değişikliği kapsamında irdelenmemiş olması önemli bir eksikliktir. Bu kapsamda özellikle yaya bağlantılarının kaldırıldığı anlaşılmakta olup, bu değişikliğin yaya erişimine etkilerine yönelik bir irdeleme de plan değişikliğinde yer almamaktadır, ve bu durum da önemli bir eksiklik olduğu,
    -Ayrıca davaya konu taşınmazın dışında ve dolayısıyla davaya konu plan alanının dışındaki kısımlarda plan değişikliği öncesinde geçerli olan planda önerilmiş olan yaya yolunun sürdürülüp sürdürülemeyeceği belirsizdir. Bu yaya yolu davaya konu plan değişikliği sonrasında sürekliliğini kaybetmiştir. Parçacı bir karar ile getirilen bu değişiklik ulaşım sisteminin artık bir ağ sistemi olarak çalışamayacağı anlamına gelmektedir. Böyle bir müdahale ulaşım planlaması ve kent planlaması açısından son derece sakıncalı olduğu,
    - Son olarak, üst ölçekli plan stratejisini yansıtmayan ve bu stratejiyle uyumsuz olan alt ölçekli planlar doğrultusunda üst ölçekli ana plan stratejisinin değiştirilip terkedilmesi planların kademeli birlikteliği ilkesi kapsamında doğru bir yaklaşım olmadığı " tespitlerine yer verilmiştir.
    Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile anılan bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda, dava konusu imar planı değişikliklerine davalı idare tarafından yapılan itirazlar ve davacı beyanları ile birlikte ele alındığında;
    Uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin bilirkişi heyetince yukarıda özet olarak aktarılan sebepler ile şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık taşıdığı görüşüne yer verilmiştir.
    Davalı idare tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilerek dava konusu işlem ile yapılan imar planı değişikliklerinin imar mevzuatı ve planlama ilkelerine uygun olduğu ileri sürülmüştür.
    Davaya konu taşınmazın bulunduğu alanda imar planı yapma yetkisinin Özelleştirme Yüksek Kuruluna ait olduğu, davaya konu edilen imar planı yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı, davalı idare Özelleştirme Yüksek Kurulunun ...tarihli, ...sayılı kararıyla kabul edilen davaya konu taşınmaza ilişkin olarak 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği ile anılan taşınmaza "kentsel yerleşik alan" ve "kentsel gelişme alanı" "kullanımı getirildiği, anılan çevre düzeni planı değişikliğine karşı Danıştay Altıncı Dairesi E:2018/7110 sayıda açılan davada, 9.11.2021 tarihli E:2018/7110 sayılı karar ile yürümeyi durdurma talebinin reddine karar verildiği görüldüğünden, bakılan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları değişikliklerinin üst ölçekli planlara aykırılık oluşturmadığı, çevre ve imar bütünlüğü yönünden değerlendirildiğinde ise; bilirkişi raporunda da ifade edildiği gibi konut alanlarında geitirlen yapılaşma koşulunun alandaki mevcut yapılarla, bu alandaki imar düzeni ve dokuyla, alana ilişkin geçmiş planlarla uyumlu olduğu, 3194 sayılı İmar Yasasının 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden özelleştirmenin amacına uygun olarak taşınmazın verimli olarak kullanımının sağlanması için parsel bazlı değişiklik yapıldığı, 2005 yılında yapılan imar planlarındaki kullanım şeklinin korunduğu, diğer taraftan dava konusu parselle sınırlı olarak yapılan bu değişikliğin sosyal ve teknik alt yapı dengesini etkileyecek nitelikte olmadığı, ayrıcalıklı haklar verilerek çevre ve imar bütünlüğünün bozulmadığı,
    Diğer taraftan bilirkişi raporunda, 20.02.2020 tarihli ve 31045 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile "bina yükseklikleri yençok:serbest olarak belirlenemez" ifadesine karşın ibadet alanının yençok:serbest biçimindeki plan kararının bu maddeye aykırı olduğu ifade edilmiş ise de, dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olmayan anılan mevzuat hükmünün bakılan davada değerlendirmeye esas alınamayacağı sonucuna varılmıştır.
    Bu nedenlerle anılan imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Dava konusu imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılanDAVANIN REDDİNE,
    2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    4. Keşif ve bilirkişi incelemesi giderinden artan ...-TL'nin davacıya iadesine, posta gideri avanslarından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra tarafların göstereceği hesaba iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi