5. Ceza Dairesi 2017/5864 E. , 2017/5146 K.
"İçtihat Metni"
Zimmet suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 247/1, 43/1, 248/2 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/11/2010 tarihli ve 2010/131 esas, 2010/159 sayılı kararının infazını müteakip, adı geçen hükümlünün talebi üzerine memnu hakların iadesine ilişkin Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2017/141 değişik iş sayılı kararının;
Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulü ile memnu hakların iadesine karar verilmiş ise de, yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan ""5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkum olduğu 2 yıl 7 ay 7 hapis cezasının 01/07/2014 tarihinde infaz edildiği cihetle, yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 02/02/2017 tarihinde 3 yıllık sürenin dolmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 26/09/2017 gün ve 94660652-105-25-8806-2017-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02/02/2017 tarihli ve 2017/141 değişik iş sayılı Kararın CMK"nın 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak koşuluyla BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/12/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY:
Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesindeki düzenlemeye göre; temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen, hakim veya mahkeme tarafından verilen hem hüküm hem de kararlardaki hukuka aykırılıklara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebilecek, Yargıtay ilgili ceza dairesi istemi yerinde bulursa karar veya hükmün bozulmasına karar verebilecektir. 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirerek yargısal makamlar ile bozma kararlarının etkileri, bozulan kararın ve hükmün türü ile bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/09/2005 tarih ve 2005/3-99 E., 2005/103 K.)
Anılan karar ile CMK"nın 309 ve 223. maddesindeki tanımlamaya nazaran hükümden "beraat, ceza verilmesine yer olmadığına, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşme anlaşılır. Belirtilen hükümler dışında kalan ve davanın esasını çözmeyen bir karar söz konusu ise CMK"nın 309/4-a maddesi uyarınca bu karar lehe aleyhe bakılmaksızın bozulabilir. Mahkeme araştırma yapabilir, duruşma açabilir, istediği kararı verebilir.
Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi C.Savcısı tarafından yapılan bir talep olmadığı gibi, içeriği de bir suç isnadına ilişkin değildir. Talep üzerine yapılan inceleme sonucunda verilen yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinin kabulüne veya reddine ilişkin karar ne soruşturma, kovuşturma evrelerindeki hakim veya mahkeme kararlarından, ne de kovuşturma evresi sonucunda verilen hükümlerdendir. Dolayısıyla 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A-5 maddesinde yer alan “yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak CMK"da öngörülen kanun yoluna başvurabilir” şeklindeki düzenleme sebebiyle uygulamada bu kararların temyiz veya istinaf yasa yoluna tabi olduğunun kabul edilmesi kararın niteliğini değiştirmez.
Karar, hüküm veya mahkumiyet hükmü olmadığı gibi koşulların gerçekleşmesi halinde yeniden memnu hakların iadesi talep edilebilecek ve mahkeme yeni bir karar verilebileceğinden davanın esasını çözen bir karar da değildir.
Bu itibarla kesinleşmiş bir hapis cezasına bağlı mahkumiyet hükmünün infazını müteakip hükümlünün memnu haklarını iadesi talebi üzerine 5352 sayılı Yasanın 13/A maddesindeki koşullar gerçekleşmediği halde talebin kabulüne karar veren mahkeme kararının CMK"nın 309/4-a maddesi uyarınca bozulması gerektiği kanaatiyle çoğunluğun kararın CMK"nın 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak kaydıyla bozulmasına dair gerekçesine katılmıyorum.
...
Muhalif Üye