Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2172
Karar No: 2019/9627
Karar Tarihi: 03.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2172 Esas 2019/9627 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2172 E.  ,  2019/9627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, düğünde kendisine hediye edilen 14 adet yaklaşık 380 gr. bilezik, 50 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altın, 1 adet cumhuriyet altını (zinciri ile birlikte) ve 2 adet yüzükten ibaret ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurularak harcandığını ileri sürerek, fazlaya ilişikin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 30.000 TL ziynet eşyası bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, dava konusu ziynet eşyalarını harcadığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, davacının düğünden önce ablasına olan borçlarının düğün ve nişanda takılan bir kısım ziynet eşyaları ile ödendiğini, kendisinin evden ayrılırken, evlilik birliği içinde alınan 3 adet bilezik ve 1 adet seti yanına aldığını, daha sonra seti davacıya iade ettiğini, diğer 3 bileziği ise bozdurup davacı ile ortak olan kredi kartı borçlarını ödediğini, bahsettiği bu ziynet eşyalarının düğünde takılanlardan olmayıp daha sonra evlilik birliği içinde alındığını, dava konusu edilen ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacı tarafın, ziynet eşyalarının davalı tarafça alıkonulduğu veya harcandığını iddiasını ispat edemediği, evden ayrılış şekli itibariyle davanın ziynetlerini yanında götürmüş olduğu, bir kısım ziynetlerin ise borca karşılık davacının da rızasıyla bozdurulduğu, davalının herhangi bir şekilde el koymasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 23.10.2017 tarih ve 2017/14578 E. 2017/14445 K. sayılı ilamıyla "...Somut olayda dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek bu konular olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140.maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekir.
    6100 sayılı HMK"nun 140.madde uyarınca ön inceleme duruşmasında; tarafların anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar tespit edilmemiş, tarafların iddialarının konusu belirtilmemiş, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için 2 haftalık kesin süre verilmesi hükmü de yerine getirilmemiştir.
    HMK. 147.maddesi uyarınca; "Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflar gönderilecek davetiye de, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir."
    Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; mahkemece, tensip zaptının taraflara, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden sonra taraflara duruşma gün ve saatinin bildirildiği ancak ön inleme duruşması niteliğinde yapılması gereken 14/01/2015 tarihli celsenin açıklanan yargılama usullerine riayet edilmeksizin yürütüldüğü ve iş bu davanın boşanma davasından bağımsız yeni bir dava olduğu gözetilmeksizin, boşanma davasında taraflara tanınan delil bildirme süresinin geçtiğinden bahisle, aynı celse davanın esasına yönelik karar verildiği, bu şekilde tarafların hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen esaslar ışığında ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet etmek ardından duruşmada HMK 140 ve devamı maddelerini uygulayarak taraflarca dilekçelerinde bildirdikleri delillerden sunulmayan deliller varsa ibrazı, bildirilmeyen tanık olduğun da isimle adreslerini bildirmek için kesin süre verip tahkikat aşamasına geçip müteakip safhaları tamamlayarak yargılamayı bitirmek olmalı iken tüm bu hususlar göz ardı edilerek, açıklanan şekilde eksik inceleme ile yazılı şeklide karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece; davacının ziynetlerinin davalı tarafından alıkonulduğunun veya harcandığının ispat edilemediği, evden ayrılış şekli itibariyle ziynetleri davacının yanında götürmüş olduğu, bir kısım ziynetlerin ise borca karşılık davacının da rızasıyla bozdurulduğu, davalının herhangi bir şekilde el koymasının söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
    Düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
    Somut olayda, davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davalı tarafından bozdurularak harcandığını ileri sürmüş, davalı koca ise kendisinin evden ayrılırken, evlilik birliği içinde alınan 3 adet bilezik ve 1 adet seti yanına aldığını, daha sonra seti davacıya iade ettiğini, 3 adet bileziği ise bozdurup davacı ile ortak olan kredi kartı borçlarını ödediğini, bahsettiği bu ziynet eşyalarının düğünde takılanlardan olmayıp daha sonra evlilik birliği içinde alındığını beyan etmiştir. Yargılama sırasında iade edildiği davacının da kabulünde olan 1 adet takı seti dışındaki bozdurularak harcadığı davalının kabulünde olan 3 adet bileziğin düğünde takılan ziynet eşyalarından olmayıp, düğün sonrasında evlilik birliği içinde alındığına yönelik iddiasıyla bu hususta ispat yükünü üzerine alan davalı söz konusu iddiasını kanıtlayamamıştır.
    Hal böyle olunca, bozdurularak harcandığı davalının kabulünde olan 3 adet bileziğin,düğünde takılan ziynet eşyalarından olmayıp evlilik birliği içinde alındığı, rızayla ve iade şartı olmaksızın kendisine verildiği davalı tarafından ispatlanamayan 3 adet bilezik yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerl davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi