1. Hukuk Dairesi 2019/1476 E. , 2019/2529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL- BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.01.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ..., geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..’nun adına kayıtlı ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı eşi adına, ... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı oğlu adına satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda saklı paylarının tespiti ile tapu kayıtlarının miras payları oranında iptaline ve adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların dava tarihindeki değerinin tespiti ile paylarına isabet eden miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ...,kendisine devredilen dava konusu taşınmazları terzilik yaparak elde ettiği birikimleri kullanmak sureti ile satın aldığını, ayrıca davacıların annelerine de mirasbırakan tarafından bir kısım taşınmazların verildiğini, diğer davalı ..., dava konusu taşınmazları muris babasının borçları nedeni ile satmak istemesi üzerine annesi, dayıları ve halalarından aldığı destekler ile bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yapılan temlik işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1937 doğumlu mirasbırakan ...’nun 23.07.2011 tarihinde öldüğü, geriye birlikte yaşadığı ...’dan olma davacı kızları ... ve ... ile davalı eşi ..., ...’den olma davalı oğlu ... ve dava dışı çocukları ..., ... ve ...’nın kaldıkları, murisin paydaşı olduğu çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki payını 25.05.2005 tarihinde, ... parsel sayılı taşınmazdaki 42488/345600 payını 13.05.1999 tarihinde satış yolu ile davalı oğlu ...’ye, yine paydaşı olduğu dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümdeki payını 07.09.1989 tarihinde, ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümünü 19.08.2004 tarihinde satış yolu ile davalı eşi ...’e temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; mirasbırakan tarafından davalılara yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasına bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazların yerinde görülmediğinden reddine.
Bilindiği üzere; HMK"nın 26. Maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır" hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olaya gelince, çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümde mirasbırakan tarafından pay temliki yapılmış olmasına rağmen taşınmazların tümü yönünden iptal tescil hükmü kurulması doğru olmadığı gibi HMK"nın 26. maddesi ve doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca çekişme konusu taşınmazlarda davacıların miras payı oranında tapu kaydının iptali ile iptal edilen payın davacılar adına tesciline kalan payın davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken davalılar adına yeniden tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00 TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.