6. Ceza Dairesi 2017/29 E. , 2017/138 K.
"İçtihat Metni" ... Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2008 tarihli iddianamesiyle; suç tarihinde sanık ..."nin daha önce evlenip boşandığı, eşi olan katılan ..."ın evine gittiği, evde sanık ile katılan ve öz kızı olan mağdure ... arasında tartışma çıktığı, sanığın mağdure ..."ye vurarak basit tıbbi müdahale ile giderilecek biçimde yaraladığı, evin mutfağından aldığı bıçakla katılanın üzerine yürüyüp seni öldürürüm diye tehdit ettiği, katılanın elinde bulunan ... plakalı araca ait, oto anahtarını ve cep telefonunu elinden aldığı, evin önünde bulunan aracı zorla alarak olay yerinden uzaklaştığı, kendisini telefonla arayan katılana telefonda sövdüğü, olaydan iki gün sonra 18.03.2008 günü telefonu ve aracı katılana iade ettiği belirtilerek TCK"nın 149/1-a, 106/1, 125/1, 86/2, 3,a, 53, 63. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi isteği ile kamu davası açılmış,
... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2008 tarih 2008/121 Esas 2008/338 Karar sayılı kararı ile; sanığın hakaret, kasten yaralama, silahtan sayılan bıçakla tehdit ve kullanma hırsızlığı suçları sabit görülerek bu suçlardan mahkumiyetine karar verilmiş,
Kararın katılan ... vekili sanık ... savunmanı ve sanık lehine Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09/04/2014 tarih, 2011/23141 E. 2014/6763 K. sayılı kararı ile tehdit, hakaret ve kasten yaralama suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına, hırsızlık suçundan kurulan hükmün ise; "Suç tarihinde katılan ve kızı mağdurun yaşadığı eve gelen sanığın, bıçak çekmek suretiyle katılanın elinde bulunan cep telefonu ve aracının anahtarını alıp, daha sonra bu anahtarla park halindeki aracı da alıp giden sanığın eyleminin, nitelikli yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde uygulama yapılması, kabule göre de; sanığın, olaydan iki gün sonra katılanı arayıp, suça konu araç ve cep telefonunun bulunduğu yeri söyleyerek iade ettiğinin anlaşılması karşısında; hakkında etkin pişmanlık nedeniyle TCK’nun 168/3. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, eylemin kullanma hırsızlığı kabulü ile yazılı biçimde hüküm kurulması," gerekçesi ile kararın kısmen bozulmasına karar verilmiş,
Bozma sonrası ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2014 gün, 2014/204 Esas, 2014/339 karar sayılı kararı ile;
"Sanık ile katılan ..."ın daha önce evli oldukları, müşterek çocuklarından birinin mağdure ... olduğu, sanık ile mağdurenin 11.03.1998 tarihinde boşandıkları ve ayrı evlerde kaldıkları, olay günü sanığın telefonla katılanın ve mağdurenin kaldığı evi arayıp eve geleceğini belirttiği, telefona mağdure ..."nin çıktığı, ..."in biz seni evde istemiyoruz diye söylediği, bir süre sonra saat: 19.30-20.00 sularında sanığın katılanın ve mağdurenin kaldığı eve gelip kapıyı çaldığı, etrafta herhangi bir olumsuzluk yaşamamak için katılanın kapıyı açtığı, sanığın eve girdiği, mağdure ..."yi dövmeye başladığı, katılanın sanığı engellemeye çalıştığı, bu defa evin mutfağına giren sanığın mutfaktan aldığı bıçağı katılan ..."a çevirerek "seni öldürürüm" diye tehdit ettiği, katılanın polisi aramak için cep telefonunu eline aldığı, sanığın aracın anahtarını da alıp gideceğini düşünen katılanın araç anahtarını da eline aldığı, sanığın katılanın elinde bulunan cep telefonu ve araç anahtarını katılanın elinden çekip aldığı ve evden uzaklaştığı, katılanın sanığa telefon açıp aracın anahtarını ve telefonunu istediği, aracın anahtarını ve telefonu vermeyeceğini söylediği, telefonda katılana sövdüğü, evin kapısında bulunan