Esas No: 2018/7308
Karar No: 2022/3250
Karar Tarihi: 24.05.2022
Danıştay 4. Daire 2018/7308 Esas 2022/3250 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/7308 E. , 2022/3250 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/7308
Karar No : 2022/3250
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Elektrik Elektrik Sayaçları Tamir Ayar Test İstasyonu Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … sayılı ödeme emirleri içeriği amme alacakları ile … sayılı ödeme emrinin 3,4,5,6,7,8,9,11,12,13,14,15. sırasında kayıtlı 2011/4,5,6 dönemleri katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, 5035 sayılı damga vergisi ve gecikme faiziyle ilgili amme alacaklarına ait ödeme emirlerinin şirket adına usulüne uygun olarak tebliğ edilip kesinleştirildiğinin davalı idare tarafından ispatlanamadığı, dava konusu … sayılı ödeme emrinin 1,2,10. sırasında kayıtlı 2011/4,5,6 dönemleri vergi ziyaı cezası içerikli alacak kalemleriyle ilgili ise, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ödeme emrinin şirkete tebliğ tarihi olan 12/08/2013 tarihi ile davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenen 12/03/2016 tarihleri arasında asıl borçlu şirket adına herhangi bir malvarlığı araştırması yapılmadığı, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinden sonra ve 04/05/2016 tarihinde şirket adına haciz varakası düzenlendiği ve bu tarihten sonra malvarlığı araştırması yapıldığı, dolayısıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin kesinleştiği ve şirket hakkındaki takip yolları tüketilmek suretiyle şirkete ait malvarlığı bulunmadığının ispat edilemediği görüldüğünden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 10. maddesi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un mükerrer 35. maddeleri gereği kanuni temsilcinin sorumluluğundan sözedilebilmesi için, asıl borçlu şirketten borcun tahsil imkanının bulunmadığının davalı idare tarafından ortaya konulamaması karşısında, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu … sayılı ödeme emrinin 1,2,10 sırasında kayıtlı amme alacaklarının şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin, şirketin bilinen adresinde 12/08/2013 tarihinde "işyeri sahibi tevziat saatlerinde iş görüşmesi olduğundan tebliğ evrakı imzaya yetkili çalışanı ...'e tebliğ edildi." şerhiyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, … sayılı ödeme emrinde yer alan amme alacakları ile … sayılı ödeme emrinin 3, 4, 5, 7, 8, 9, 12, 13, 14 sırasına kayıtlı amme alacaklarının şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin 15/07/2011 tarihinden itibaren şirketteki ortaklık ve müdürlük sıfatı sona eren …'ün ikametgah adresinde 06/05/2013 tarihinde, dava konusu … sayılı ödeme emrinin 6, 11, 15 sırasına kayıtlı amme alacaklarının şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin 05/03/2012 tarihinden itibaren şirketteki ortaklık sıfatı sona eren ...'ın ikametgah adresinde 10/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu … sayılı ödeme emrinde yer alan amme alacaklarının şirketten tahsiline yönelik olarak düzenlenen ödeme emri tebliğ alındılarının ise dosyaya ibraz edilemediği görülmekte olup, dava konusu ... sayılı ödeme emirleri muhteviyatı amme alacakları ile … sayılı ödeme emrinin 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15 sırasında kayıtlı amme alacaklarının şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, asıl borçlu şirketin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 19/10/2015 tarih 8928 sayı 737-757 sayfasında yayımlanan ilanla Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihi itibariyle ticaret sicilinden re'sen silindiği ve tüzel kişiliğinin sona erdiği dikkate alındığında, ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliği ortadan kalkan şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun şekilde ya da hiç tebliğ edilememesi, şirket adına tüzel kişiliği silinmeden önce usulüne uygun olarak tahakkuk ettirilen vergi ve cezaların şirketin ilgili dönemde kanuni temsilcileri ve ortaklarından tahsil zamanaşımı süresi içerisinde tahsil edilmesine engel teşkil etmediği, asıl borçlu şirketin Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihi itibariyle ticaret sicilinden re'sen silinenerek tüzel kişiliğinin re'sen sonra ermesi nedeniyle kesinleşen amme alacaklarının şirketten tahsil edilemeyeceğinin kabul edilmesi gerektiği, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerinde yasal süresi içerisinde verdiği beyannamelere istinaden tahakkuk eden 2011, 2012 ve 2013 vade tarihli amme alacaklarının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, ilgili dönemde kanuni temsilci olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulü, ile mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Esas Amme Borçlusu olan şirket 09/10/2015 tarihinde re'sen ticaret sicilden silindiği ve ehliyet yönünden sorumluluğunun kalmadığı, borcun olduğu dönemde şirket yetkilisine veya şirketin o dönem çalışanına veya şirketin bulunduğu bölge muhtarlığına amme alacağının tebliğinin yapılmadığı, söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Temyiz dilekçesinde kararın, … sayılı ödeme emrinin 1,2,10 sırasında kayıtlı amme alacaklarına ilişkin kısmına yönelik iddialar, dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Kararın diğer ödeme emrine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişiden tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; asıl mükellef şirketin, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 19/10/2015 tarih 8928 sayı 737-757 sayfasında yayımlanan ilanla Türk Ticaret Kanunu 'nun geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihi itibariyle ticaret sicilinden re'sen silindiği ve tüzel kişiliğinin sona erdiği, davacının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 15/07/2011 tarih 7859 sayı 984 sayfasında yayımlanan ilanla şirket müdürü olarak seçildiği ve şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihe kadar şirket müdürlüğü görevini yürüttüğü, şirket hakkında 2011-2012 takvim yılı muhtelif dönemlerine ait ödenmeyen amme alacağının tahsili için ödeme emri düzenlendiği, ödeme emri neticesinde amme alacağının şirketten tahsil edilemediği gerekçesiyle, davacı hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 10. maddesi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunu'nun mükerrer 35. maddeleri uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin tanzim edildiği, dava konusu … nolu ödeme emri ile … sayılı ödeme emrinin 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15 sırasında kayıtlı amme alacaklarının şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerininde müdürlük sıfatı 15/07/2011 tarihinde sona eren …'ün ikametgah adresinde kızı …'e 06/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla ödeme emrinin usulüne uygun olarak kesinleşmediği, dava konusu … nolu ödeme emrinin esas şirketten tahsili amacıyla düzenlenen tebliğ alındılarının dosyaya ibraz edilmediği, dolayısıyla ödeme emrinin usulüne uygun olarak kesinleşmediği, … sayılı ödeme emrinin 6,11,15 sırasında kayıtlı amme alacaklarının şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin şirket ortağı sıfatıyla …'ın ikametgah adresine davacı adına düzenlenen ödeme emrinden sonra 10/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olarak yapılmamış olduğu ve şirket hakkındaki ödeme emrinin usulüne uygun olarak kesinleşmediği görüldüğünden, bu yönüyle davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 1,2,10 sırasında kayıtlı amme alacaklarına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3.Anılan Vergi Dava Dairesi kararının … tarih ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin oybirliği, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 6,11,15 sırasında kayıtlı amme alacaklarına ilişkin kısmının oybirliğiyle BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde karar verildi.