17. Hukuk Dairesi 2018/4207 E. , 2019/9822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... Koll. Şirketi arasında, ..., ..., ... Mam.Süt Ürünleri Zeytincilik Zeytinyağı Fab. Tar. Ürün. İlaç. Gübre Yem Akar.İth.İhr.San ve Tic. Ltd. Şirketi ile dava dışı ... tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıratıyla 15/06/2007 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, borçlu tarafından ödemede temerrüde düşüldüğü, hesabın kat edildiği, borcun ödenmemesi üzerine Akhisar 1. İcra Müdürlüğünün 2012/603, 881, 937, 1191, 1126 ile Akhisar 2. İcra Müdürlüğünün 2012/843, 905, 1206, 1331 ve Akhisar 3. İcra Müdürlüğünün 2012/1191 sayılı dosyaları ile muhtelif icra takipleri yapıldığı, borçluların adreslerinde hacze kabil mal bulunmadığını, borçlular adına kayıtlı 8 adet taşınmazın 30/09/2010 tarihinde kredi sözleşmesinin kefil veya tarafı olmayan 3. Kişi ..."a devredildiğini, taşınmazları satın alan ...
... ile davalı borçlular arasında ticari ilişki bulunduğunu, kredinin açıldığı tarih dikkate alındığında tümyapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu belirterek ... ilçesi ... köyü 1199, 1208, ... Mahallesi 369 parsel, ... köyü 1173 parsel, 1206 parsel, 1207 parsel, Hürriyet Mahallesi 50 parsel ve ... Mahallesi 270 parselde kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin muvazaalı işlemin müvekkili banka açısından iptaline, İİK.277.maddesi uyarınca müvekkil bankaya taşınmazlar üzerine haciz koymak ve satış istemek yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; bankaya verilen kredi teminatı olan çeklerin dava konusu yapılamayacağını, Yargıtay içtihatlarına göre borcun doğumundan önce olan tasarrufların iptali için dava açılamayacağını, gayrimenkullerin satışından sonra davacının kayıtlara göre kredileri hangi tarihte yenilediği, teminat çeklerinin diğer davalılara ait kayıtlara göre ne zaman teslim edildiği, hangi vade tarihine dayalı olarak borçlanıldığı hususlarının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar adına dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen bu davalıların davaya cevap vermedikleri, duruşmalara iştirak etmedikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına dosyadan aldırılan 20/10/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre 15/05/2009 tarihinde 80.000,00 TL miktarlı ...-...- ... nolu kredi kullanımının gerçekleştiği, 24/08/2010 tarihinde 150.000,00 TL miktarlı 3520-0932064- 16887 nolu kredi kullanımının gerçekleştiği fakat bu kredilerin kat ihtarından çok daha önce 20/10/2010 tarihinde kapatıldığı, böylelikle kefiller ... ve ..."un toplam üç adet taşınmazı ..."a devrettikleri tarihte kat ihtarnamesine konu olan hesapta kredi alan şirketin bankaya borcunun bulunduğu fakat bu borcun taşınmazın devrinden 20 gün sonra tamamen kapatıldığı böylelikle bankaya olan kredi borcunun ödendiği, dava konusu taşınmazların satış ve devir tarihlerinde kefillerin borçlarının bankaca henüz muaccel kılınmadığı, davaya konu edilen 8 adet taşınmazın davalılardan ..."a satılıp devredildiği 30/09/2010 tarihinden sonra davacı banka tarafından borçlu şirkete kullandırılan kredilerin ve bu krediler sebebi ile
doğan banka alacağının somut olayda değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Mahkemece alacağın dayanağı olan 15.06.2007 tarihli kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan krediler sebebi ile doğan borcun, dava konusu tasarrufların tarihinden(30.09.2010) sonra ancak kat ihtarından çok daha önce 20/10/2010 tarihinde kapatıldığı, kat ihtarnamesi sırasında davalı borçluların davacı bankaya borçlu olduklarının tespit edildiği, ancak kredi borçlarının taşınmazların devrinden 20 gün sonra tamamen kapatıldığı
böylelikle bankaya olan kredi borcunun ödendiği, dava konusu taşınmazların satış ve devir tarihlerinde kefillerin borçlarının bankaca henüz muaccel kılınmadığı, davaya konu edilen 8 adet taşınmazın davalılardan ..."a satılıp devredildiği 30/09/2010 tarihinden sonra davacı banka tarafından borçlu şirkete kullandırılan kredilerin ve bu krediler sebebi ile doğan banka alacağının somut olayda değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de dosya kapsamına göre davalı ... ve ... yönünden varılan sonuç dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
