8. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1501 Karar No: 2010/4503 Karar Tarihi: 04.10.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1501 Esas 2010/4503 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2010/1501 E. , 2010/4503 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve müşterekleri ile Hazine ve Terzi Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.10.2009 gün ve 7/394 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, vekil edenleri adına tesbit edilen 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kuzey ve doğu sınırında bulunan bir parça taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakıldığını belirterek bu yolun iptaliyle ayrı parsel numarası verilmek suretiyle vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, tescil harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin geçmediğini açıklayarak davanın reddini savunmuş, davalı köy temsilcisi yargılama oturumlarına katılmamıştır. Mahkemece, taşınmazın paftasında yol olarak bırakıldığı tarihten, dava tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, gösterilen gerekçe yerinde bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen bir yerdir. Taşınmazın bulunduğu Terzi Köyünde kadastro çalışmaları 6.1.2009 tarihinde kesinleşmiş olup eldeki dava 8.1.2009 tarihinde açılmıştır. Bu hale göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 7/4 maddesi gereği davacıların iddia sebeplerini açıklayarak dava konusu yerin kadastroya tabi olması yolunda istekte bulunduğunun kabulü gerekir. Davacıların bu talebi kadastro komisyonuna başvurma işlemi gibi değerlendirilmeli ve bu sürenin makul süre olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar Yargıtay HGK.nun 19.2.1997 tarih 1996/8-768 E, 1997/100, 18.2.1998 tarih, 1998/8-15 E, 1998/129 K, 11.10.2000 tarih 2000/8-1264 E, 2000/1250 K.sayılı kararlarında tesbit dışı bırakma işleminin bir kadastro işlemi olduğu, dava konusu taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için tesbit dışı bırakılma tarihinden itibaren 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmesi gerektiği açıklanmışsa da; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 7/4 maddesine göre dava konusu yerin kadastroya tabi olması gerektiği yönünde davacının makul süre içinde açtığı bu tür davalara bakmak gerektiği yönünde Dairemizin istikrar kazanmış kararları mevcuttur. Mahkemenin red gerekçesine dayanak gösterdiği yine Dairemizin 7.2.2005 tarih 2005/325-75 Esas ve Karar ile 3.7.2000 tarih 2000/5204-5659 Esas ve Karar sayılı ilamlarının somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, hak arama süresi içinde açılmış eldeki dava bakımından davacıların bildirdikleri delillerin toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken tesbit dışı bırakma tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin dolmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 04.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.