16. Hukuk Dairesi 2016/11668 E. , 2019/5311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece mahallinde 14.12.2012 tarihinde yapılan keşfin, hakkında tefrik kararı verilen dere yatağı olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümüne ilişkin olup, bu dosyada dava konusu edilen yola ilişkin görevsiz Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan yetersiz keşfe göre karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, fen bilirkişisi ... 13.01.2012 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 227,47 metrekare yüzölçümündeki kısmın yol belirtmesinin iptali ile bu yerin davacıya ait 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmek sureti ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında; “görevsiz Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan keşfe göre karar verildiği ve mahkemece de Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan keşif yeterli görülmeyerek paftasında yol olarak gösterilen taşınmazda keşif yapılmasına ilişkin ara karar kurulduğu ve bu ara karardan da dönülmediği açıklanarak, yöntemine uygun bir biçimde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinildiği halde, mahkemece bozma öncesinde kurulan keşif ara kararından dönülmek suretiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan keşfe göre karar verilmiştir. Oysa, Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usüli müktesap hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için Yargıtay bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün kadim nitelikte yol olup olmadığı, öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, davacıya ait komşu 143 ada 2 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri arasında çıkacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse, imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir denetime elverişli rapor düzenlettirilmeli ve bu şekilde 3402 sayılı Yasa"nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların dava tarihine kadar davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.