aracı alarak ..."ya gittiği, iki gün sonra ..."e dönerek katılana telefon açıp aracın yerini bildirdiği, katılandan aldığı cep telefonunun da araç içinde olduğu, bu telefon üzerine katılanın gidip aracını, araç anahtarını ve telefonunu aldığı, katılanın iddiası, mağdurenin beyanları, sanığın savunması, görgü ve tespit tutanağı, muhafaza altına alma, taktiri kıymet ve teslim tutanağı, yakalama ve üst arama tutanağı ile tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Sanık savunmasında; aracı katılana kendisinin aldığını, aracın katılan üzerine kayıtlı olduğunu, annesini ziyaret amacıyla anahtarı alıp ..."ya gittiğini, daha sonra getirip aracı teslim ettiğini, katılanın telefonunun aracın torpido gözünde olduğunu, bu hususu aracı aldıktan sonra farkettiğini, mağdure ..."ye yönelik yaralama eyleminde bulunmadığını, katılan ..."ı tehdit etmediğini ve ona telefonda sövmediğini, bildirmektedir. Katılan ..."ın beyanı ile mağdure ..."nin beyanlarına göre, sanığın olay günü ayrı yaşadığı katılanın ve mağdurenin kaldıkları eve gelerek kendisini evde istemediklerini telefonda söyleyen mağdureye yaralama teşkil eden eylemde bulunduğu, kendisine engel olmak isteyen katılan ..."ı mutfaktan aldığı bıçakla üzerine yürüyüp ölümle tehdit ettiği, ..."ın polisi aramak için elinde tuttuğu cep telefonunu ve aracın anahtarını çekip aldığı, telefonu almaktaki amacının mülk edinme kastına yönelik olmadığı, muhtemelen katılanın polisi aramasını engellemek amacıyla katılanın elinden telefonu çekip aldığı, araç anahtarını alıp ..."ya annesinin ziyaretine gittiği, daha sonra aracı ve telefonu getirip katılanın bulabileceği ve ulaşabileceği bir yere aracı bırakıp, telefonla durumu katılana bildirmiş olduğu, oluşun bu şekilde gerçekleştiğinin sanığın da kabul etmiş olması karşısında sanığın mağdureyi dövdüğü, ayrıca katılana bıçak çekerek öldürmekle tehdit ettiği, katılanın elindeki araç anahtarını çekip aldığı kanaatine varılmıştır. Sanık masa üzerinde bulunan araç anahtarını masanın üzerinden aldığını bildirmekte ise de, olay öncesinde aracın anahtarının katılanın elinde olduğu katılanın beyanından anlaşılmaktadır. Bu hususu mağdure ... soruşturma sırasında usulüne uygun olarak alınan ifadesinde de belirtmiş olup, bu durumda aracın anahtarının katılanın elinden çekilip alındığını kabul etmek gerekir.
Aracın katılan ... adına trafikte kayıtlı olduğu, tarafların da kabul ettiği bir olaydır. İddianamede ve Yargıtay bozma ilamında katılana ait aracın ve cep telefonunun zorla alınıp yağmalandığı iddia edilmekte ise de; katılanın iddiasına sanığın savunmasına göre, aracın ve telefonun katılana tehditte bulunularak yada cebir teşkil eden bir eylemde bulunularak alındığına ilişkin hiçbir delil yoktur. Sanık, katılanın elinde bulunan cep telefonunu hangi amaçla almıştır. Bu husus katılan tarafından da açıklanmamış bir durumdur. Katılan, sanığın telefonunu polisi aramasını engellemek amacıyla almış olabileceğini bildirmştir. Ancak, katılanın iddiasına ve bu iddiayı doğrulayan mağdure ..."nin soruşturma aşamasındaki doğruluğunu kabul ettiği beyanına göre, sanık katılanın elindeki cep telefonunu katılanın polisi aramasını engellemek amacıyla almış ve iadesine kadar geçen süre içinde cep telefonunu kullandığına dair dosyada delil de bulunmamaktadır, buradan hareketle sanığın katılanın cep telefonuna yönelik mülk edinme ve telefondan faydalanma kastının bulunmaması nedeniyle eylemin cep telefonu ile ilgili kısımda kullanma hırsızlığı ve yağma suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı kanaatine varılarak cep telefonu hükme esas