Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11752
Karar No: 2019/5317
Karar Tarihi: 17.09.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/11752 Esas 2019/5317 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/11752 E.  ,  2019/5317 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    ... İlçesinde 1992 yılında yapılan kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 38 parsel sayılı 11.824,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmek ve beyanlar hanesine ise; “üzerindeki fındık ağaçları ... oğlu ...’a aittir. 1940 yılından beri 2/3 hissesi ... oğlu ...’ın ve 1/3 hissesi ise ... kızı ... ’ın kullanımındadır.” şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş; bu tespite karşı Hazine ile ... tarafından açılan dava sonucunda ... Kadastro Mahkemesi’nin 15.9.1995 tarih ve 1992/79 Esas, 1995/52 Karar sayılı kararı ile davacı ...’ın davasının reddine, Orman İdaresinin davasının kısmen kabulüne, taşınmazın hükme esas bilirkişi raporunda 987,50 metrekare yüzölçümündeki kısmının tespitinin iptali ile bu kısmın orman vasfı ile Hazine adına tesciline, geriye kalan 10.837,31 metrekare kısmının ise tespit gibi tesciline, taşınmazın üzerinde bulunan fındık ağaçlarının ise davacı ... adına beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ve iş bu kararın 19.06.1996 tarihinde kesinleşmesiyle 10.837,31 metrekare yüzölçümündeki kısım 101 ada 87 parsel numarası ile tapuya tescil edilmiştir. Bilahare 10.03.2010 tarihinde düzenlenen güncelleme listesinde, taşınmazın 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...’ın kullanımında olduğu belirtilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 101 ada 87 parsel sayılı taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; Dairemizin, davanın güncelleme çalışmasına yönelik olduğu ve bu çerçevede araştırma yapılması gereğine değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 87 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki davalı ... ’ın zilyetlik şerhine ilişkin kısmın iptali ile; zilyedin davacı ... olduğunun tespitiyle, buna ilişkin tasarrufçu şerhi oluşturulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, dava konusu taşınmazın evveliyatından beri davacı ... ve babası ... ’ın kullanımında olduğu, Kadastro Mahkemesi"nin 1992/79 Esas ve 1995/52 Karar sayılı ilamı taraflar bakımından kesin hüküm niteliğinde bulunmakla birlikte taşınmazın hükmen tescilinden sonraki tarihte davacının zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı ..., 28.12.2010 tarihli dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın zilyedi olup, taşınmazın üzerinde bulunan fındık ağaçlarını kullanan ve taşınmaz üzerindeki muhdesattan yararlanan kişinin kendisi olduğunu, çekişmeli taşınmazın 1992 yılında yapılan kadastrosuna ilişkin askı ilan cetvelinde de taşınmazın asıl kullanıcısının kendisi olduğunun belirtildiğini ileri sürerek, lehine şerh verilmesi istemiyle dava açmış, 17.05.2011 tarihli dilekçesi içeriğinde de, çekişmeli taşınmazın 1940 yılından beri önce babası ... ’ın, daha sonra ise kendi zilyetliğinde olduğunu beyan etmiştir. Şu halde, talebin kadastro tespitinin yapıldığı 1992 yılından önceki nedenlere dayandığı anlaşılmakta olup, tesis kadastrosunun kesinleştiği 19.06.1996 tarihi ile davanın açıldığı 28.12.2010 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hak düşürücü süre, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerekir. Bu durum karşısında, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın dinlenilme olanağı yoktur. Çekişmeli taşınmazda 2010 yılında güncelleme çalışması yapılmış olmakla birlikte, davacının tesis kadastrosunun yapıldığı tarih ile güncellemenin yapıldığı tarih aralığındaki bir nedene, daha açık bir ifade ile taşınmazda lehine hükmen şerh verilen kişiden yasal bir yolla (akdi ya da irsi) devralmaya da dayanmadığının anlaşılmasına göre davanın güncellemeye karşı açıldığının kabulü de mümkün değildir.
    Hal böyle olunca; mahkemece her ne kadar davanın güncelleme çalışmasına yönelik açıldığı açıklandıktan sonra, bu yönde araştırma yapılması gereğine değinen bozma ilamına uyularak, bu doğrultudaki araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulmuş olmasının taraflar yönünden kazanılmış hak oluşturmayacağı göz önüne alındığında, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    17.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi