10. Hukuk Dairesi 2018/4610 E. , 2019/1223 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır.
506 sayılı Yasa"nın 26. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 506 sayılı Yasa"nın 26., 4857 sayılı Yasa"nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa"nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Eldeki dava dosyası incelendiğinde belirtilen mevzuat hükümlerine göre davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalı ...’ın sorumluluğunun belirtilen kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken adı geçen davalı için görevsizlik kararı verilmesi yanlıştır ve bozmayı gerektirir. Bunun yanında davalılardan ....’ın hangi sıfatla davaya katıldığının belirtilmemesi ve hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması da isabetsizdir. Bu sebeple mahkemece yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak kurumdan ilk peşin sermaye değerli gelir tabloları getirtilerek, özellikle davaya konu kazayla ilgili maddi olgu doğru belirlenmeli, olayın niteliği, davalıların ve dava dışı tarafların olay anındaki sıfatları ve olaya etkileri araştırılarak, mevcut dosya sigortalısının davaya konu olayla ilgili ceza ve tazminat davaları bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa bu davadaki raporlar celpedilerek, olayın nasıl gerçekleştiği ile tarafların kusur oranlarının ayrıntılı olarak değerlendirilebilmesi ve diğer dava dosyalarındaki kusur oranları arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla, uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınmadan ve mevcut çelişkiler giderilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi de bozmayı gerektirir.
Açıklanan sebeplerle davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.