alınmamıştır. Sanığın katılanın elindeki araç anahtarını elinden çekerek aldığı sabit görülmüştür. Aracın anahtarının bu şekilde alınması ve bu anahtarla aracın çalıştırılarak götürülmesi sırasında sanığın katılana yönelik tehdit veya cebir nitelikli eylemi sözkonusu değildir. Araç anahtarının alınmasından önceki tehdit ise, sanığın mağdureyi dövmesi ve katılanın da sanığı engellemeye çalışması nedeniyle söylenmiştir. Aracın anahtarını ve aracı almak amacıyla yapılmış bir tehdit değildir. Sanık, katılanın rızası olmadan elinde bulunan araç anahtarını çekip almak suretiyle araç ile ..."ya annesini ziyarete gitmiş, iki gün sonra ..."e dönerek katılana telefon açıp aracın yerini bildirmiş, katılan aracın yanına gelerek elinden çekilip alınan cep telefonu ve araç anahtarını araçla birlikte teslim almıştır. Sanık katılanın rızası olmadan elindeki araç anahtarını çekip alarak evin kapısında bulunan aracı bu anahtarla çalıştırıp, ..."ya annesini ziyarete gittiğine, ziyaret sonunda aracı getirip katılanın teslim alabileceği bir yere bırakıp durumu da katılana bildirdiğine göre ve ayrıca aracın alınmasından sonra herhangi bir suç işlenmemiş olmakla, sanığın eyleminin bu kısmı TCK.nın 142/2-d maddesinde belirlenen kullanma hırsızlığı suçunu oluşturduğu kanaatine varılmıştır. Bu şekilde kabul edilen oluşa göre sanığın aracı almaktaki amacının aracı bir süre kullanıp iade etmek olduğu ve bu amaçla aldığı, aracı mülk edinme yönünde herhangi bir kastının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Taraflar mahkeme kararı ile, ayrılıklarına karar verilen kişiler olmayıp boşanmışlardır. Bu nedenle olayda TCK.nın 167 ncü maddesinin sanık lehine uygulanabilirliği yoktur. Bu madde mahkeme kararı ile ayrı yaşayan eşler için getirilmiş bir düzenlemeyi içermektedir. Eylemin TCK.nın 142/2-d maddesinde belirtilen kullanma hırsızlığını oluşturduğu kabul edilerek bu maddeye göre hüküm kurulduğundan uygulama yeri bulunmayan TCK.nın 168/3. maddesi uyarınca indirim yapılmamıştır.
Sanığın açıklanan nedenlerle, sabit görülen kullanma hırsızlığı suçundan TCK.nın 142/2-d, 146 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, sanığın eylemi gece vakti işlemiş olması nedeniyle verilen cezadan TCK.nın 143. maddesi uyarınca artırım yapılmasına, sanığın tekerrüre esas mahkumiyeti nedeniyle TCK.nın 58 maddesinin uygulanmasına karar verilerek usul ve yasaya uygun görülmeyen Yargıtay Bozma İlamına uyulmadan, önceki kararda direnilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün sanık ... savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istekli 15/09/2015 gün ve 2014/404210 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya;
5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10.maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07/12/2016 gün, 2015/771 Esas ve 2016/851 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Oluş ve dosya kapsamına göre, suç tarihinde katılan ve kızının yaşadığı eve gelen sanığın, bıçak çekmek suretiyle katılanın elinde bulunan cep telefonu ve aracının anahtarını aldığı, daha sonra da aracı alıp zorla götürdüğü anlaşılan olayda, sanığın eyleminin nitelikli yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde uygulama yapılması nedeniyle mahkemenin kararlarının gerekçe ve sonuçları itibariyle yerinde görülmediğinden bozulmasına dair;
Dairemizin 09/04/2014 tarih ve 2011/23141 esas, 2014/6763 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2014 gün, 2014/204 Esas, 2014/339 karar sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 31.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.