Davacının alacağının dayanağı olan 15.06.2007 tarihli kredi genel sözleşmesinde davalı ..., ... ve dava dışı ... ’un müştereken ve müteselsilen kefaletine istinaden kredi kullandırıldığı, söz konusu sözleşmeye dayalı olarak 26.09.2007, 24.08.2010, 27.05.2011 de limit arttırımı sözleşmelerine istinaden yine davalı borçlular ..., ... ve dava dışı ... ’un müşterek ve müteselsilen kefaletlerine istinaden kredi kullandırılmaya devam edildiği, kredinin açılış tarihinden bu yana davalı ... ve davalı ...’in kefaletinin geçerli olduğunun anlaşılmasına ve dosya içerisinde yer alan banka kayıtlarından 15.06.2007 de açılmış ticari kredili mevduat hesabına göre davacı bankanın alacağının da bu kredi yönünden devam ettiğinin de anlaşılmasına göre davalı ... ve davalı ... yönünden İİK 277 ve devamı maddeleri irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu davalılar yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre; İİK 282 madde gereğince tasarrufun iptali davası asıl borçlu ve borçlu ile iptal konusu tasarrufu yapan veya kendisine borçlu tarafından bir ödemede bulunulan kimseler aleyhine açılır. Somut olayda davalılar 1-..., 2-... Kollektif Şirketi 3- ... Unlu Mamulleri Süt Ür. Zeytincilik Fa. Tar. Ür. İlaçları Gübre Yem Akaryakıt İth. İhr.Tic. Ltd. Şti, 4- ..., 5-... aleyhine işbu davanın açılmış olduğu, dava konusu tasarrufların ise davalı ... Unlu Mamuller, ..., ... ve ... arasında olduğu, davalı ... Kollektif şirketinin davacının alacağının
dayanağı olan kredi genel sözleşmesindeki asıl borçlu şirket olduğu ancak dava konusu tasarrufların tarafı olmadığı, anlaşılmıştır. Mahkemece davalı ... Kollektif Şti yönünden pasif husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı ... Kollektif Şirketi yönünden davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre; Davacı, davalı borçlu ... Mamulleri Süt Ür. Zeytincilik Fa. Tar. Ür. İlaçları Gübre Yem Akaryakıt İth. İhr.Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı “... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 1199,1208,1173, 1206 ve 1207 parselde kayıtlı gayrımenkullerin 30.09.2010 tarihinde davalı ...’a düşük bedeller ile devredildiğini beyan ederek söz konusu tasarrufların da iptalini talep etmiştir.
Davacı alacağının dayanağı olan 15.06.2007 tarihli kredi genel sözleşmesi incelendiğinde, kredinin davalı ... Kollektif Şti’ne, ..., ..., ve dava dışı ... ’un müşterek ve müteselsilen kefaletlerine istinaden kullandırıldığı, 26.09.2007 de, 24.08.2010 da ve 27.05.2011 de adı geçen aynı borçlular ile limit arttırımı sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırılmaya devam edildiği, 27.05.2011 tarihli limit arttırım sözleşmesinde davalı ... Unlu Mamulleri Süt Ür. Zeytincilik Fa. Tar. Ür. İlaçları Gübre Yem Akaryakıt İth. İhr.Tic. Ltd. Şti nin de sözleşmeye müştereken ve müteselsilen kefil olarak imzasının alındığı anlaşılmıştır.
Dava konusu tasarrufların 30.09.2010 tarihinde yapıldığı, davalı borçlu ... Unlu Mamulleri Süt Ür. Zeytincilik Fa. Tar. Ür. İlaçları Gübre Yem Akaryakıt İth. İhr.Tic. Ltd. Şti’nin kredi genel sözleşmesinde tasarruf tarihinden sonra 27.05.2011 de kefil olarak imzasının bulunduğunun anlaşılmasına göre Mahkemece davalı ... Unlu Mamulleri Süt Ür. Zeytincilik Fa. Tar. Ür. İlaçları Gübre Yem Akaryakıt İth. İhr.Tic. Ltd. Şti yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; mahkemece dava konusu icra takiplerinde yapılan hacizler sonucunda borçluların hacze kabil mallarının bulunmadığının tespit edildiği beyan edilmiştir. Dosya içerisinde yapılan incelemede Akhisar 1. İcra Müdürlüğü’nün
2012/603 sayılı dosyadan İİK 105 maddesi kapsamında geçici aciz vesikası hükmünde davalı borçlular aleyhine, 25.05.2012 tarihli hacze kabil malı bulunmadığına dair haciz tutanağının dosyada bulunduğu anlaşılmış ancak teminat senetleri ile ilgili yapılan ve dava konusu Akhisar İcra Müdürlüğü’nün 2012/881-937-1191- 1126 ve Akhisar 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/843, 905, 1206,1331 ve Akhisar 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1191 sayılı icra dosyalarından davalı borçluların aciz halinde olup olmadığına dair tutulmuş haciz tutanaklarının ya da dosyalardan alınmış borç ödemeden aciz belgelerinin de dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür. Mahkemece, her icra dosyası yönünden davalı borçluların aciz halinde olup olmadığını değerlendirmeksizin karar verilmesi de hatalı olmuştur.
2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/10/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.